Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Rüstem Zeydan, yayımladığı genelge ile hastalıkla daha etkin mücadele edilmesi için il sağlık müdürlüklerine talimatlar yağdırdı. İHA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Fenilketonüri Tarama Programı, Hacettepe, İstanbul, İzmir Dokuz Eylül ve Sivas Cumhuriyet Üniversiteleri'nin Tıp Fakülteleri işbirliğinde ülke düzeyinde yürütülüyor. Metabolik, kalıtsal bir hastalık ve Türkiye'deki tedavi edilebilir zeka geriliklerinin en önemli nedeni olan Fenilketonür'inin, Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı 10 binde 1 iken, Türkiye'de 3 bin-4 bin 500 doğumda 1 görülüyor. Yıllık 1 milyon 481 bin olan tahmini doğum sayısına göre, yılda ortalama 400 Fenilketonüri vakası bekleniliyor. Sürdürülen çalışmalar ile, illerde yenidoğanlardan alınan kan örneği miktarı, programın başladığı 1987 yılında yüzde 4.7 iken, ülkeye yaygınlaştırıldığı 1993 yılında yüzde 10.6, 2000 yılında yüzde 58.3 ve 2003'de ise yüzde 70'e ulaştı.
Müsteşar Yardımcısı Zeydan, yayımladığı genelgede, doğumların yüzde 80'inin sağlık personeli yardımı ile yapıldığı Türkiye'de, hedeflerinin tüm yenidoğanların taranması olduğunu bildirdi. Genelgede, "Kan alınmayan her bebeğin Fenilketonürili olabileceği ve hayatını özürlü olarak sürdürebileceği unutulmamalıdır" ifadesini kullanan Zeydan, bu nedenle kan örneği alımı konusunda sağlık personelinin çok daha titiz davranmasını, her yenidoğandan tarama için uygun kan örneği alınmasını istedi. Zeydan, genelgesinde ayrıca şunları kaydetti:
"Hastalığın sık görülme nedenlerinden birisi olan akraba evliliklerinin ülkemizde yüksek oranda olması nedeniyle, akraba evliliklerinin azaltılması, gebelerin doğum öncesi izlemlerinin düzenli olarak yaptırılması, riskli gebelerin tespit edilmesi ve doğumların sağlık kuruluşlarında sağlık personeli tarafından yaptırılmasının sağlanması önemli korunma faktörleridir. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl 1 Haziran ile başlayan hafta Uluslararası Fenilketonüri Günleri olarak kabul edilmekte, çeşitli aktivitelerle konunun gündemde tutulmasına ve öneminin vurgulanmasına çalışılmaktadır. Bu nedenle, sağlık personelinin hizmet içi eğitimlerine ağırlık verilmesi, görsel ve işitsel basının, toplumun anne ve çocuk sağlığı ile ilgili doğru bilgi ve davranışlar kazanması için yapılan hizmetleri tanıtıcı, motive edici ve toplum katılımını sağlayıcı çalışmaların hafta boyunca yapılması ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verilmesi için gereğini önemle rica ederim".
ANKARA (İHA)