Mücadele, akıncılık ve savaş teknikleri konularında yetenekli olan Sabarlar, kuşatma makineleri kullanmışlardır. Büyük orduları vardır ve bu orduların içinde kadın askerler de bulunurdu. 400 yılının sonunda Sabarlar, Transkafkasya'ya akınlara komuta ettiler, Bizans-Sasani Savaşları’nda iki tarafta da asker ve paralı asker olarak mücadele ettiler. Bu önemli gelişme ile Bizanslılarla olan güç birliktelikleri giderek artarken, Hazar-Bizans ittifakının temelini atılmış oldu. Bu topluluğun geldikleri bölge Batı Sibirya'dır. Göç etmeyen bir bölüm olan diğer Sabarlar ise Sibirya’da kalıp Bölgeye ‘Sibirya’ adını vermişlerdir.
Sabarlar’la ilgili bilgilere yabancı kaynaklardan da ulaşılır. Ermeni araştırmacılar yazılarında Sabarlar’dan ‘Suvar’ veya ‘Sbar’ adı ile bahsederken, Bizans kaynaklarında ‘Sabeir,’ ‘Sabar,’ ‘Saber,’ ‘Sabir,’ Arap kaynaklarında ise ‘Sebir’ adı ile söz edilir. Sabar ya da Sabir’in sözcük anlamı ‘yol değiştiren, sapan, boş boş dolaşan’dır. Sabarlar, ilk dönemlerde Isık Gölü'nde yerleşik düzendeydiler. Daha sonra, Avarların baskısıyla batıya göç edip Ural dağlarının güneyine yerleşmişlerdir. 6.yüzyılda Kafkasların güneyine inerek Bizans ve Sasanilerle toplumsal ilişkiler kurdular.
Balak Han komutasında Anadolu'ya geldiler. Bu sırada Avarların saldırısı ile karşılaşıp, Göktürklerin egemenliğini kabul etmişlerdir. Şimdiki Sibirya bölgesine adını veren bu kavim, Sabar Devleti’ni kurmuştur.
Sabarlar'ın büyük bir çoğunluğu, 515’de Kuban ve Kafkaslara yerleştiler. Sonraki yıllarda Sasani ve Bizans imparatorlukları ile iyi ilişkiler içinde olup, Doğu Avrupa tarihinde önemli bir yer edindiler. Sabarlar Kafkaslar'a yerleştiği tarihlerde Bizans-Sasani mücadelesi devam ediyordu. Bu durumdan faydalanan Sabarlar, Sasaniler'le ittifak kurup, Bizans'a saldırıya geçtiler.
Bizans İmparatoru Anastasios zamanında Sabar hakanı Belek (Balak) komutasında Ermeniyye’ye akınlara başladılar. Bu saldırılarla Anadolu topraklarına ilerleyip, Kayseri, Konya, Kapadokya’ya kadar geldiler. Belek'in öldükten sonra Sabar Devleti'nin başında Belek'in eşi ‘Boğarık’ geçti. Boğarık Hatun iyi devlet idareciliği ile biliniyor. Aynı zamanda 100 bin kişilik Sibir ordusuna komuta ediyordu. Sabar ve Bizans İmparatorluğu arasındaki iyi ilişkiler 531 yılına kadar sürdü.
Sabarlar veya Sabirler, 6. yüzyılda Sibirya’nın güneyi ve Kuzey Kafkasya çevresinde oluşan bir Türk topluluğudur. Devletin kuruluş tarihi 463’dür ve 558 yıllarına kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. Sabarlara ait kayıtlara geçen ilk bilgi, 461-465 arasında Batı Sibirya kavimlerinin kendi içlerindeki büyük ayaklanma ve büyük ölçüde meydana gelen göç olayları nedeniyle, 5. Yüzyılda Bizans tarihçi Priskos tarafından verilmiştir. Doğuda Avar baskısıyla karşılaşan Sabarlar, topraklarından ayrılıp batıya göç etmişlerdir.
