Akdağ yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de yaklaşık 3 milyon diyabet hastası bulunduğunu ve aileleriyle birlikte 10 milyon kişinin diyabet hastalığından etkilendiğini kaydetti. Akdağ, tüm yaş gruplarında görülebilen ve yaşam boyu süren diyabet hastalığının, aşırı su içme ve yemek yeme, sık acıkma, aşırı idrara çıkma, yorgunluk ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterdiğini ifade etti. Türkiye'de diyabet tanısıyla hastaneye yatan kişilerin sayısında artış gözlendiğini bildiren Akdağ, diyabetin en sık ölümlere neden olan birçok hastalığın hazırlayıcısı olduğunu, iyi tedavi edilmemesi durumunda yaşamsal organlarda ciddi ve kalıcı hasarlara yol açtığını vurguladı. Diyalize giren hastaların yaklaşık üçte birinin diyabet hastası olduğunu ifade eden Akdağ, açıklamasında "Genç yaşta kalp krizi geçiren kişilerin yarısından fazlasının, kan şekeri oranının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Erişkinlerde körlük nedenleri arasında birinci sırada yer alan diyabet, hastaların ayağını kaybetmesine, gebelikte bebeklerin gelişim bozukluklarına ve ölüm riskinde artışa neden olmaktadır. Hastalığa neden olan risk faktörlerinin başında hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme ve ailede diyabetli bireylerin olması yer alıyor. Fazla ve aşırı kilolar (obezite), daha çok meyve-sebze yemek yerine, hazır ve ayak üstü, şeker ve yağdan zengin yiyeceklerin tüketilmesi diyabet hastalığına zemin hazırlamaktadır." ifadelerini kullandı.
Hareketsiz yaşam tarzının insan sağlığı açısından tehdit oluşturduğunu vurgulayan Akdağ, vatandaşların sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz yapma konusunda özenli olmaları gerektiğini kaydetti. Yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri olan diyabet, halk arasında bilinen adıyla 'şeker hastalığı', dünya nüfusunun yüzde 2.5'ini olumsuz etkiliyor. Türkiye'de önemli bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını sürdüren diyabet, bir çok hastalığa da zemin hazırlıyor.