"Sahada olmayanın masa da hükmü olmaz"

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş: - "(Kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı) Tabiri caizse İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda ne olup bitti, dünya nefesini tutmuş birinci haber olarak bunu izliyor. Benim taşıdığım endişeyi insanların büyük bir kısmı taşıyor. Yine kirli, pasaklı casus filmlerine benzer eski cinayet senaryoları yeniden mi gündeme getiriliyor? Ümit ederiz ki öyle değildir" - "Türkiye'nin yine Cumhurbaşkanımızın defaatle söylediği gibi 'sahada olmayanın masa da hükmü olmaz'. Türkiye bu anlamda kendisine karşı tehditleri bertaraf ederek, Suriye'de ve bölgemizde daha güzel, demokrat, kalıcı bir barış ortamının oluşması için mücadele edecektir"

ESKİŞEHİR (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasına ilişkin, "Tabiri caizse İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda ne olup bitti, dünya nefesini tutmuş birinci haber olarak bunu izliyor. Benim taşıdığım endişeyi insanların büyük bir kısmı taşıyor. Yine kirli, pasaklı casus filmlerine benzer eski cinayet senaryoları yeniden mi gündeme getiriliyor? Ümit ederiz ki öyle değildir." dedi.

Kurtulmuş, AK Parti İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, bugün Eskişehir'de AK Parti olarak seçim kampanyasını başlattıklarını söyledi.

Reklam
Reklam

Yerel seçimlerin birçok açıdan son derece önemli olduğunu belirten Numan Kurtulmuş, "Özellikle Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra yapılan ilk seçim olacak ve inşallah bu seçimde AK Parti üstün bir başarıyla seçimi atlattıktan sonra da uzun bir süre Türkiye'nin önünde seçim olmayacak. Hem yerel yönetimlerin hem de merkezi yönetimin tek işi gücü millete bütün gücüyle hizmet etmek olacak. 2019 Mart seçimlerinin bütün şehirlerimiz için ve özellikle Eskişehir için hayırlı, uğurlu, bereketli olmasını temenni ediyorum." diye konuştu.

Türkiye'nin bazı sorunlarla mücadele ettiği bir dönemde olduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bunlardan birisi uzunca bir süredir Türkiye'nin üzerinde sürdürülmeye çalışılan ve özellikle son zamanda kur operasyonları üzerinden Türkiye ekonomisini köşeye sıkıştırmaya çalışan ataklardır, saldırılardır. Çok şükür Türkiye, ekonomi yönetimi, kurum ve kuruluşlarımız, eş zamanlı olarak aldıkları tedbirlerle bu saldırıları bir şekilde göğüslemiş ve şimdi dengeleme sürecine girmiştir. Ayrıca enflasyonla mücadelede de alınan bazı tedbirlerle de ümit ediyorum ki en kısa süre içinde bu kur operasyonlarının tamamen geri bırakılması mümkün olacaktır."

Reklam
Reklam

- "Türkiye de bu süreçte tezgahını dağıttırmayacak"

Numan Kurtulmuş, "Dünyanın çeşitli zamanlarında ekonomide yaşanan özellikle 1997 ve sonrasında Uzak Doğu Asya'da ortaya çıkan ekonomik tablo, 2009'da Avrupa kıtasındaki finans krizi... Bütün bu ekonomik türbülansta tezgahını dağıttırmayan ülkeler başarılı çıktı. Bunlar Malezya ve Japonya, Avrupa'da da Almanya. Türkiye de bu süreçte tezgahını dağıttırmayacak." değerlendirmesinde bulundu.

Fabrikaların kapanmayacağını, halen Türkiye ekonomisinin yüzde 65'ini oluşturan KOBİ'lerin üretimlerini sürdürmelerinin de temin edileceğini aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Türkiye belki 7,4 gibi büyük bir kalkınma, büyüme hızına önümüzdeki yıl ve bu yıl erişmeyecek ama Türkiye mutedil bir gelişmeyi sürdürecek. Bunun altını çizmek isterim. Bu kadar büyük saldırılara rağmen, bir anda Türk parasının değerinin neredeyse yüzde 40 civarında azalmış olmasına rağmen yani dolaylı olarak bu şu demek; vatandaşın cebindeki para bir şekilde azalmış olmasına rağmen Türkiye inşallah kendi ekonomisinin üretim tarafını tahkim ederek, güçlendirerek bu süreçten başarıyla çıkacaktır. Eskişehir'den, özellikle havacılık ve raylı sistemler gibi Türkiye'nin önemli sanayi kollarında lider şehirlerimizden birisi olan Eskişehir'den bunu ifade etmek istiyorum. İnşallah diğer sektörlerde de bu gücümüzü korumaya gayret edeceğiz."

Reklam
Reklam

- "PYD/YPG ile mücadele sulandırılmıştır "

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı saldırının sadece ekonomi alanındaki saldırı olmadığına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye uzun zamandır terör örgütleriyle karşı karşıya kalmış bir ülkedir. Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığı damga vurmuştur. Bu terör örgütleri sadece kendilerinden ibaret değildir bunu çok iyi biliyoruz. Terör örgütleri maalesef özellikle Suriye'deki vekalet savaşlarının sonucu olarak, yani adı üstünde maşalarla yapılan savaşlar, vekil olarak planör örgütleri kullanılmakta. Asiller arkada maşayı tutan ellerdir. Türkiye bir anda karşısında bulduğu DEAŞ, PYD, YPG gibi silah bakımından fevkalade güçlü bir şekilde donatılmış, militan sayısı bakımından da 10 binlerle ifade edilebilecek rakamlara ulaştırılmış terör örgütleriyle mücadele ediyor.

Aynı zamanda sınırın ötesindeki mevzilerin her birisinde bu mücadeleyi vermeye başladıkça çok şükür büyük bir başarı elde etmeye başladık. Her yerde terör örgütlerine karşı, Afrin, Zeytin Dalı operasyonu ve Fırat Kalkanı operasyonlarıyla Türkiye kendi sınır güvenliğini, kendi milli güvenliğini teminat altına almış oldu. Şimdi önümüzde Mümbiç de bir süreçle karşı karşıyayız. Ne yazık ki ABD'nin başta yapılan pazarlıklarda verilen sözleri bir şekilde yerine gelmemiş. PYD ve YPG ile mücadele tabiri caizse zamana yayılarak tehir edilmiş ya da sulandırılmıştır.

Reklam
Reklam

Ayrıca bu tehir edilme ya da zamana yayma gerçekleşirken, diğer taraftan da terör örgütüne binlerce tır ağır silah verilmiştir. Şimdi son olarak da PYD/YPG'nin Mümbiç'de çukurlar kazdığı, bu çukurlar içinde kalıcı bir savaşa hazırlandıkları şeklindeki bilgiler dünya kamuoyu ile de paylaşılmaktadır. Türkiye bu konuda kararlıdır. Yani Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında nasıl o arazilerin terör örgütünden temizlenmesi için hiç tereddüt etmediyse, Mümbiç'te de Kuzey Irak'ta veya Suriye'nin kuzeyinde herhangi bir yerde bu terör örgütlerine karşı mücadele etmekte tereddüt etmeyecektir."

Türkiye'nin mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğünü dile getiren Kurtulmuş, "İnşallah sıcak bir temasa gerek kalmadan Türkiye saha da bu sonucun halledilmesini ABD'li yetkililerle görüşülüyor. Bizim zorluğumuz şurada; İdlib'de Ruslarla müzakerede işi götürmeye çalışırken, Mümbiç'te de ABD'lilerle müzakere süreciyle sonuç elde etmeye gayret ediyoruz. Suriye'deki gelişmeler ne Rusya ne de ABD için en ufak bir ulusal tehdit söz konusu. Ama hem Mümbiç tarafından hem şu an temizlediğimiz Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı alanından Türkiye'ye karşı çok sayıda tehditler oluşmuştur. Yine Cumhurbaşkanımızın defaatle söylediği gibi 'sahada olmayanın masada hükmü olmaz'. Türkiye bu anlamda kendisine yönelik tehditleri bertaraf ederek, Suriye ve bölgemizde daha güzel, demokrat, kalıcı bir barış ortamının oluşması için mücadele edecektir." şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

- "İsrail inanılmaz bir baskı ve zulüm dönemine geçti"

İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçlara da değinen Kurtulmuş, "Maalesef İsrail, Filistin halkına yönelik yeni bir şiddet evresinde. Bütün rasyonelitesini kaybetmiş, hiçbir vicdani ve insani kaygısı olmayan, tabiri caizse çıldırmış bir tonda sivil meclisleri kullanmak suretiyle Filistin halkına karşı inanılmaz bir baskı ve zulüm dönemine geçtiler." dedi.

Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Denizde balık avlayan balıkçı teknesine de ateş açabilecek kadar alçalabiliyorlar. Yoldan geçen bir hanımefendiyi eşi ile arabasında taşlayarak öldürebilecek kadar vahşileşebiliyorlar. Onlarca yıldır orada oturan Filistinli masum insanların evlerini başlarına yıkacak kadar hadsizleşiyorlar. Ne yazık ki bütün bunlar yapılırken de bütün dünya seyirci kalıyor. Sadece bir gün içinde dün 7 Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Yeter artık. Bütün insanlığa buradan çağrıda bulunuyoruz. Filistin meselesi insanlığın vicdanı ile imtihanıdır. İnsafla imtihanıdır. Filistinli şehitlerimize rahmet diliyoruz."

Reklam
Reklam

- "Soğuk savaş dönemlerini hatırlatan vahim bir olaydır"

Kurtulmuş, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolması ile ilgili gelişmelerin sorulması üzerine de şu ifadeleri kullandı:

"Kamuoyuna yansıyan bilgiler dışında özel bir bilgi yok maalesef, olay bütünüyle araştırılıyor. Vahim bir olaydır. Sadece bir gazetecinin kaybolması meselesinden çok daha büyük bir olaydır. 2018 yılının sonunda dünyanın en büyük metropollerinden birisinde, dünyanın önemli bir ülkesinin konsolosluğu içinde bu olay ortaya çıkıyor, bizim gençliğimizin, çocukluğumuzun soğuk savaş dönemlerini hatırlatan vahim bir olaydır. Türkiye olarak bu konuda en ufak bir müsamahanın içinde olmayacağımızın bilinmesini isterim. Herhangi bir bilgi olduğu taktirde bunu dünya kamuoyuyla paylaşacağız. Tabiri caizse İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda ne olup bitti, dünya nefesini tutmuş birinci haber olarak bunu izliyor. Benim taşıdığım endişeyi insanların büyük bir kısmı taşıyor. Kirli, pasaklı casus filmlerine benzer eski cinayet senaryoları yeniden mi gündeme getiriliyor? Ümit ederiz ki öyle değildir. İstihbarat birimlerimiz en ufak detaya kadar titizlikle inceliyor. Suudi Arabistan'ın iş birliğine yanaşmış olmasını önemli buluyoruz ama bütün detaylarda da iş birliğini beklediğimizi ifade ederim."

Reklam
Reklam