Sal eş anlamlısı nedir? Sal kelimesinin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Türkçede birbiriyle aynı anlama gelen fakat yazılış ve okunuş bakımından birbirinden farklı kelimeler vardır. Bu sözcüklere eş anlamlı ya da anlamdaş sözcükler adı verilir. Anlamdaş kelimeler cümlenin anlamını bozmaz ve birbirleri yerine kullanılabilirler. Türkçede bulunan anlamdaş kelimeler dilimizin kelime bakımından zengin bir içeriğe sahip olduğunu gösterir. Sal kelimesi de eş anlamlısı olan sesteş kelimelerden birisidir. Peki, sal kelimesinin eş anlamı nedir?

Sal kelimesinin kökeni Türkçedir. Eski Türkçede "platform, suda yüzen platform" anlamlarında kullanılan "sal" sözcüğünden evrilmiştir. Sal kelimesi aynı zamanda sesteş bir kelimedir. Sesteş kelimeler de aynı yazılan ancak farklı anlamları karşılayan kelimelerdir. Türk Dil Kurumuna göre sal kelimesi birçok kalın direğin yan yana bağlanarak yapıldığı düz ve korkuluksuz olan deniz ya da ırmak taşıtı anlamına gelir. Bir diğer sal kelimesi de genellikle halk ağzında görülen bir kelimedir. Bu kelimeyse tabut anlamında kullanılır.

Reklam
Reklam

Sal kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük nedir?

Eş anlamı olan kelimelerde biri de sal kelimesidir. Salın eş anlamlısı olan kelime cümle içinde sal ile aynı anlamı ifade ettiğinden dolayı sal yerine kullanılabilir. Günlük yaşamda oldukça sık bir şekilde kullanılan sal kelimesinin eş anlamı:

  • Tabut

Sal ile aynı anlama gelen tabut, yazılış ve okunuş bakımından saldan farklı olsa da anlam bakımından aynıdır. Tabut kelimesi de günlük yaşamda sal kadar sık bir şekilde kullanılır.

Salın eş anlamlıları ile örnek cümleler

Eş anlamlı kelimeler en bilinen anlamıyla yazılışları ve okunuşları ayrı, anlamları aynı olan kelimelerdir. Eş anlamlı kelimeler yazılı ve sözlü iletişimde cümle içinde birbirleri yerine kullanılabilir. Sal eş anlamlısı olan tabut kelimesiyle örnek cümleler:

Reklam
Reklam
  • Kapının önünde bekleyen cemaat, evden tabut çıktıktan sonra dağılmıştı.
  • Onu tabut ile taşıdığımız zaman anlamıştım olanları.
  • Tabutun kenarından tutmuş sokakta ilerliyordu hüzünlü bir kalabalık.
  • Derin bir çukura yerleştirdikleri tabutun üstünü örttüler.
  • Bu evden o tabut çıktıktan sonra bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı.