Kamuoyunda "Salih Mirzabeyoğlu" olarak tanınan Salih İzzet Erdiş'in, geçirdiği beyin kanaması nedeniyle ameliyat edildiği Yalova Devlet Hastanesinde beyin ölümünün gerçekleştiği bildirildi.
Rahatsızlandığı 4 Mayıs'ta Yalova Devlet Hastanesine kaldırılan ve beyin kanaması teşhisiyle ameliyat edilen Salih İzzet Erdiş'in yoğun bakımdayken beyin ölümü gerçekleşti.
Ailesinin isteği üzerine, Erdiş'in yaşam destek ünitesine bağlı olarak mevcut durumunun korunduğu öğrenildi.
İBDA/C davasından hükümlüyken talebi üzerine yeniden yargılanmasına karar verilerek tahliye edilen, kamuoyunda "Salih Mirzabeyoğlu" olarak tanınan Salih İzzet Erdiş, yargılandığı davada, her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraat edilmişti.
28 ŞUBAT DÖNEMİNDE YARGILANMIŞTI
Gerçek adı Salih İzzet Erdiş olan Salih Mirzabeyoğlu, 28 Şubat döneminde "Anayasal düzeni silah zoru ile değiştirmeye teşebbüs etmek" suçlamasıyla İBDA-C davasında yargılanmış, müebbet hapis cezası nedeniyle 16 yıl cezaevinde kaldıktan sonra yeniden yargılanıp beraat etmişti.
SALİH MİRZABEYOĞLU KİMDİR?
Salih Mirzabeyoğlu, 10 Mayıs 1950 tarihinde Erzincan'da doğdu. Eskişehir'de Fatih İlkokulu (1962), Mehmetçik Ortaokulu'nu (1965) bitirdi (1968). Yazı ve şiirleri lise yıllarında Babıali'de Sabah gazetesinde yayınlanmaya başladı (1965). 1968 yılında Atatürk Lisesi'ni bitirdi. 15 yaşında Necip Fazıl Kısakürek ile karşılaştı ve Nakşibendi tarikâtına katıldı.
Mirzabeyoğlu'nun ismi 1970' lerde duyulmaya başlandı. İslami gençlik hareketlerinden biri olan Akıncıların kurucusuydu. Derneğin politikalarının savunulduğu Gölge ve Akıncı Güç gibi dergileri çıkarttı. Necip Fazıl Kısakürek onun kaleminden çok etkilenmiş, ''Benim 40 senedir aradığım ses buydu'' demişti.
İLK DEFA MİRZABEYOĞLU SOYADINI ORADA KULLANDI
1975 yılında gölge adlı dergi çıkarttı ve ilk defa Mirzabeyoğlu soyadını orada kullandı. Akıncı Güç (1979) adlı dergi çıkarttı. Necip Fazıl Kısakürek yönetimindeki Büyük Doğu-Rapor (1979-80) seçkisinde yazılar yazdı. 1991 yılında Amerika'nın Irak'a saldırmasıyla oluşan dönemin siyasi atmosferi içerisinde tutuklandı.
28 Şubat askeri darbesiyle birlikte bir gün çocuğunu okula götürürken 1998'de gözaltına alındı. Hakkındaki suçlama sonrasında yasadışı İBDA-C örgütüne liderlik yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Savunmasında kendisini bir teorisyen olarak bıçak yapan birine benzetecekti. İsteyen et keser, isteyen o bıçağı başka amaçlarla kullanırdı.
2001 yılında idamla yargılandı, idam cezası kaldırılınca ömür boyu hapse çarptırıldı. Bolu F Tipi Cezaevinde cezasını çekmektedir. 23 Temmuz 2014 tarihinde talebini kabule değer gören İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla tahliye edilmişti.