10-16 Mayıs arası Engelliler Haftasıdır. Sakatlık insanlığın ortak sorunudur. Bu yüzden Sakatlar Haftası yalnız ülkemizde değil Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede aynı zamanda değerlendirilir.
Bana anlamsız gelen bugün iyi ki sakat oldum demedin bir başka şeklidir çünkü.
Sakatlar Haftası boyunca; sakatlık sorunu, sakatlığın önlenmesi ve sakatların eğitimi konusu üstünde durulur. Radyo ve televizyonda konu ile ilgili programlar yayınlanır. Yayınlanırda ne olur? Ya da kutlanırda ne olur?
Bunu tamda bu haftada şahit olduğum bir sorunu ortaya koyup yorumu sizlere bırakacağım.
Türkiye genelinde yapılan ilk Özürlü Memur Seçme ve Yerleştirme kura ve sınav olmak üzere iki aşamada yapıldı.
Birinci aşama olan eğitim durumlarına göre seçilecek adaylar 29.04.2012 tarihinde merkezi sınavla 81 ilde sınava girdi.
İkinci aşama olan kuraya seçilecek adayların belirlenmesiyle ilgili başvurularda 14.05.2012 tarihinde başladı.
Kuraya katılacak olan grupla ilgili sorunlara da tam da bu başlangıç tarihi olan 14.05.2012 tarihinde dahil oldum.
Bu başlangıç tarihi aynı zamanda tuhaftır ki engelli sorunlarının konuşulduğu engelli haftasına denk gelmekte.
Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ve ÖSYM işbirliği ile düzenlenen bu yerleştirme modeli aynı zamanda dünyada bir ilk.
Elbette ki ilk olan bu sistemde aksaklılar olacaktır.
Ancak benim anlatacaklarım aksaklıktan çok kurumların yaklaşımları ve kurumlar arası kopukluk.
Evet dediğim gibi 14.05.2012 tarihinde olaya dahil oldum. Bir yakınımın kızı bu kuraya katılacaktı. Ve benden yardım istediler. Yine aynı kuraya katılacak olan bazı tanıdığım engellilerde sürekli bu konuyla alakalı sorular sorduğu için o gün onlarla birlikte ilk başvurunun yapıldığı yere gittim.
Aile Sosyal Politikalar Bakanlığının kabul ettiği belgeleri ÖSYM’nin kabul etmediğine o gün onlarla ben de şahit oldum.
En çok yaşanan sorunda eğitimleriyle alakalı belgelerde çıkıyordu.
ÖSYM’nin İzmir’deki merkez bürolarından birinde sorunu çözmeye uğraştıkça işin ilginç yanı sorun üretiliyordu.
Kimisi Çiğli’den, kimisi Buca’dan, kimisi İzmir’in başka başka semtlerinden gelen bu çocukların engelli oldukları adeta unutulmuş, ret ediliyorlardı.
Halk Eğitim Merkezlerinden alınan ilköğretim diplomalarını kabul edemeyeceklerini ya da tasdiknameleri kabul edemeyeceklerini söyleyerek insanları yollamaya kalkıyorlardı.
Bizde arkadaşımın kızının diplomasında aynı sorunu yaşadık.
Ve orada çaresizliği yüzüne yansımış bir genç ise benim kopma noktam oldu açıkçası.
Durum genel bir sorundu. Ve kalıcı çözüm sağlanmazsa tüm umutlarını bu Özürlü Memur Alımı sistemine bağlamış engelliler tekrar kırılacak kabuklarına çekilecekti.
Gerekli yerlerle gerekli görüşmeleri yaptım. Bu süreç içerisinde ilginç olan şeylerle karşılaştım.
Milli Eğitim’in Halk Eğitim Merkezleri kurslarıyla ilgili genelgeden ÖSYM’nin habersiz olduğu.
