Sağlıklı bir yaşam için hangi beslenme şekli daha iyi?

Beslenme şekliniz yaşam kalitenizi etkiliyor.

Ebru Zeynep Altay
@ebrununsagliklidunyasi

Günümüzde birbirinden o kadar farklı beslenme tipleri var ki. Biri düşük yağlı beslenme iyi derken, diğeri yüksek yağlı en iyi beslenme diyor. Diğer taraftan başka biri yüksek karbonhidratlı beslenme derken, bir diğeri yine düşük karbonhidratlı diyor. Aslına bakarsanız, bunlardan öte bir şey beslenme. Zihin, ruh ve bedenin bütüncül boyutunda gerçekleşebiliyor sağlıklı beslenme. Birine iyi gelen besin, diğerine kötü gelebilir. Bu tamamiyle insanın kendine özgü yapısı ile ilgilidir.

Reklam
Reklam

İnsanlar yemek yapmaya başladıkça, yarattıkça, kendileriyle ve aileleri ile ilgilenmeye başladıkça sağlıklı yaşam anlamında pek çok şey dönüşmeye başlayacak.

Beslenme konusunda tek bir doğru yok aslında. İnsan kendi deneyerek bulup, yoluna devam etmeli. Dünyada yaşayan diğer canlılara baktığımızda ne yiyeceklerine kendileri karar veriyor. Ama biz diğer memeliler olarak bu endüstrinin bir parçası olmaya zorlanıyoruz.

Nasıl mı?
Milyarlarca dolar harcanarak insanları her gün, her dakika ne yiyecekleri konusunda etki altına almaya çalışıyorlar ve bu etki altına almaya çalıştıkları şeyler de aslında yiyecek değiller. Özellikle tat geliştirme uzmanları öyle tatlar geliştiriyorlar ki, insanların beynindeki, o yiyecekleri isteme noktasını canlı tutup, sürekli almaya teşvik ettirmek için devam eden ve üzerinde titizlikle çalışılan bir süreç. Bu süreç de insanın DNA’sında değişikler oluşturuyor. Böyle beslenme, arabaya yanlış yakıt koymak gibi aslında. Nasıl araba bir süre sonra arıza çıkaracaksa, insan DNA’sıda öyle arıza çıkarmaya başlıyor. Bunlardan en açık şekilde kendini belli edeni obezite ve sistem kendini yenileme becerisini kaybetmeye başlıyor.

Reklam
Reklam

Bunu da nereden mi anlıyoruz?
Çok sık karşılaşılan bir örnek veriyor, okuldaki bütünsel beslenme ve sağlık liderim. Şöyle diyor: “Ben büyürken herkesin bebeği olurdu. Doğurganlık merkezleri yoktu. Erkek spermleri güçsüzleşmeye başladı. Kadınlarında aynı şekide doğurganlıkları azalmaya başladı.”

Vücudumuzun dengede olmadığını nasıl anlarız?
Tek bir rahatsızlık bile bedenimiz dengede olmadığının göstergesi. İnsan bedeni de aynı bilgisayar gibi, tamir etmezsek yanmaya başlıyor ve sistemdeki diğer bölümleri de tehlikeye sokuyor. Yani yavaş yavaş yayılıyor.

Ailedeki hastalıklar çok çok önemli, çünkü onlar sistemde çıkabilecek rahatsızlıklarla ilgili ön bilgi veriyor.
İkinci yangının yeri, yani sistemin bozulacağı yer, kötü davranılan yerler, hem beslenmede hem de yaşamda. Örneğin bir insan sigara içiyorsa, akciğerlerde sıkıntı çıkacaktır. Eğer çok fazla süt ürünü tüketiyorsa, vücudunun çeşitli yerlerinde semptomlar oluşmaya başlaması kaçınılmazdır. Şeker tüketimi fazlaysa bunlarda başka şekilde semptomlara neden olucaktır.

Reklam
Reklam

İyisi mi biz kendimize bugünden itibaren iyi bakmaya başlayalım ve kendi dönüşümümüzü başlatalım.