Safra kesesi taşı birçok kişide bulunur fakat küçüklüğünden dolayı fark edilmeyebilir. Bu taşlar, safrada bulunan sıvı bileşenlerin safra kesesinde birleşmesiyle kum tanesi gibi kristal yapılar üretmesi sonucu oluşur. Böylece kişiden kişiye boyutu değişen ve gelişmesi bazen yıllarca devam eden taş oluşumu görülür.
Safra taşlarının en sık görülen çeşididir. Safrada kolesterol oranının yüksek olması ya da safra tuzlarının yetersiz olmasıyla bu taşlar oluşur. Ayrıca safra kesesinin tamamen boşalmaması veya devamlı olarak kabızlık yaşama gibi sebeplerde de kolesterol taşları oluşur. Kolesterol hastalarında sık sık taş oluşumuna rastlanır.
Bu taşların neden oluştuğu kesin olarak bilinmese de sebep olarak gösterilebilecek bazı durumlar vardır. Kanda bulunan bilirubin (safra kesesinde depolanan ve kana rengini veren alyuvar hücreleri) miktarının fazla olması, karaciğer rahatsızlıkları, siroz, genetik olarak kan rahatsızlığı gibi sebepler safra kesesi taşı oluşumunu tetikler.
Safra kesesi taşının oluşmasındaki en önemli neden kolesterol hastalığıdır. Çünkü safra kesesi normal zamanda karaciğer aracılığı ile kolesterol fazlalığını dışarı atar. Ancak dışarı atamadığı zamanlarda fazla kolesterol kristale dönüşür ve safra kesesi taşları oluşur. Bunun dışında birçok nedeni daha vardır.
Bağırsak hareketlerinin yavaşlaması ile boşaltım yapılamaz ise safra dışarı atılamaz. Böylece safranın vücutta birikmesi ile safra kesesinde taş oluşur.
Kolesterol düşürücü ilaçlar ile kanda bulunan kötü kolesterol yani "LDL" düşürülürken iyi kolesterol olarak tabir edilen "HDL" seviyeleri yükselir. Böylece kolesterol seviyesindeki yükselme safra kesesi taşı oluşmasına neden olur.
Yağlı yiyeceklerin çok sık ve büyük porsiyonlarla tüketilmesi kandaki kolesterol oranını yükselteceği için safrada bulunan kolesterol artarak safra taşı oluşumuna neden olur.
Özellikle kadınlarda ve şişman kişilerde safra taşlarının oluşma riski daha fazladır. Çünkü obezite hastalığında metabolizma yavaşlaması ile safra kesesi hareketlerinde de yavaşlama olur. Safra sıvısı akışının azalması safra taşlarının oluşmasına sebep olur.
Genel olarak orta yaş ve üstünde görülen safra kesesi rahatsızlığının kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre daha yüksektir. Östrojen hormonu, kolesterolü artırır ve safra kesesinin hareketlerini azaltır. Böylece taş oluşumuna sebep olur. Özellikle doğum kontrol ilaçları kullanan kadınlarda, hamilelerde ve bazı hormon tedavisi gören kadınlarda östrojen hormonunun seviyesi yükseldiği için safra taşı oluşma riski artar.
Safra kesesi taşı olması ihtimali bazı koşullarla sonradan oluşabileceği gibi genetik yatkınlığa bağlı olarak da oluşabilir. Aile bireylerinde safra kesesi taşı problemi yaşayan kişilerde bu hastalığın görülme riski daha yüksektir.
Eğer kişi hızlı bir şekilde kilo kaybı yaşarsa karaciğer normalden daha fazla kolesterol salgılar. Böylece safra taşı oluşumuna sebep olur. Ayrıca uzun süre aç kalmak (oruç tutmak gibi) da buna gösterilecek bir başka sebeptir.
Diyabet (şeker) hastalarının kanlarında trigliserit denilen yağ çeşidi genellikle yüksek olmaya meyillidir. Bu nedenle diyabet hastalarında safra taşının oluşması ihtimali de oldukça fazladır.
