Tüm bunların yanı sıra uyuz hastalığının tedavisi noktasında kullanılan ilaçlara karşı bir direnç gelişim durumunun söz konusu olduğu göz ardı edilmemelidir. Direnç gelişiminde uyuz hastalarının, uzman tarafından çizilen tedavi öyküsünü en doğru şekilde ve uygun sürelerde uygulamaması durumunda ve aynı evde yaşayan ev halkında herhangi bir semptom görülmese bile uyuz tedavisinin uygulanması bilincinin bulunmaması halinde, uyuz tedavisinin başarılı olması mümkün değildir.
Uyuz hastalığının tüm insanlarda görülme imkânı vardır. Uyuz hastalığı, bulaş yoluyla yayılan bir hastalık türüdür. Yani parazitin bir insandan öbür bireye geçmesi durumu 15 ila 30 dakika arasında yakın temasla gerçekleşebilir. Uyuz hastalığı, bireyin yaşam kalitesini derinden etkiler, yoğun kaşıntı oluşturur. Spesifik olarak gece saatlerinde dayanılmaz bir kaşıntı hissedilir ve temelde bu bir halk sağlığı sorunudur çünkü diğer insanlara da bulaşır. Öteki insanlara da bulaştığından dolayı uyuz hastalığına yakalanan bireylerin sayısı demografik olarak yoğunluktadır.
Uyuz hastalığı, insan vücudunun her bölgesinde özellikle de el bileklerinde ve genital bölgede yoğunlaşan bir kaşıntı yaratır. Bu parazitler derinin altına ulaşır ve yumurtalarını bırakır. Tünel kazma yöntemiyle yerleşen parazitler, hemen hemen 2-6 hafta sonrasında şikayetlerin görülmeye başlanmasına neden olur. Uyuz böceklerinin tıpkı bir tünel kazma makinasına benzer olarak, aynı zamanda aktif bir şekilde hareket ettiğini açıkladı. Uyuz böcekleri ağızlarını sol ve sağ tarafa çevirerek deri yüzeyinin en altına doğru ilerler. Ancak bahsettiğimiz tünel aşırı büyük bir tünel değildir. İnsan vücudunda toplu iğne başı kadar yer kaplamaktadır. Bulunduğu noktadan çoğalarak kendi bölgesini belirler. Daha sonrasında ise yumurtalarını bırakır ve uyuz hastalığının daha fazla kronik hale gelmesine neden olur.
Hijyen koşullarının tam olarak uygun olmadığı yerlerde ve çoğunlukla cezaevleri, askeriye, okul, öğrenci yurtları, huzurevleri gibi kolektif alanlarda uyuz hastalığının bulaş riski çok daha yüksektir. Ten teması, aynı odayı ve bazen de aynı yatağı, aynı havluyu, aynı kozmetik ürünleri, aynı eşyaları paylaşmak; uzun süren fiziksel yakınlaşma ya da cinsel ilişki benzeri fizyolojik temasın fazlaca olduğu durumlar, uyuz parazitinin bulaş riskini ciddi derecede arttırır.
Uyuz hastalığı teşhisi noktasında net bir laboratuvar tekniği bulunmaz ve hasta şikayetinin öyküsü dinlenerek dermatoskopik veya fiziki muayene sonucunda teşhis konulur. Bunun yanı sıra şüpheli bölgelerden alınan numunelerin mikroskop yardımıyla incelenmesi sonucundaysa hastalık saptanabilir. Uyuz hastalığının tedavisinde temelde permetrin ve krotamiton barındıran kremler, lindan içeren losyonlar, benzil benzonat losyonlar ve sülfürik merhemler kullanılmaktadır. Bunun yanında oral yolla kullanılan kaşıntı ilaçları tedaviye yardımcı olur. İlaç tedavisinin yanında hastaya ait eşyalar, nevresim ve havlular en az 60 derecede yıkanmalı ve kızgın ütü ile ütülenmelidir. Evde bulunan mobilyalar ve halılar elektrikli süpürge ile süpürülmeli ve daha sonrasında makinanın haznesi muhakkak yenilenmelidir. Bunun yanında aynı ortamda yaşamlarını sürdüren bireylerin de aktif olarak şikayetleri olmasa dahi uyuz olan hasta ile aynı anda tedavi görmeleri gerekir. Bunun nedeni ise bulaşma ihtimali fazlaca olan uyuz hastalığının semptomlarını göstermesinin 2-6 haftayı bulabilmesidir.