İşin ilginç bir diğer yanı da bu genelge ve bilgilendirme kura çekim başvuruları başlamadan önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu işle sorumlu birimleri tarafından ÖSYM’ye gönderilmiş.
Gönderilmiş olmasına rağmen böyle bir bilgisizlik ya da duyarsızlık anlaşılır gibi değil.
Ben genel bir yazı temin ederek İzmir ofislerine elden verdim. Çünkü o an oradaydım sonrasında gelenlerde aynı sorunla karşılaştıklarında yine yeniden ret edilmesinler diye.
Bu sorunu hal ederken başka bir engelli bireyin başka bir sorununa şahit oldum. Elindeki belgede detaylar olmadığı için kayıt yapamazmış. Yine bir Halk Eğitim mağduru.
Bu sefer belge Çiğli çıkışlı. Çocuğa söylenen Çiğli’den bunu alın. Tekrar gelin. Ya da oradaki bir liseden yaptırın işlemi.
Hemen bunu söyleyen bayan memura “okulu arayarak faks isteyerek bu sorunu çözebiliriz. Gitmesine gerek yok ki” demek zorunda kaldım.
Bu şekilde de halettik sorunu.
Ya orada olmasaydım, ya arkadaşımın kızı böyle bir sorunla karşılaşmasaydı ve de ben de şahit olmasaydım tüm bunlara.
Cevap açık bu çocuklar geri çekilecekti.
Karşılarında engelli olduğunu unutan, işleri zora yokuşa süren, vatandaşın sorunlarına çözüm üretmek yerine, sorun katan memurlara diyecek söz bulamıyorum.
Engelleri kaldıracağız diye yola çıkarken engelliye yeni engeller üreterek mi sakatlar haftası kutsanıyor?
Ayrımcılık, erişilebilirliği engelleme, sosyal yaşama katılımını engelleme sağlığını riske atma, daha birçok konuda yapılmaktadır…
Uluslararası sözleşmelerde, bildirgelerde, anayasalarda, yasalarda ne kadar aksine hükümler bulunsa da engelliler; şu veya bu biçimde görmezden gelinen, dolayısıyla hesaba katılmayan bir kesim olarak ötekileştirilmişlerdir.
Ret edilme korkusunun ne demek olduğunu hepimiz biliriz. İşte bu Ret edilme korkusuyla en çok karşı karşıya olan engelliler kendilerini ifade edememenin, anlatamamanın, haksızlığa uğramış olmanın ağırlığıyla kırılıp hayattan kopuyorlar.
Özür kişinin kendisinden değil toplumun kişiye yaşattığı engeller sonucu oluşur. Bu engellemeler kalktığı zaman sosyal yaşama tam katılmış olacaklardır. Başka bir değişle engellenmemiş olacaktır.
Engelliler zaten sakat bedenlerinde oluşan kısıtlamayla özgürlüğü fiziksel anlamda sınırlıyken kendini bir kez daha sınırlayan sistemlerle iç dünyasına gömülerek gözden uzaklaşacaktır.
Bugün sağlam bireylere 24 saatlik bir süre için sakat olsaydınız neler yapardınız diye bir soru sorulmuş olsaydı hiçbir sağlam birey bu soruya cevap veremezdi. Oysaki soru ters çevrilip sakatlara sorulmuş olsaydı 24 saate sığmayacak sağlam olma hayallerini anlatırlardı. Çünkü sakat olmak bir tercih değildir ama sağlam olmak bir tercihtir. Yani sakatlar istedikleri için sakat olmamışlardır doğanın öngörüsüyle bu yaşam koşuluyla yaşamak zorunda kalmışlardır.
Ama insan gibi yaşamak herkes gibi yaşamak bir tercihtir ve her
insan gibi onlarında hakkıdır.
Bu yüzden bu ayıpların kalktığı, empatinin geliştiği sakatlar haftaları geldiğinde ben de sakatlar haftasını kutlayan bir birey olurum kim bilir…
oyatekin@gmail.com
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz