"Sağlığı piyasalaşmaktan kurtarıyoruz"

İZMİR(İHA) - Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Aile Hekimliği'ne geçiş sürecinde yapılan çalışmaları yerinde incelemek üzere İzmir'e gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, büyük şehirler için sağlık kampüsüne ihtiyaç bulunduğunu belirtirken, sağlıkla ilgili binaların yapımı için kamu-özel projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Aile Hekimliği Projesi hazırlıklarıyla ilgili de bilgi veren Bakan Akdağ, "Aile hekimliğine karşı çıkanlar, bireyin özgürlüğüne karşı çıktıklarının farkında değillerdir" dedi.
Bakan Akdağ, bu sabah ilk olarak İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal'ı, makamında ziyaret etti. İzmir Valiliği Anı Defteri'ni imzalayan ve Vali Köksal'dan İzmir'de devamlı sağlık yatırımları ve ihtiyaçlar konusunda brifing alan Akdağ, İzmir'in önemli kentlerden birisi olduğunu, ayrıca çevresindeki kentler için de referans çekim alanı durumunda bulunduğunu kaydetti. "Sağlıkta Dönüşüm Projesi"nin geçen 4 yıl içinde İzmir'i önemli bir noktaya getirdiğini, ancak eksiklerin de bulunduğunu bildiren Bakan Akdağ, ancak, alınan mesafenin de göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. İzmir'de bireyin doktora muayene olma oranının yılda 5'lere ulaştığını, bunun Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu vurgulayan Akdağ, 112 ve yoğun bakım hizmetlerinde de önemli bir iyileşmenin kaydedildiğini dile getirdi. İzmir'de sağlık hizmetlerinin daha da iyileştirilmesi için yoğun çaba harcadıklarını belirten Akdağ, İzmir'de yeni hastanelere, hatta bir sağlık kampüsüne ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Reklam
Reklam

İzmir'de 1 haftadır Bakanlık saha koordinatörleri, üst düzey büroklatlarla uzmanların çalışma yaptıklarını, bütün ilçeleri ve hastaneleri dolaştıklarını, ayrı ayrı fotoğraflar çektiklerini, 2 günlük ziyarette ilçe ilçe çekilen bu fotoğrafların birleştirileceğini ve bir İzmir fotoğrafının elde edileceğini açıklayan Akdağ, sağlıkta dönüşüm programının hükümetin ortaya koyduğu, yerli ve ülke şartlarını göz önüne alan bir program olduğunu savundu. 4 sene içinde sağlık hizmetlerinin ileri noktalara getirildiğini, bu programda yapılacak çok şeyin olduğunu, ancak programın eksikliklerinin de bulunduğunu kaydetti. Akdağ, "Önemli olan bundan 4 sene öncesiyle kıyasladığımızda nereden nereye geldiğimiz, ne kadar mesafe aldığımızdır. Gerçekten Türkiye'de ciddi mesafe aldığımızı görüyoruz. Bir defa vatandaşlarımız, sağlık hizmetlerine erişme konusunda, geçmişle kıyaslanamayacak kadar geniş imkanlara kavuştu. Artık işçiler, tabiri caizse "sen sadece SSK hastanelerine, işçi hastanelerine gidersin, onun dışında hastanelere gitmek için önüne engeller koyarız, ilaç almak için önünde engeller var, dar hastane koridorlarında saatlerce ilaç almak için kuyrukta bekleyeceksin" mantığından kurtarılmış oldu. Bu çok yanlış bir mantıktı. Yıllarca 30 milyona yakın işçi ve onların yakınları, çile çekti, bu çile sona erdi" diye konuştu.
Yeşil kartlı hastaların da bu dönüşüm sistemiyle rahatlatıldığını bildiren Akdağ, reçetelerin serbest eczanelerden rahatlıkla alınabildiğini belirtti.

Reklam
Reklam

"AK PARTİ, SAĞLIĞI PİYASALAŞMAKTAN KURTARIYOR" İl Sağlık Müdürlüğü'nde de kahvaltılı bir basın toplantısı düzenleyen, 58 ve 59. Hükümetler döneminde İzmir'de bakanlığının sağlık hizmetlerinde önemli gelişmeler kaydedildiğini, göreve geldiklerinde bakanlığa bağlı kuruluşlarda tam zamanlı olarak hizmet verenlerin oranının yüzde 2 olduğunu, bu oranının bugün yüzde 59'a çıktığını, bu gelişmenin bile "AK Parti, sağlık hizmetlerini piyasalaştırıyor" iddialarında bulunanların yanılgı içinde olduklarını gösterdiğini savunan Bakan Akdağ, şöyle konuştu:
"Düzce'de yaklaşık 1 yıldır, Eskişehir'de ise bir buçuk aydan bu yana uygulanan aile hekimliği sonuçlarına baktığımızda, bu uygulamanın büyük bir başarıyla yürüdüğünü görmekteyiz. Aile hekimliğini, şu anki sistem olan sosyalizasyondan ayıran birkaç önemli fark var. En önemlisi de şudur; Bizler, vatandaş olarak aile hekimliğinde kendi hekimimizi seçme hürriyetine kavuşuyoruz. Sosyalizasyon modelinde bir grup vatandaş, bir grup hekim ve onlarla çalışanlardan, sağlık hizmeti almakta. Siz birey olarak hekiminizi seçemezsiniz. Sağlık ocağında sizle ilgili ebe, hemşire kimse, onlar sizin doktorunuzdur, ekibinizdir. Aile hekimliğiyle, bu tercihi elde etmiş oluyorsunuz. Kişinin doktorunu seçmesi kadar tabii bir şey yoktur. Aile hekimliğine karşı çıkanlar, bireyin özgürlüğüne de karşı çıktıklarının farkında değillerdir. Onlara, bunu hatırlatmak istiyorum".

