Anket sonuçlarına göre, hastaların bir kısmı bilgili hekimlerin sert olmadığını düşünürken, bir kısmı iğnenin haptan daha etkili bir tedavi yöntemi olduğuna inanıyor. Ankete katılanların yaklaşık üçte birine göre, hasta derdini söylemeden hekimin hastalığın ne olduğunu anlaması gerekiyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Dilek Güldal tarafından yapılan, "Sağlık İnanışları" isimli anket, birbirinden çarpıcı sonuçları gözler önüne serdi. Toplam 431 hasta üzerinde yapılan ankete göre, hastalar ancak çok sıkıştıklarında hekim tavsiyelerine uyuyor. Hastaların yüzde 77'si iğnenin haptan daha etkili olduğunu düşünüyor. Hastaların yüzde 32'si hekimin dediğinin yapılması gerektine inanmıyor. Yüzde 28'i iyi hekimin hasta söylemeden sorunun ne olduğunu anlayacağını düşünürken, yüzde 23'ü bilgili hekimlerin sert olduğuna inanıyor. Türkiye Klinikleri Dergisi'ne konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Dilek Güldal, anket sonuçlarının hastaların inanışlarının çok önemli olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, "Hastalar ancak çok sıkışırsa doktorun tavsiyelerinin bir bölümünü yerine getiriyor. O yüzden hastayı anlayıp inanışlarını belirleyip bu yönde eğitmek çok önemlidir" dedi.
Hamileyken tavşan görürse çocuğunun tavşan dudaklı olacağı inanan kadına gerçekte ilaç kullanırsa böyle bir riskin ortaya çıkacağının anlatılması gerektiğini vurgulayarak, "Hasta ilaç kullanımının buna sebep olacağını bilmiyor, tavşan görürse çocuğunun tavşan dudaklı olacağını düşünüyor. O yüzden hekimin nedenleri açıklaması çok önemlidir" diye konuştu. İnanışları değiştirmenin mümkün olmadığını dile getiren Güldal, "Örneğin hasta iğnenin hastalığını tedavi etmede daha yararlı olduğuna inanıyorsa her hap verildiğinde doktor 'en az iğne kadar tesirlidir' demeli.
Yoksa hasta çıkıp eczaneden yine iğne alır. Bu anket 431 hasta üzerinde yapıldı. 2 ay boyunca 4 sağlık ocağı, devlet hastaneleri, mediko ve kendi hastanemizde uyguladık. Burada önemli olan yanlış ya da doğru bilinenler değil hastanın neye inandığıdır. Çünkü hekim bu inanışı bilirse hastayı doğru yönde yönlendirip eğitebilir" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA