Ama beklendiği gibi olmadı. Sarı-kırmızılı ekibin Umut-Burak-Sneijder-Drogba’dan oluşan ağırlıklı hücum kurgusunun rakibi zorlaması çok doğaldı. Ama Cimbom’un ofansif performansından çok defansın sakar görüntüsü daha çok dikkat çekti. Semih, Chedjou, zaman zaman da Sabri’nin acemiliklerine bir de Muslera’nın beklenmeyen hataları eklenince yeşil-beyazlılar üstünlüğü yakaladı.
Aslında Konyaspor 1 hafta önce evinde kaybettiği Bursaspor maçındaki yenilgiye rağmen direkten dönen toplarla ve sergilediği oyunla hiç de fena bir takım olmadığı izlenimi veriyordu. Attıkları golde Gekas’ın topa vurmayıp kenarda arkadaşının önüne bırakması Yunan forvetin futbolu ne kadar bildiğini kanıtıydı. Cimbom’un savunmasında dün gece garip bir hata vardı. Ve biraz da şansın yardımıyla fark konuk ekip lehine açılabilirdi. Sneijder’ın çıkışının Galatasaray’ın hücum gücünü olumsuz etkilemesi normaldi. Ancak son haftaların yıldızı Hollandalı oyuncunun sakat sakat sahaya çıkması da ayrı bir sıkıntıydı. Çünkü onun yerine bir yabancı oyuncu kenarda kalmıştı.
Drogba zoru yaptı
Drogba’nın tam ilk devre biterken gelen golü Aslan’ı ayağa kaldırmak için en uygun zamanda gerçekleşti. Fildişili forvetin, rakip savunma oyuncununun üzerinden gerçekleştirdiği vuruşta topu ağlarla buluşturmasını Süper Lig’de çok az golcü yapabilir. Roberto Mancini’nin Aydın hamlesi ise Cimbom’a çok zorlandığı maçta galibiyeti getirdi. Ligde son üç maçını kazanan Aslan önümüzdeki pazar günü oynanacak Fenerbahçe derbisi öncesi zirveye tutundu ve “Ben de yarışın içindeyim” dedi. Ama Kopenhag öncesi özellikle savunmadan gelen sinyaller hiç de olumlu değil. Hele bir de Muslera gibi her zaman takımın sigortası olan bir isim bu hatalara ortak oluyorsa bu daha çok üzerinde düşünülmesi gereken bir durum. Salı gecesi Danimarka’daki kritik karşılaşma Cimbom’un Avrupa’daki kaderini belirleyecek. Ve o karşılaşma bu kadar defansif acemiliği ve hatayı kaldırmaz.