Sabahları zor uyanıyorsanız dikkat! Tehlikeli hastalığın önemli belirtisi olabilir

Sabahları sıcak yataktan çıkıp işe, okula gitmek oldukça zorlayıcı olabiliyor. Sürekli ertelenen alarmlar günlük hayatımıza geç kalmamıza yol açabiliyor. Bu durum normal görülse de sürekli olarak tekrarlanması sağlık için tehlikeler hakkında uyarabiliyor. Uzmanlar sabah zor uyanma probleminin önemli bir hastalığın belirtisi olabileceğini açıkladı.

Sabah uyanıp çok enerjik olan kişilerle daha durgun olanlar ikiye ayrılıyor. Yataktan çıkmakta zorluk yaşayanlar bir süre boyunca kimseyle konuşmak istemiyor. Genellikle bu durumun karakter özelliği olduğu düşünülse de her sabah zor uyanma durumu riskli hastalıkların belirtisi olabiliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, sabahları zor uyanan, uyku düzeni bozulmuş olan ve önemli olayları unutan kişilerin tiroit hastası olabileceğini açıkladı.

BU BELİRTİLERE DİKKAT!

Tiroit hastalıklarının, tiroit hormonlarının salgılanma düzenindeki bozukluk ve bezin boyutundaki değişikliklerle ortaya çıktığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, “Sabahları uyanamıyorsanız, uyku düzeniniz bozulduysa, önemli olayları unutuyorsanız, saçlarınız dökülüyorsa, cildiniz kuruyorsa, ani kilo aldıysanız ya da ani kilo verdiyseniz, her an düşüp bayılacakmış gibi hissediyorsanız, soğukta el ve ayak tırnaklarınız morarıyorsa siz de tiroit hastası olabilirsiniz” dedi.

Reklam
Reklam

TİROİTLER SAĞLIĞIMIZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, tiroit hastalıklarının, tiroit hormonlarının salgılanma düzenindeki bozukluk ve bezin boyutundaki değişikliklerle ortaya çıktığını söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Polat, tiroit bezinin, vücudumuzun enerji düzeylerini kontrol ettiğini ve işlevinde herhangi bir problem olduğunda sağlığımızın olumsuz yönde etkileneceğini aktardı. Polat, “Tiroit gırtlak ve köprücük kemiği arasına yerleşmiş, soluk borusuna dolanmış olarak duran kelebek şeklinde bir salgı bezidir. Bu salgı bezi metabolizmayı ve vücut ısısını düzenler, bedendeki enerji kaynaklarının kontrolüne yardımcı olur, vücudumuzdaki bütün sistemlerle birlikte çalışır, beyni daima aktif tutar, bağırsakları hareket halinde tutar, regl döngüsünün düzenli olmasını sağlar, tırnak ve saçların sağlıklı olmasını sağlar” dedi.

TİROİT HASTALIKLARININ ÇEŞİTLERİ VE BELİRTİLERİ

Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, “Tiroit bezinin yetersiz salgılanması hipotiroidi, normalden fazla hormon salgılanması hipertiroidi, bezin iltihaplanmasına da tiroidit adı verilir” diyerek başlıca tiroit hastalıklarını şu şekilde sıraladı:

Reklam
Reklam

Hipertiroidi: Tiroit bezinin normalden fazla hormon salgılamasıdır. Belirtileri kalp atışında hızlanma yani çarpıntı, aşırı iştah ve yemek yemeye rağmen kilo kaybı, sinirlilik, huzursuzluk, ellerde titreme, terleme, saç dökülmesi gibi şikâyetler ile kendini gösterir.

Hipotiroidi: Tiroit bezi salgısının gerekenden az üretilmesi ve salgılanmasıdır. Kişinin hareketlerinde ağırlık, halsizlik, çabuk yorulma, unutkanlık, vücutta su tutulması ve kilo artışı, ciltte kuruluk, ses kısıklığı, kabızlık, adet düzensizliği gibi şikâyetler oluşur.”

Tiroidit: Tiroit bezinin çeşitli nedenlerle iltihaplanmasına tiroiditi adı verilir. Ateş, üşüme, titreme ve çarpıntı ile başlar. Tiroit bezi büyür, sıcaktır ve hassasiyet vardır. Hasta başını arkaya atamaz. Yemek yemede zorluk ve lenf bezlerinde şişlik olabilir. Tiroit bezindeki iltihap abse yapar ve tiroit bezi üzerindeki cilt kırmızı bir renk alabilir."

VAKİT KAYBETMEDEN DOKTORA BAŞVURUN

Teşhis sürecinden de bahseden Dr. Öğr. Üyesi Polat, “Tanı koymada hastanın kanındaki serbest T3, serbest T4 ve TSH hormonlarının ölçümü tiroit bezinin çalışması hakkında bilgi verir. T4 ve T3 hormonlarının normal sınırın altında veya üstünde olması tiroit bezinin iyi çalışmadığına işarettir. Tiroit bezinin büyüklüğü ve nodül içerip içermediğini anlamak için tiroit ultrasonu, nodülün sıcak ve soğuk olduğunun anlaşılması için tiroit sintigrafisi (filmi) kullanılır. Sintigrafi, sadece nodülü olan ve TSH’sı düşük olan hastalara uygulanır. Nodüllerin kanser olup olmadığını anlamak için ise tiroit ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılır. Biyopsi sonucuna göre ilaç tedavisi mi yoksa cerrahi mi uygulanacağına karar verilir. Yukarıda saydığımız şikâyetleri yaşayan kişiler vakit kaybetmeden konusunda uzman bir hekime başvurmalıdır. Tiroit hastalıklarına erken tanı konulması tedavide başarıya ulaşmada büyük rol oynar. Tedavi edilmeyen ya da geç tanı konulan tiroit hastalıklarının ileride çok daha büyük sağlık sorunlarına yol açabileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

(İHA)