Reklam
Reklam

"SAĞLIK KAMPÜSLERİNE İHTİYAÇ VAR"
İzmir gibi illerde karşılaşılan sorunlardan bir kısmınınsa, hastanelerin eskiliğinden kaynaklandığını hatırlatan Bakan Akdağ, yenileme çalışmalarına hız verdiklerini, ancak orta ve uzun vadede de mutlaka yeni hastaneler yapılması gerektiğini belirtti. Bu amaçla sağlık kampüsleri yapılması gerektiğini bildiren Akdağ, bunun için uygun yer arayışları olduğunu bildirdi. Sağlık kampüsünün 50-100 dönüm alanlarda yapılmasını, İzmir gibi büyük şehirlerde bu büyüklüğün 200 dönümü bulması gerektiğini kaydeden Bakan Akdağ, "Belediyeler de valiliğimiz de, bu konuda çalışmalar yapıyor. Bu ziyaretimizde, bu hususta ne kadar yol aldık, bunu da göreceğiz. Geniş bir mekanda sağlık kampüsü yapmak suretiyle hastane binalarını yeni anlayışımıza, zihniyetimize uydurmak zorundayız. Artık yeni zihniyetlerimiz var. Geniş poliklinik muayene alanlarında, vatandaşlarımızı karşılamak zorundayız. Acil merkezleri yeterince geniş, yataklı birimlerde mutlaka banyo, tuvalet, refakatçilerin kalacağı geniş odalar olmalıdır. Yeni anlayışta hastaneleri inşa ediyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

"İZMİR'DE BİZE GÜZEL BİR YER LAZIM" Soruları da cevaplandıran Bakan Akdağ, kamu-özel ortaklığı şeklinde gerçekleştirilecek sağlık tesislerinin altyapısının hazır olup olmadığı konusundaki bir soruya, şu cevabı verdi:

"Kamu-özel ortaklığının yasal altyapısı tamam. 2005 Temmuz ayında tamamlandı. Bu yılın yine Temmuz ayında Bakanlar Kurulu kararını yayınladık. Bu, Türkiye'de yeni bir konu. İngiltere ve İspanya'da yoğun olarak yapılıyor. Yaptırdığımız binaların geri ödemesi, 25 yıl içinde yapılacak. Ayrıca inşaat süresinin uzaması kurumun değil, yüklenenin aleyhine oluyor burada. İzmir'de, bize güzel bir yer lazım. Valiliğimizden ve belediyemizden bunu bekliyoruz. Geçmişte yapılan en büyük yanlış, küçük arsalara büyük binalar yapmak olmuştur. Bu arsa, bize verilir verilmez, projesini yaptırmaya başlayacağız ve ardından ihalesine çıkacağız".
Sağlıkta memnuniyetin de dönüşüm programının hayata geçmesiyle eşzamanlı olarak arttığını, 2003 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre, yüzde 37 olan memnuniyetin, bugün yüzde 50'lerin üzerine çıktığını ifade eden Akdağ, bir soru üzerine, bütün dünyada kalp ve damar rahatsızlıklarıyla kanserin ölümlerde ilk 2 sırayı aldığını, bunların önlenmesi için yaşam biçimi değiştirilerek alınabilecek çok güzel tedbirler olduğunu hatırlattı. Akdağ, bu tedbirleri; sigara içmemek, şişmanlamamak, kolestrolün düşük olmasına dikkat etmek, bol bol meyve ve sebze tüketmek, ayrıca insanın kendisini aktive etmesi olarak sıraladı.
Akdağ, "Aile Hekimliği"ne, Türkiye genelinde geçiş süreciyle ilgili bir soru üzerine de, bu uygulamaya, 2008'in sonuna kadar bütün Türkiye'de geçilebileceğini düşündüklerini kaydetti.

Reklam
Reklam

Bakan Akdağ, basın toplantısının ardından 112 Şube Müdürlüğü ile Kamuta Merkezi ve Kriz Merkezi'nde incelemelerde bulundu. Eğitim odasında bir makete kalp masajı yaparak verilerini bilgisayar ekranından izleyen Akdağ, 112 sağlık hizmetleri, polis ve itfaiyenin bir telefon numarasında toplanması gerektiğinin altını çizdi. Akdağ, bu 3 kuruluşun, kimi zaman olaylara birlikte müdahale etmek zorunda kaldığını vurguladı.

Türkiye'de bir de hava ambulans sistemine ihtiyaç duyulduğunu, bu amaçla çalışma yaptıklarını bildiren Bakan Akdağ, 15 tane ambulansın konuşlandırılacağını, bunlardan birisinin de İzmir'de olacağını belirtti.