Cinsiyet de bu konuda önemli bir faktördür. Safra kesesi taşının genel olarak yaşlılarda ve kadınlarda görülme ihtimali oldukça yüksektir.
Safra taşı bulunan kişiler yediği yemekte bulunan yağı sindirmekte zorlanırlar. Dolayısıyla yemekten sonra oluşan aşırı şişkinlik ve karından başlayıp omuza kadar gelen ağrılar safra taşı belirtisi olarak görülür. Bu sorun özellikle de yağlı yemekler yedikten sonra hissedilir. Safra taşlarının büyüklüğü bir kum tanesi büyüklüğü kadar olabileceği gibi daha büyük de olabilirler. Minik olan taşlar çok önem arz etmez. Daha büyük olan taşlar ise şiddetli ağrılara sebep olurlar.
Safra kesesi taşının en belirgin göstergesidir. Bu ağrılar genellikle karnın sağ üst köşesinde veya karnın hemen üstünde orta kısımlarda yoğun olarak görülür. Bu ağrılar ara sıra olabileceği gibi sürekli de yaşanabilir olup bütün karın bölgesine dağılır. Bu ağrılar karın bölgesi dışında sırt ve göğüste de olabilir. Ağrılar birkaç dakika sürebileceği gibi 1-2 saate kadar da uzayabilir. Eğer daha uzun sürüyorsa safra kesesinin tahriş olma ihtimali vardır.
Safra kesesi rahatsızlıklarının tümünde mide bulantısı ve kusma meydana gelir. Fakat sürekli bir rahatsızlık haline gelen ve kronik bir durum olan safra rahatsızlıkları zamanla gastrit, reflü, bulantı ve kusma gibi mide hastalıklarına da sebep olur.
Herhangi bir hastalığı bulunmayan bir kişinin durduk yere aniden ateşlenmesi ve titremesi safra taşının olduğuna işaret edebilir. Eğer safra taşı dışında bir de enfeksiyon problemi varsa ateşlenme ve titreme durumu daha da şiddetini artırır ve hayati risk oluşturabilecek duruma gelebilir.
Kişinin bağırsakları normal zamanlardan daha fazla çalışıyor ve beraberinde uzun süreli ishal sorunu yaşanıyorsa safra taşı olma ihtimali yüksektir. İshal belirtisi dışında dışkının kil renginde olması da safra taşı ihtimalini belirtir.
Yüksek ateş, titreme, mide bulantısı ve kusma belirtilerinin yanında deride ve gözlerde görülen sararma da safra taşının belirtileri arasındadır. Ancak bu belirtiye her hastada rastlanmayabilir.
Bu rahatsızlık şiddetli ağrılarla kendini gösterdiği gibi birçok kişide de hiç sancı olmayabilir. Bu yüzden safra taşına sessiz taş da denilir. Dolayısıyla ağrı olmadığı durumlarda bazı belirtiler ile bu taşın varlığını düşünebiliriz. Bunlardan biri de idrarın koyu renkte olmasıdır. Dışkı açık kil rengine benzer bir renkte olabileceği gibi idrar da oldukça koyudur. İdrar yoluna inen safra taşı buranın tıkanmasına yol açarak idrarın koyu renkte olmasına sebep olur.
Safra taşı, bazı ağrılara sebep olduğu gibi mide ve bağırsak problemlerine de neden olur. Sessiz taş diye bilinen bu taş şişkinlik ve kabızlığa da neden olur. Özellikle yağlı yemek yedikten hemen sonra mide rahatsızlıkları dışında gaz sancıları, kabızlık, şişkinlik durumu ve hazımsızlık gibi problemlerle de karşılaşılabilir.
Doktorunuz muayeneden sonra safra taşından şüphe ediyorsa fiziki muayene haricinde öncelikle bazı testleri yapıp hastalıktan emin olmak ister. Çünkü safra taşları büyüklükleri belli oranda olduğunda safra kanalında ya da pankreasta tıkanmaya ve iltihaplanmaya neden olabilir. Boyutu iyice büyüyen safra taşı bağırsağa inip orayı da tıkayabilir. Bunların yaşanmaması için ihmal edilmeden bu taşlara müdahale edilmesi gerekir.
Safra kesesi taşının büyüklüğüne ve bulunduğu yere göre bir tedavi yöntemi uygulanır. Eğer taş safra kesesi içinde ve safra sıvısı akışında herhangi bir engel teşkil etmiyorsa tedavi gerektirmeyebilir. Ancak taşın boyutu büyük ve safra akışında tıkanmaya sebebiyet veriyorsa, şiddetli ağrılara neden oluyorsa ve taş bulunduğu yerde iltihaplanmaya neden olmuşsa mutlaka tedavi gerektirir. Hastanın yaşı, sağlık durumu, taşın büyüklüğü ve taşın sebep olduğu problemler göz önünde bulundurularak uygun tedavi yöntemleri kullanılır. "Safra kesesi taşı nasıl düşürülür?" sorusunun yanıtlarını şöyle sıralayabiliriz:
Süt ürünlerinin tüketilmesi azaltılmalı ya da belli bir süre tüketilmemeye dikkat edilmelidir. Ayrıca kolesterolü yükseltecek gıdalardan uzak durulmalıdır.
Özel bir alet kullanılarak şok dalgaları yardımıyla safra kesesindeki taşları, idrar yoluna düşen taşları ve böbrek taşlarının kırılması yöntemidir. Bu yönteme litotripsi adı verilir. Bu yöntemle taşlar bulunduğu ve geçeceği bölgelere zarar vermeyecek bir büyüklüğe getirilir. İyice küçültülen taşlar idrar ve dışkı yolu ile vücuttan atılır. Fakat bu yöntemin kullanılması için taşın büyüklüğünün uygun olması ve taşın yumuşak olması gerekir. Dolayısıyla safra kesesi taşı bulunan herkese uygulanması doğru olmaz.
Safra kesesi taşı için ilaç tedavisi yöntemi çok fazla uygulanmaz. Çünkü bu taşları ilaçla tedavi etmek başarısızlıkla sonuçlanabileceği gibi bu ilaçların bir de yan etkileri bulunur. Bu yüzden ilaç tedavisi sadece hastaların diğer yöntemleri uygulamak için uygun sağlık koşullarında bulunmaması durumunda bir tedavi yöntemi olabilir.
Safra taşı olan kişilerin birçoğu ameliyat ile tedavi edilir. Taş büyüklüğü gittikçe arttığında, düzenli beslenme, ilaç tedavisi ya da taş kırma yöntemi taşı düşürmeye yetmediğinde ameliyat gerekir. Ameliyat iki farklı şekilde gerçekleşir. Bunlardan biri taşın bulunduğu bölgenin tamamen temizlenmesidir. Diğer bir ameliyat şekli ise safra kesesinin tamamının alınması durumudur.
Taşların büyüklüğüne ve etkilediği bölgeye göre ameliyatın nasıl yapılacağı seçilir. Eğer taş büyüklüğü açık ameliyat gerektiriyorsa açık ameliyat yapılır. Ancak çok büyük olmayan ve bulunduğu yere tehlike arz ettirmeyen taşlar için laparoskopik ameliyat yapılır. Bu ameliyat, taşın bulunduğu bölgede küçük bir delik açılarak içeriye sokulan ve ucunda kamera olan bir alet ile yapılan ameliyattır. Bu ameliyat açık ameliyata göre daha kolay olup dikiş sayısı da az olacağından ameliyat sonrası dönem de daha sorunsuz ve ağrısız geçecektir.
Taş 3 mm altında ise ve kum tanesi gibi kristal şeklindeyse ve herhangi bir şikayet durumu oluşturmuyorsa ameliyat edilmesine hiç gerek yoktur. Çünkü bu büyüklükteki taşlar zamanla diyet yaparak ya da bazı medikal tedaviler sonucu kendiliğinden doğal yollarla düşer. Ancak 3 mm ve 7 mm arasındaki büyüklükte olan taşlar safra akışının tıkanması gibi bir duruma sebebiyet vereceğinden ameliyat edilmesi gerekir. 7 mm'den büyük olan taşların ise safra kanalına düşme gibi bir riski yoktur. Dolayısıyla bu taşlar eğer herhangi bir sancıya sebep olmuyorsa ameliyat edilmeden doktor kontrolünde takibe alınabilir.
