Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)'nca hazırlanan GPRS/WAP iletişim sorgu sonuçlarına göre, Yazıcıoğlu'nun kullandığı BlackBerry marka telefon 25 Mart 2009 tarihinde saat 13.25.11'de 8 bin 183 saniye kesintisiz GPRS bağlantısı kurdu.
[**
**](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/yazicioglunun-helikopteri-dustu-yazicioglu-kazasinda-sok-gelisme-/3061/69582/sayfa/1/)
Bu veriler, helikopter düştükten sonra da Muhsin Yazıcıoğlu'nun kullandığı telefondan saat 15.41'e kadar sinyal alındığını gösteriyor. Kazayla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu Üyesi Tacidar Seyhan, "GPRS bağlantısına itibar edilseydi enkaz kısa sürede tespit edilebilirdi." dedi.
25 Mart 2009 tarihinde içinde BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının olduğu TC-HEK işaretli helikopter saat 15.03'te düştü. Bundan tam 23 dakika sonra İsmail Güneş'in 112 Acil'i aramasıyla helikopterin düştüğü öğrenildi. Gazeteci Güneş'in 112 Acil ile görüştüğü ilk dakikalarda Muhsin Yazıcıoğlu'nun kullandığı cep telefonlarından birinin GPRS'nin açık olduğu anlaşıldı. Cihan'ın ulaştığı TİB verilerine göre; Yazıcıoğlu'nun kullandığı 0533 314 XX XX nolu telefonundan sağlanan GPRS bağlantısı, helikopterin düştüğü gün 12.43'te 20253 baz numaralı Darende-Malatya'dan başlıyor. Yazıcıoğlu'nun cep telefonu, sırasıyla 12.48'te bin 93 saniye 39636 baz numaralı Elbistan-Kahramanmaraş, 13.07'de 54 saniye 19806 baz numaralı Çağlayancerit yol ayrımı Kusuklu-Adıyaman, 13.07'de 881 saniye 9287 baz numaralı Çağlayancerit-Kahramanmaraş, 13.22'de 152 saniye 19804 baz numaralı Kusuklu-Adıyaman ve son olarak 13.25'te toplam 136 dakika 12599 baz numaralı Bulanık-Kahramanmaraş'taki istasyondan GPRS bağlantısı sağlıyor.
**SEYHAN: İTİBAR EDİLSEYDİ ENKAZ KISA SÜREDE TESPİT EDİLEBİLİRDİ**
Yazıcıoğlu olayını araştıran Meclis Araştırma Komisyonu'nda üye olarak görev yapan dönemin CHP Milletvekili Tacidar Seyhan, GPRS bağlantılarına helikopterin düştüğü gün itibar edilmiş olsa enkazın çok daha dar bir alanda olduğunun tespit edilebileceğini söyledi. Seyhan; "Helikopterin kalkışı ile düşüşü arasındaki süre içinde GSM sinyalinin hiçbir zaman kesilmediği anlaşılıyor. GPRS bağlantısı helikopter kalkmadan önce başlamış, düşüşten sonra da bir süre devam etmiştir. Kapsama alanı çok büyük olabilir; ancak o bölgedeki çekim alanı belli ve sınırlıdır. Helikopterin uçuş güzergahı bu çekim alanı üzerinde gerçekleşmiştir. Eğer GPRS bağlantısı olduğu, helikopterin düştüğü gün dikkate alınmış olup inceleme yapılmış olsaydı hiç değilse bu gidiş güzergahında helikopterin düştüğü noktayı aramak çok daha dar bir alana sığdırılabilirdi. Hatta Jandarma Genel Komutanlığı'nda o dönem harita teknisyeni olarak görev yapan Astsubay Süleyman Akdoğu'nun 16.55'de çizmiş olduğu haritadan çok daha önce enkazın yeri tespit edilebilirdi. Çünkü bağlantı hiç kesilmemiş." dedi.
**"ÇEKİM ALANI BELLİYKEN BAŞKA YERDE ARAMA YAPILDI"**
Tacidar Seyhan, arama faaliyetlerinin çekim alanı olmayan yerlerde yapılmış olmasını anlayamadığını vurguladı. Seyhan, şöyle devam etti: "Bağlantı yer ve konum bilgileri sürekli olarak GSM operatörüne kaydedildiğinden telefon konuşması dışında bir bağlantı araştırılsaydı bir çekim alanı üzerinde uçuş yapıldığı da ortaya çıkmış olacaktı. Kaldı ki, enkaz aramaları hep çekim alanı olmayan yerlerde yapıldı. O günkü yapılan açıklamalara bakın, 'yanımızda telsiz telefon taşıyoruz' buralarda çekmiyor şeklindeydi. O halde madem ki en son kalkış ile düşüş arasında telefonun GPRS'i bağlıydı çekim alanı olmayan yerlerde arama yapmanın hiçbir esprisi yoktu. Telefonun çekmediği yerlerde bir kişinin bir dakika bile arama yapması sınırlı bir aramadır. Düştüğünde de bağlantı varsa çekim alanının dışında arama yapılmış olmasının ne mantığı olabilir anlayabilmiş değilim. Ayrıca uçuş boyunca bağlantı olup olmadığını dikkate alabilmek için mutlaka konuşmaya da bakılır, GPRS'e de bakılır."
**AVUKAT YAVUZ: YAZICIOĞLU TELEFONUYLA TAKİP Mİ EDİLİYORDU?**
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun telefonuyla takip edilmiş olabileceğini vurguladı. Kemal Yavuz, "Merhum Muhsin Yazıcıoğlu BlackBerry marka telefonunun Çağlayancerit'teki mitingi esnasında GPRS'e bağlandığı ve bunun miting boyunca ve helikopterde, bir süre de kaza mahallin de bağlı kaldığını anlıyoruz. Ancak GPRS'e başkan isteyerek kendisi mi bağlandı? Bundan emin değiliz. Zira GPRS'e giriş saati 13.25'tir. Bu saatte Başkan Çağlayancerit'te miting konuşması yapmaktadır. Buradan hareketle bu bağlantının başkan tarafından gerçekleştirilme ihtimali zayıf gözükmektedir. Bu bağlamda yaptırdığımız araştırmalarda GPRS'e bağlantı IP'sinin koordinatları Avustralya'da bir çölü göstermektedir. Bunun da tünel diye tanımlanan ve genelde iz kaybetmek için kullanılan bir yöntemle gerçekleştirilme ihtimali ortaya çıkıyor. Bu şartlar karşısında telefonuyla da takip edildiği intibaı oluşmaktadır. Biz savcılıktan bu hususun araştırılmasını ve bu konuda bir rapor hazırlanılmasını talep ettik. Aile merhumun GPRS bağlantısını kendisinin gerçekleştirme ihtimalinin zayıf olduğunu söylüyor. Herhangi bir veri alışverişinde olmadığı da kayıtlardan anlaşılıyor. Merhumun kendisi bu bağlantıyı gerekleştirmiş ise neden kullanmadığı sorusu cevapsız kalmaktadır. Kapatılmamış olması da bağlantının Yazıcıoğlu tarafından gerçekleştirilme ihtimalini azaltıyor. Biz şu an, 'bu bağlantının dışarıdan müdahale ile gerçekleştirilmiş ise kimler neden yapmıştır' sorusunun cevabını arıyoruz. Ve bunların bilimsel verilerle ortaya konulacağı inancındayız. Bir başka açıdan ise GPRS'e bağlı telefon aracılığıyla her an koordinatının belli olduğu, bu bakımdan enkazın noktasal koordinatının bu telefon üzerinden her an tespitinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır." ifadelerini kullandı.
**YAZICIOĞLU'NUN KULLANDIĞI İKİ TELEFONUN SİM VE HAFIZA KARTI KAYIP**
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, eşinin kullandığı iki telefonun SİM ve hafıza kartlarının kayıp olduğunu söyledi. Gülefer Yazıcıoğlu; "Eşimin cenazesinin bulunduğu gün 'Başkana ait eşyalardan ne varsa hepsini istiyorum.' dedim. Fakat bana 'Varislerin hepsi burada olmadan teslim edemeyiz.' dediler. Kızım, oğlum ve ben orada olmama rağmen telefonlar bize o gün teslim edilmedi. Bir ay kadar sonra Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı'na gittiğimizde BlackBerry marka telefonu teslim ettiler. Teslim ettikleri telefonun batarya kapağı, SİM kartı, hafıza kartı yoktu. Helikopter düştükten sonra da sinyal almaya devam ediyordu bu telefon. Yani telefon o saate kadar açık. Normal şartlarda helikopter düşmüş, telefonun arka kapağı da yoksa bataryası da çok rahat bir şekilde düşmüş olabilirdi. Ama ilginç bir şekilde düşmemiş. SİM Kart ve hafıza kartı bu saatten sonra kayboldu. Eşimin kullandığı diğer telefon ise 3 hafta sonra Sivas'ta ağabeyime teslim edilmişti onun da SİM kartı yoktu." dedi. (CİHAN)