Hiçbirinin özel muayene ve poliklinik hizmeti yoktu. Yani polikliniklerde çalıştıracak hekimleri olmayıp sadece muayenehanelerinden hasta getiren hekimlere doğum ve ameliyatlarda asiste edecek staj hekimleri mevcuttu. Bu staj hekimleri de kendi özel muayenehanelerinde hasta bakıp aynı şekilde özel müdahale, ameliyat ve doğum için kendi hastalarını da özel hastaneye getirmektediler.
Derken özel hastaneler menopoz poliklinikleri açtılar. Daha sonra diğer poliklinikleri de hizmete koydular. Daha sonra tüp bebek merkezleri açıldı. Ve promasmonlar başladı. Bir normal doğuma bir sünnet bedava reklamları... Taksitli doğumlar, tabipler odasının belirlediği asgari tutarın çok altında cerrahi müdahaleler, hastalara taburcu olurken verilen kucak dolusu hediyeler vs ... Derken iş çığrından çıktı.
Jinekolog Op. Dr. Mebrure Altuğ, sağlık sistemininde son durumu Mynet okurları için kaleme aldı.
Geçenlerde Hürriyet Gazetesi'nden Şebnem İyinam'ın yazdığı bir yazı geçti elime, başlığı şuydu: Özel Hastane iştahı: Yazı şu şekilde devam ediyordu:
Aklımın almadığı, ayrıca hepimizin topluca göz yumduğuna inandığım bir şey var. Özel hastanelerin özel sağlık sigortası sahibi hastalara takındıkları arsız tutum. Akıl uçurucu boyutta... Geçen gün başımı apartımanın demir kapısına vuran bir arkadaşımın gözlerine mor indi ve ben onu hastaneye gitmesi için ikna ettim. Kan pıhtılaşmasını erken çözecek bir hap ya da merhem kullanmasını önereceklerini düşündüğüm için olayın üzerinden 48 saat geçmiş olmasına, arkadaşımın en ufak bir mide bulantısı, baş dönmesi gibi şikayeti bulunmamamasına rağmen saatlerce bırakmadılar onu. Bu makineye de sokalım, şu MR'ı da çekelim... Arkadaşım yüzde yirmisini ödediği halde bir servet bırakarak ve saatler sonra özgürlüğüne kavuşabildi. O ne pervasızlıktır diye söyleniyor hala. Haklı. Duruşmaya çıkıp da tutuklanacağından habersiz bir mahkum gibi, hastane koridorlarında, kollarının altından girilmiş, röntgen odasına doğru çekiştirilirken gözümde canlanıyor şimdi. Ders oldu, geçen gün perdecide bir kaza geçirdim,şahane bir sigorta anlaşması olduğu halde hastaneye değil, köşedeki eczaneye gitmeyi uygun buldum, tabii ki..
Belki okumayanlarınız vardır diye bu yazıyı harfi harfine aldım, huzurlarınıza getirdim. Bütün özel hastanelerin, bütün özel sigortalarla anlaşmaları var. Ayrıca çoğu özel hastaneler SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı ile de anlaşma yaptılar.
Sağlık sektörü günümüzün en gözde rant merkezleri haline geldi. Hastaların sırtından, nasılsa ödenir diye inanılmaz kazançlar elde edilmektedir.
Örneğin nasılsa sigorta öder diye 3 gün yatan sezeryanli bir hastaya 100 milyonluk hijyenik ped yazılmaktadır. 100 milyon lira normalde bir kadının 2 senelik hijyenik ped ihtiyacını karşılar. 3 günde 2 yıllık sarfiyatı yapmak mümkün değildir. Bu ve buna benzer daha birçok önrekler vermek mümkündür.
Bir dönem muayenehanelere gelen hasta sayısının azalması nedeniyle muayenehaneleri kapatmak zorunda kalan birçok hekim özel hastanelerde çalışmaya başlamıştı. Fakat işin rengi her geçen gün değiştiğinden ve özel hastanelerdeki aşırı yığılmadan dolayı ve ödemelerin zamanında yapılamamasından dolayı çoğu hekimler çareyi 3-5 hekim bir araya gelip muayenehane açmak ve bazı giderleri paylaşmak aynı zamanda daha kaliteli hizmet vermek amacıyla gruplar oluşturmaya başlamışlardır. yani yeniden yapılanmaya doğru gidilmektedir. Şebnem İyinam'ın dediği gibi "özel hastane iştahı" aynı zamanda hekimleri de sömürmeye başlamış olup bunun farkına varan hekimler de yavaş yavaş kendi önlemlerini almaya başlamışlardır.
Yazı: mebrure.altug@mynet.com