Safra kesesi taşı bulunan kişilerde oluşan şiddetli ağrılar bazı tüketilen besinler yardımı ile yok edilebilir. Bu ağrılara iyi gelen besinler şunlardır:
Pancar, safra taşlarının oluşmasına sebep olan safranın yoğunluğunu seyrelterek taş oluşumunu engeller. Pancarı ister direkt olarak, ister pancar takviyesi ile isterseniz de pancar suyu içerek tüketebilirsiniz.
Safra ağrıları çekmekte olan birinin kullanması gereken en doğal ilaçlardan biri de enginardır. Enginar kalp ve karaciğer sağlını korur. Birçok sindirim sistemi problemini tedavi eder. Enginar yaprağının içermiş olduğu bazı asitler safra akışını oldukça etkili bir şekilde artırarak taş oluşumunu engeller. Dolayısıyla safra kesesi ağrılarına oldukça faydalı bir besindir denilebilir.
C vitamini vücutta safra taşı oluşumunu engelleyerek taşın sebep olduğu ağrılara ve diğer rahatsızlıklara yardımcı olur. Kolesterolü suda çözünür hale getirerek safra yoluna devam etmeden vücuttan atılmasına yardımcı olur. Her gün 200 mg C vitamini almak safra kesesi ağrılarına çözüm olabilir.
Safra kesesi ağrıları genellikle yemeklerden sonra ortaya çıkar. Elma sirkesi, gıdaları sindirmeye yarayan birçok yararlı enzimi ve asidi içerdiği için safra ağrılarını azaltmada kullanılabilecek doğal yollardan biridir. Elma sirkesinde bulunan pektin adındaki bileşen toksinleri emerek sindirim sisteminden atılmasına yardım eder. Dolayısıyla safra ağrılarından biri olan hazımsızlık gibi birçok şikayetin de çözümüdür.
Safra taşı bulunan kişilerin yağlı ve kızartma tarzı yiyecekleri tüketmemesi gerekir. Birkaç hafta boyunca yoğun bir diyet programı yapıp bu tarz yiyeceklerden uzak durulmalı, meyve ve sebze suyu bolca tüketilmelidir. Özellikle pancar kökü, havuç ve salatalık sularını karıştırıp tüketmek safra taşı için harika bir çözümdür. Pancar kökü, safra kesesini güçlendirir ve karaciğeri temizler. Salatalıkta bulunan su, karaciğer ve safra kesesine çok faydalıdır. Ayrıca havuç da C vitamini açısından zengindir ve bağışıklık sistemine olumlu etki yapar. Dolayısıyla bu besinlerin sularını karıştırıp içmek safra taşı oluşumunu engellerken ağrılara da iyi gelir.
Safra kesesi taşı bulunanlara faydalı ve ağrılarını giderici gıdalar olduğu gibi ağrıları daha da artırabilecek ve safra taşının oluşmasına sebep olacak bazı yiyecekler de vardır.
Safra kesesinde taş bulunan kişilerin yememesi gereken besinlerin başında yumurta gelir. Çünkü yumurta safrada kasılmalara neden olur. Özellikle yağda yapılan yumurta en zararlı olanıdır. Az miktarda olmak koşulu ile yalnızca beyazından yenilebilir.
Safra rahatsızlıklarında gazı artırmasından dolayı süt, yoğurt ve yağlı diğer süt ürünlerinin doktor tavsiyesi dışında tüketilmemesi gerekir.
Yağlı yiyeceklerin kolesterolü artırıcı özelliği olduğundan tüketilmesi sakıncalıdır. Bunun yanı sıra yağlı etler, kavurmalar, sakatatlar ve kızartılmış sebzelerden uzak durulmalıdır. Bitkisel yağlar bile bazen safra kesesini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Dolayısıyla zeytinyağı tüketiminin de az olması gerekir.