Kaybın BM, ABD ve İngiltere tarafından karşılanmadığını belirten Şeyhmus Akbaş, "Halen Körfez Savaşı'nın izlerini silmediğimiz, ülkede baş gösteren siyasi krizin yaşandığı ve ekonomik olarak bölgenin acılar çektiği bir dönemde tekrar bir saldırıya ülke ve bölge olarak hazır olmadığımızı söylemek istiyorum. Muhtemel saldırıda kentlere yönelik göçler artacak ve ticaret yapılamayacak bir durum ortaya çıkacaktır. Dünya hapşırdığı zaman ülke olarak soğuk aldığımızı, bölge bazında ise zatürree olduğumuzu söylemek istiyorum. Bu nedenle BM kararları çerçevesinde alınacak ekonomik yaptırımların, daha akılcı ve faydacı olacağını düşünmekteyiz. Ancak bırakın bir saldırıyı, Türkiye'nin BM kararlarıyla ilgili Irak'a telkinde bulunması dahi bölgedeki ekonomik dengeleri olumsuz yönde etkilemektedir "dedi.
Habur Sınır Kapısı'ndan 50 bin kayıtlı kamyonun da akaryakıt ticareti yaptığını ifade eden Akbaş, "ABD'nin Irak'a saldırısının gündeme geldiği 18 Eylül 2001 tarihi itibari ile Saddam, Habur'dan petrol akışını bir ay süre ile durdurmuştu. Bir ay süren bu kararda özelde bölgemize, genelde ise ülkemize 18 trilyon 711 milyar liralık bir zarara neden olmuştur. Rakamlar bu kadar ortaydayken, Irak'la işbirliği yapan komşu ülkelerin olası bir saldırıyla ekonomik anlamda ne kadar kazanç içine gireceklerini gösteriyor. Saldırı ile ilgili konuların konuşulması bile bölge iş dinamiklerini psikolojik olarak olumsuz yönde etkilemiştir" diye konuştu.
Irak'a yönelik saldırı senaryolarının üretilmesi ve bu senaryoların her gün değişmesinin para piyasalarını ve ekonomik dengeleri olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Akbaş, "Senaryoların sonucu ne olursa olsun yapılacak senaryonun bir an önce uygulamaya konulması gerekir. Belirsiz senaryonların üretilmesi biz iş dinamiklerini endişelendirmektedir. Bir an önce bu belirsiz duruma son verilerek, ülkemiz yararına olacak bir karara varılması gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
İHA