Samatya'da Ermeni asıllı Türk vatandaşı Maritsa Küçük'ün (85) öldürülmesi olayının zanlısı olduğu iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan Murat Nazaryan’ın duruşmasına devam edildi. Olay mahallinde bulunduğu iddia edilen iki örtüdeki kan lekesi veya sürüntü örneklerinin maktuleye ya da üçüncü şahıslara ait olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verildi.İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Murat Nazaryan ve taraf avukatları hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Erol Ceylan sanığın akıl hastalığına ilişkin raporun mahkemeye ulaşmadığını ifade etti. Duruşmada söz alan Küçük ailesinin avukatı Eren Keskin olay mahallinde üzerinde kan lekesi olduğunu tahmin ettikleri iki adet örtü bulunduğunu belirterek, ’’Örtülerin kan izi olup olmadığı, ayrıca vücut izi olduğu takdirde veya sürüntü örneği olduğu takdirde Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek sanığa veya üçüncü şahıslara ait olup olmadığı hususunda rapor aldırılmasını talep ediyoruz. Ayrıca evde masanın üzerinde bir de ameliyat bıçağı bulundu. Bu bıçağın da incelenmesini talep ediyorum. Yine Samatya'da darp edilen 83 yaşında Sultan Aykar'la ilgili dosyaya savcılıkça takipsizlik kararı verildi. Bu soruşturmayı yapan polis memurlarının ve tanıklık yapanların duruşmada dinlenmesini talep ediyoruz. Ayrıca Samatya'da darp edilenlerden Turfanda Aşık'ın dosyasının mahkemeye getirtilmesini istiyorum’’ dedi.Sanık Murat Nazaryan’ın avukatı Cafer Gül ise müvekkiliyle cezaevinde görüştüğünü söyleyerek, "Kendisine bu işte yer alan faillerin fiziki özelliklerini ayrıntılı olarak gerek bana ve gerek mahkemede anlatmasını istedim. Ancak sanık ayrıntılı olarak bilgi veremedi. Kendisi polis tarafından tutulan sabıkalılar albümünü görmesi halinde olayın faillerini tanıyabileceğini ve bilgi verebileceğini söyledi" dedi.Verdiği aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti cinayet sonrası olay mahalinde bulunduğu iddia edilen iki örtüdeki kan lekesi veya sürüntü örneklerinin daha önce dosyada yer alan raporlarla karşılaştırılarak sanığa maktüle veya üçüncü şahıslara ait olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu'nda inceleme yaptırılmasına karar verdi. Olay yerinde bulunan ameliyat bıçağının da delil olabileceği gerekçesiyle emanet memurluğuna teslim edilmesine karar veren mahkeme heyeti mağdur Turfanda Aşık ile ilgili soruşturma dosyasının Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesine, Sultan Aykar soruşturmasındaki tanıkların dinlenmesi taleplerinin de daha sonra değerlendirilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.Öte yandan, duruşma öncesi adliyenin karşısındaki alanda İnsan Hakları Derneği’nin Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu basın açıklaması yaptı. Yaklaşık 30 kişinin katıldığı açıklamada Maritsa Küçük cinayetiyle ilgili önemli noktaların hala karanlıkta olduğu belirtilerek, ’’Polis üzerine düşeni yapmadı. Soruşturma baştan savma yapıldı. Savcılık dosya üzerine hiç gerekmediği halde gizlilik kararı koydu. Küçük'ün öldürüldüğü tarihleri kapsayan 28 Kasım 2012 ile 26 Ocak tarihleri arasında Samatya'da başka yaşlı kadınlara yönelik birbirine çok benzeyen ağır şiddet içeren saldırılar yaşandı. Soruşturmada bu saldırılar arasında bağ aranmadı. Diğer saldırılarla ilgili takipsizlik kararı verildi. Sanık Murat Nazaryan'ın en son duruşmada Maritsa Küçük'ü öldürenlerin 3 kişi olduğunu, kendisini oraya zorla götürdüklerini, saldırganların üzerinde silah olduğunu ancak silahı kullanmadıklarını anlattı. Çetelerden bahsetti. Nazaryan mahkemede halen korku içinde olduğunu söylemiştir. Sanığın kendini güvende hissedeceği koşullar sağlanmalı ve yeni bilgiler anlatası sağlanmalıdır. Maritsa Küçük'ün çocukları annelerinin öldürülmesiyle ağır bir travma yaşadı. Ermeni ailelerde kendini güvende hissetmiyor. Saldırılar arkasındaki bilinmezlik perdesi kalkıncaya kadar bu güvensizlik devam edecek" dedi.Annelerini keserek öldürdüklerini söyleyen Bayzar Midilli, ’’Bizim günahımız ne diğerlerini dövdüler benim annemi neden soydular, kesip öldürdüler. Canını yakıp bizden en istediler. Biz kimseye bir şey yapmadık. Devletten bunları çözmesini istiyoruz. Benim annemi bir kere öldürdüler. Biz her gün ölüyoruz uyuyamıyoruz. Bizi ilaca bağımlı yaptılar” diye konuştu.Amerika’da yaşadığı ve duruşma için Türkiye’ye geldiği öğrenilen maktulenin kızı Eva Baymuş ise, “Ben Türkçe televizyon izliyorum. Biz Türküz, Türk olarak gittik oraya. Bize orada Ermeni demiyorlar Türk diyorlar. Ben Türklüğü kabul ediyorum ama biz bunu hak etmedik. Neden annemi öldürdüler. Annemi niye öldürdüklerini açıklasınlar. Biz ölene kadar annemin arkasındayız. Annemin kanı yerde kalmayacak. Devletimizden bunu bulup çıkarmasını rica ediyorum. Suçlu ölene kadar yatsın’’ dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz