Konser için KKTC'ye giden Bülent Ersoy'un 21 kişilik orkestrası, koronavirüs ile ilgili düzenlenen belgelerinin sahte çıkması nedeniyle geçtiğimiz ay kaldıkları otelde gözetim altına alınmıştı. Sahte PCR testi yapmaktan yargılanan müzisyen ekibi, tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Bir ay hapis cezasına çarptırılan ekip polis eşliğinde elleri kelepçeli şekilde götürülürken başına gelen durumdan Bülent Ersoy'u suçlamışlardı.
Bir orkestra üyesi, "Bülent Ersoy utanmadan bir de 'servetimi harcayacağım' diyor. Herkesi işinden gücünden etti. Devlet memurluğundan etti. Biz sahte bir şey almadık evrak olduğunu dahi bilmiyoruz. Bize sadece 'Bu evraklarla içeri gireceksiniz' dediler. Biz ne yaptıklarını nereden bilelim" demişti.
Yaşanan olaya isyan eden müzisyenler, "Herkesi işinden gücünden etti, devlet memurluğundan etti' sözleriyle Diva'ya tepkilerini göstermişlerdi.
Yaşanan gelişmelerin ardından suçlamaları kabul etmeyen Bülent Ersoy sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Avukatını vekil atayan Ersoy'un paylaşımında şu ifadeler yer aldı:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde sahte PCR testinden dolayı yargılanan orkestra ekibi, konser başına ücret alan, bağımsız çalışan ve müvekkilem gibi birçok sanatçıya da ücret karşılığında hizmet veren bir ekiptir. İlgili orkestra ekibinin hangi şartlarda ve ne şekilde KKTC'ye geldiği konusunda müvekkilemin herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır. Zira müvekkilem, ne bir organizatör ne bir pasaport görevlisi ne de PCR testi yapan veya kontrol eden sağlık çalışanıdır. Bu sebeple kamuoyunda müvekkilemi karalamak amacıyla sahneyi paylaştığı müzisyen arkadaşlarının sahte PCR testi yaptırdığı ya da yaptırıldığı iddiasının muhatabı müvekkilemin kendisi değildir. Ancak bu durumu fırsat bilen bir kısım kötü niyetli kişiler sosyal medyadaki asılsız söylemleriyle müvekkilemi münferit olayın nedeni olmakla suçlamaktadırlar. Oysa müvekkilemin bu durumla ilgili hiçbir hukuki bağlantısı bulunmamaktadır.