Sakarya’da Avukatlar Günü Kutlaması

5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla Sakarya Barosu Başkanı Av. Recep Hacıeyüpoğlu ve baro avukatları Sakarya Kent Meydanı’nda Atatürk Anıtına çelenk sundu. Törende bir konuşma yapan Sakarya Barosu Başkanı Av. Recep Hacıeyüpoğlu, yargı sisteminin gerek ulusal gerek yerel bazda sahip olduğu sorunları görmezden gelmenin mümkün olmadığını belirterek, “Hukukun, hukuksuzluğu ter edeceği ümidini bu yıl da iyi niyetimiz ve sabrımızla muhafaza etmekteyiz” dedi.

1958 yılında alınan bir karar doğrultusunda her yıl 5 Nisan tarihinin Avukatlar Günü olarak kutlandığını hatırlatan Baro Başkanı Hacıeyüpoğlu, “Gönül isterdi ki, böyle önemli bir günü ve bu günün dahil olduğu haftayı büyük bir coşkuyla kelimenin manasını vererek kutlayalım. Mesleğimizin tabiri caizse göbek bağı olan yargı sisteminin gerek ulusal gerek yerel bazda sahip olduğu sorunları görmezden gelmek ve böyle bir günde sorunları dile getirmeden kutlamalar yapmayı içimize sindirmek mümkün değildir. Yargıya olan güvenin her geçen gün azaldığı, yargının bağımsızlığını yitirdiği, kuvvetler ayrılığı ilkesinin bizzat kuvvetler tarafından anlamsız bir söz öbeği gibi algılandığı, savunma hakkının gasp edildiği, yargılama aşamasında avukatların yok sayıldığı, hukukun en temel ve evrensel ilkelerine aykırı olarak avukat bürolarının talan edildiği, baro yönetim kurullarının yargılanmadan infaz edildiği bir ortamda Hukukun, hukuksuzluğu ter edeceği ümidini bu yıl da iyi niyetimiz ve sabrımızla muhafaza etmekteyiz” şeklinde konuştu.

Adaletin olmazsa olmazının her türlü güçlüğe rağmen yerine getirmeye çalıştıkları ‘savunma’ olduğunu söyleyen Hacıeyüpoğlu, “Bu onurlu mesleği, yargılama sürecini uzatan, bulandıran, engelleyen gereksiz bir unsur olrak gören bakış açısı, yargının diğer unsurlarınca terk edilmesi, tüm ilgi ve enerji artık yargı sisteminin kronikleşmekten öte kangren halini alan, insanların yargıya, adalete ve dolayısıyla devlete olan güvenini her geçen gün daha fazla yok eden sorunlarına yöneltilmelidir” dedi.

Sayılarını takip etmekte artık zorlandıkları Hukuk Fakültelerinin her yıl binlerce mezun verdiğine dikkat çeken Hacıeyüpoğlu, avukat sayısının her yıl geometrik bir şekilde arttığını, avukatlık mesleğinin gerek nitelik gerekse nicelik olarak kalitesinin yükseltilmesini temin edebilmek için fakültelerdeki eğitim düzeyinin artırılması, avukatlık sınav staj ve meslek içi eğitimlerine yönelik yasal düzenlemelerin biran önce yapılarak hayata geçirilmesini istedi.

Yargılama sürelerini kısaltmaya yönelik yasal düzenlemelerin sorunu çözemediğini anlatan Hacıeyüpoğlu, dava açma aşamasında hak arayanların cebinden avans adı altında yüklü paraların peşinen devlet tarafından tahsil edilmesinden başka bir amaca hizmet vermediğini söyledi.

Gelir seviyesindeki dengesizlik ve dava açma aşamasında alınan avans miktarlarının yüksek olması nedeniyle çoğu vatandaşın dava aşamasında avukat tutmakta zorlandıklarını ve davalarını kendilerinin takip ettiğine dikkat çeken Hacıeyüpoğlu, bu durumun hem yargılama süresinin uzamasına hem de hak kayıplarına neden olduğunu ifade ederek, “BU nedenle hiç değilse dava konusu ve değerine göre limitin üzerindeki davalarda zorunlu avukatlık sistemi getirilmeli. Avukat tutamayacak durumdaki vatandaşlar için birçok ülkede başarıyla uygulanan Hukuki yardım sigortası sisteminin hayata geçirilmelidir” dedi.

Ceza yargısının en göz önünde olan sorunlarından birinin uzun tutukluluk süreleri olduğunun altını çizen Hacıeyüpoğlu, “Tutukluluk süreleri tüm yasak düzenlemelere rağmen bir tedbir değil peşinen uygulanan bir ceza gibi algılanmaya ve buna göre hükmedilmeye devam etmektedir. Adil olan zorunlu olmadığı sürece özgürlüğü kısıtlamamaktır” şeklinde konuştu.

CMK tarifesinde belirtilen rakamlar üzerinden avukatlara ödenen vekalet ücretlerinin aynasal anlamda angaryanın tam karşılığı olduğunu kaydeden Hacıeyüpoğlu, “En azından resmi asgari ücret tarifesinde belirtilen rakamlar düzeyine çıkarılması avukatlara reva görülen bu ayıbın ortadan kaldırılmasına bir nebze de olsa hizmet edecektir” dedi.

Yerel konularda ise en öneli sorunlarının Adliye binası olduğunu kaydeden Hacıeyüpoğlu şunları söyledi: “Bu güzel şehrimizin mahkum edildiği Adliye binasının hali içler acısıdır. Hergün yüzlerce duruşmanın görüldüğü binlerce insanın akın ettiği ve şehrin hiçbir yerinden tek toplu taşıma aracıyla ulaşmanın mümkün olmadığı bir yerde. Sadece vatandaşlar için değil, hakimine, savcısına, mahkeme kalemine, icra dairesine bile yetersiz kalan, koridorları bölünerek kapatılan penceresi, havasız dar tabutluk benzeri çalışma ortamlarına mahkum edilen yoğun olmayan günlerde bile otoparkı hınca hınç dolan böyle bir adliye binasında sağlıklı bir biçimde adalet dağıtılmasını düşünmek hayalden öteye geçemeyecektir. Bu yüzden yıllardır ısrarla üzerinde durduğumuz Adliye binasının zaten hak arama mücadelesinde yolunu bulmaya çalışan vatandaşın daha da mağdur olmaması için şehir merkezinde inşa edilmesini istiyoruz. Biz adalet bize gelsin istiyoruz. Bu uğurda Sakarya Barosu olarak her türlü çabayı göstereceğiz.”

Hacıeyüpoğlu açıklamasını şöyle tamamladı: “Biz avukatlar, haklı ya da haksız kimi nedenlerle toplumla iç içe yaşama şansına sahip olmayan yargının tüm diğer unsurlarının aksine iç içe yaşarız. İşyerlerimiz vatandaşların işyerleriyle, evlerimiz evleriyle iç içedir. Resmi dairelerde lojmanlarda izole edilmiş bir hayat sürmeye mahkum değiliz. Alışverişlerimizi esnaftan, tüccardan kendimiz yapar, ikram edilen çayın ya da sohbetin samimiyetinden şüphe duymayız. İşyerimizin her daim açık olan kapısından girenler bizim için sadece birer davacı ya da davalı değildir. Dert dinleriz, sırdaşlık yaparız. Hem müvekkillerimizin hem borçlumuzun düğününde de cenazesinde de biz varız. Adalet arayan herkesin yanında dün olduğu gibi bugün de, yarın da biz varız.”