Ural-Altay dağları arasında yer alan platolarda (şimdiki Kazakistan’ın güney bozkırlarında) yaşayan Ogur-Türk boylarını, kendi anayurtlarından atarak Tobol ve İçim ırmakları civarına yerleşmişlerdir. Bunun yanında yerli halkın kahramanlık hikayelerinde, savaşçı Sabarlar’dan çok bahsedilmiştir. Sabarları kendi ataları olarak kabullenen Ostiyaklar’la birlikte, Vogullar da, egemenliğine girdikleri Ruslara "Sa-per" adını vermiş olmaları, halk arasında eski Sabarların üstün sayıldıklarını göstermektedir. 16. Yüzyılda aynı bölgede kurulan Sibir Hanlığı'nın başkentine de, Sibir adını vermişlerdir.
Sabar Devleti hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse Sabar Devleti özellikleri:
Sabar Devleti’nin kurucusu Balak Han’dır. Türk tarihindeki önemli kağanlardan birisidir ve Göktürk Kağanlığı'nın ikinci kağanıdır. 572-581 yılları arasında hüküm sürmüştür. Yazılı kaynaklarda, Balak Han döneminde Göktürk Kağanlığı ve Çin Tang Hanedanı ile savaşmıştır. Balak Han, bilge ve cesur bir lider olarak tarihte yerini almıştır. Sabarlar Kağanı Balak Han, Göktürk Devleti'nin son dönemlerinde hüküm sürmüş bir hükümdardır. İstanbul'da yaşayan Suriye asıllı bir tarihçi olan Theophylaktos Simokattes tarafından da bahsedilmektedir. Ona göre, Balak Han, Türk halkının örf, adetlerini ve geleneklerini korumuş, aynı zamanda devlet yönetiminde adaleti ön planda tutmuştur.
Balak Han'ın hükümranlığında Göktürk Devleti, batıda Bizans İmparatorluğu ve doğuda Çin Tang Hanedanlığı ile ilişkilerini devam ettirmiştir. Balak Han, Göktürk Kağanları’nın geleneği olan "Büyük Göktürk Yazıtı"nın yazılmasına liderlik etmiştir. İpek Yolu üzerinde önemli ticaret yollarını kontrol altına almıştır. Yine onun döneminde Göktürk Devleti, ekonomik ve kültürel anlamda gelişmiş ve nüfus artışı yaşamıştır.Balak Han'ın hükümranlığında Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık gibi dinler Göktürk topraklarında yayılmıştır.
Sasaniler'in 545’de Kafkaslardaki büyük mücadelelerinde Sabarlar ağır kayıplar verdiler. Aynı tarihte artık Sabarlar, askeri güç olmaktan çıktılar, arkasından 557'de Avarlar'dan da büyük yenilgi aldılar. Bu yenilgi sonrasında Göktürkler'in egemenliğine girdiler. Kafkaslardaki son Sabar yönetimine ise 576 yılında Bizanslılar son verdi. Sabarlar’ın yıkılışlarından sonra Bizanslılar tarafından Kür nehrinin güneyine yerleştirildiler. Bu topraklarda Sabarlar ismine 7. yüzyıl ortalarına değin rastlanılmaktadır.
Belencer ve Semender isimli iki Sabar kabilesinin aynı topraklarda sonra kurulacak olan Hazar Devleti’nin temelini teşkil ettiği bilinmektedir. Sabarlar'ın bir asır sayılabilen Doğu Avrupa egemenliği tarihe karışmıştır ama onların bu kısa zaman içinde, İtil-Yayık, Kafkaslarda, Kuban-Terek alanlarında yaptığı etki asırlarca sürmüştür. Bununla birlikte üstün savaş teknikleri, savaş araçlarıyla, zamanın iki büyük devleti olan Sasaniler ve Bizans üzerinde etkileri derin olmuştur.