ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu, gündemdeki son gelişmeleri NTV televizyonuna değerlendirerek, Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. "ANAP'ın bir çizgiye gelebileceği olasılığını açık bırakılmasına karşın yine de bu çok fazla yüksek gelmiyor sizin gözünüzle galiba" değerlendirmesine Mumcu, "Çok fazla yüksek görmüyorum ama denenmeden olmayacağını söylemenin bir değeri yok. Çünkü o zaman hesap vermek zorunda olduğum insanlara söyleyeceğim şeyler eksilir. Bunlar her şeyden önce ANAP Genel Kurulu'nda bana yüksek oy veren, bana güven duyan insanlar. Bu insanlar bugünde ne yaptığımı iyi biliyorlar ama onlara karşı da vicdanımın rahat olması için bunu yapmam gerekiyor. Verilmiş bir ayrılma kararının üzerine bunun stratejinin planını yapmak değil, benim üzerimde yapılacak bir tartışma olursa, benim işaret ettiğim yere değil, bana bakılır. Parmağımın ucuna değil, bana bakılır" şeklinde karşılık verdi.
İttifak adı altında demokrasinin ruhuna karşı bir girişimde bulunulduğunu ifade eden Mumcu, "Bunun olmaması ihtimaline karşısında da şimdiden ileride patlayacak bombalar konuluyor. Size bir şey hatırlatayım, Brezilya'da bugün IMF politikalarına muhalefet eden bir siyasi partinin iktidara gelmesi IMF politikalarını altüst etmiştir. Yaşanmaması gereken bir krizi çok derin olarak yaşıyor. Türkiye zaten hassas dengeler üzerinde bulunan bir ülke. Bu ülkeyi dünyaya şikayet etmesin Türkiye'de demokratik prosedürlerin işlemesini içine sindirememenin hangi sonuçlara yol açacağını ve bunun bedelini kimin ödeyeceğini bir düşünmemiz gerekir" dedi.
"Türkiye'de son 3 aydır oynanan oyunun maliyeti, ben buna oyun diyorum. Bu orta oyunun maliyeti en az 10 milyon dolar" diyen Mumcu, "Bunu ödeyenler, temel tüketim maddelerini tüketenler, sabit tüketim vergileri ve servetten kesilen vergileri ödeyenler. Sadece maddi bir bedel ödemekle kalmıyorlar ülkenin geleceği ile oynuyorlar. Bunun ucunda bir istikbal kaygısı yok ama bu oyunu halka göstermek benim boynumun borcudur. Ben milletin vekiliyim" ifadelerini kullandı.
DYP İLE ANAP PAZARLIĞI
"Hürriyet Gazetesi'nde yer alan bir habere göre, DYP ile ANAP arasında bir pazarlık olduğu, gelinen aşamada pürüzün Başbakanlık konusunda olduğu bildirildi. Siz bundan haberdar mıydınız?" sorusuna Mumcu, "Sayın Bahçeli'yi erken seçim kararına yönelten karar, perde gölgesinde zaten böyle bir şey hazırlanmakta idi. Bundan haberim vardı ama bunun yanlış olduğunu söylenmesi gereken organlarda söylemiştim. Bakanlar Kurulu'ndayken bir bakan olarak söyledim. Partinin yönetimindeyken yönetici olarak söylemiş olarak geliyorum. Bu planın esası, DSP içinde parti içi iktidarı ele geçirip yeni bir hükümet tasarlamak ve yeni bir siyasi proje ortaya koymaktı. Bu proje benim oligarşi olarak tabir ettiğim, birisinin güç birisinin ayrıcalık oyunudur" diye konuştu.
İnsanların bunun ne olduğunu anlamak istiyorlarsa, son birkaç günün gazetelerindeki başlıklarına bakarlarsa bu resmi göreceklerini belirten Mumcu, "Toplumun hafızası zayıf olduğu için bu oyun oynanıyor. Seçim arzu edilen bir şey değildi. Topluma bunun hesabının sorulacağı için başka bir seçenek aranıyor. Sağduyu ortadan kalkmışsa, söyleyecek söz bulamıyorum. Bunların Türkiye'nin yararına olacağına inanmıyorum. Bunun arkasında yatan hesabın Türkiye'nin hesabına değil, bu düzeni kuranların hesabına bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum" dedi. Erkan Mumcu, ayrıcalıklı imtiyazlı çoğunluğun vekili değil, milletin vekili olduğunu söyledi.
İTTİFAKA YENİ FORMÜL
Erkan Mumcu, ANAP, YTP ve DTP ittifakı ile ilgili olarak ise "İttifaktan bahsedilince Türkiye'nin istikrara kavuşturulması, bunun yolu son derece açık. Sağın ve solun parçalandığı memba son derece açık. İstikrar sağlanmak isteniyorsa, kendi koltuk sevdalarından vazgeçerek, kendi kaynaklarına geri dönmeleri gerek. Halka karşı hile yapmak yerine, oturup birleşsinler" diye konuştu.
Mumcu, ittifak konusundaki önerileri ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Şöyle bir şey olsa fana mı olur; soldaki bütün eğilimleri bünyesinde toplayan bir CHP, sağdaki bütün eğilimleri toplayan, farklılaşmalara olanak sağlayan bir siyasi parti olsa, insanlarda bu demokratik mücadeleyi görerek oy verseler. Bu imkansız mı? Sağdakiler DTP'nin altında, soldakiler CHP'nin altında toplanabilirler."
YTP, AK Parti ve DYP ile isminin geçtiğinin hatırlatılması üzerine Erkan Mumcu, "Bütün partilerden tanıdığımız arkadaşlar var. Onlar duydukları saygı gereği beni aralarında görmek istiyorlar. Eğer siyasete devam etme kararı alınıyorsa, bir parti de mi olacağına oturup karar vereceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
"Beklemeniz mi gerekiyor?" şeklindeki başka bir soruya Erkan Mumcu, "Bana odaklanmış bir iletişim kurmak yerine, olup bitenlere odaklanmış bir iletişim kurmak istiyorum. Türkiye kundaklanmış, yangın var diyorum. Ben yangın var dediğimde işaret ettiğim yere bakmaları gerekiyor, bana değil. Ortada son derece açık bir şey var; Türkiye kundaklanıyor. Buna seyirci mi kalacağız. Türkiye'de siyaset yapan partilerde siyaset yapabileceğimi biliyorum ama bundan daha önemli bir şey olduğunu göstermek istiyorum. Türkiye'de sağduyulu bir süreçte siyaset yapabileceğimizi bundan sonra göreceğim" şeklinde yanıt verdi.
İHA