Şam'da kaygılı bayram: Top sesi mi? Gök gürültüsü mü?

Gazeteci Hediye Levent'in, Şam'da ateşkes umuduyla başlayan bayram günü izlenimleri.

Hediye Levent

Şam

Suriye'de birçok kişi bayram öncesinde "bütün kırılganlığına rağmen bu defa gerçekten ateşkes olur mu acaba?" ümidi taşıyor.

Şam, 1.5 yıldan fazladır devam eden çatışma ve askeri operasyonlar süresince diğer kentlere nispeten sakin olsa da şiddet ve istikrarsızlıktan Şamlılar da oldukça yorgun düşmüş.

Bu nedenledir ki, bayramdan önce çarşı ve pazarlarda yaşanan hareketlilik kriz öncesi dönemle değil, zaman zaman başkente çöken "rahatsız sessizlik" ile kıyaslanıyor.

Bayram öncesi, şehre açılan otobanlar oldukça yoğun; bir taraftan bayramları çoğunlukla köylerinde geçirmeyi gelenek hale getirenler, diğer tarafta çatışma bölgelerinden kaçıp Şam'a göçedenler.

Reklam
Reklam

Kentte bayram öncesi de bayram günü de güvenlik önlemleri üst düzeyde.

Şehre açılan otoyollarda kurulmuş askeri kontrol noktalarında kapalı kasa araçlar ve arabaların bagajları aranıyor.

Şehir içinde de kamu ve askeri binalara açılan ana yollar tek şeride düşürülmüş ya da bazı sokaklar beton bariyerlerle tamamen trafiğe kapatılmış durumda.

Şam, bayrama ve ilan edilip edilmeyeceği, ilan edilse de uygulanıp uygulanmayacağı belli olmayan ateşkese hazırlanıyor.

Arefe günü akşam saatlerinde Suriye yönetimi ve Özgür Suriye Ordusu'ndan "ateşkese şartlı olarak uyulacağı" yönünde açıklamalar geliyor. Açıklamalara göre, Kurban Bayramı'nın ilk günü yerel saat ile sabah saat 08.00'de, 4 günlüğüne de olsa silahların susması bekleniyor.

Gök gürültüsü mü?

Yabancı gazeteciler olarak ateşkesin ve Kurban Bayramı'nın ilk günü sabahın ilk saatlerinden itibaren ayaktayız. Bayram namazı öncesi ve sonrası camilerden ilahi sesleri yükseliyor.

Hava aylardır ilk kez bu kadar kapalı ve yağmurlu. Her gök gürültüsünün ardından aramızda bir telefon trafiği yaşanıyor; "gök gürültüsü mü top sesi mi?" diye.

Reklam
Reklam

Her sesten sonra balkonlara çıkıp gökyüzünde siyah duman arıyoruz.

Öğlene kadar zaman aylardır pek yaşanmayan sakinlikle geçiyor ancak öğlene doğru Şam merkeze yakın bir yerden siyah bir duman yükseliyor. Patlama sesi duyulmadığı için "lastik ya da benzin istasyonu benzer bir yer yakılmış olabilir" tahminleri yapıyoruz.

Öğleden sonra sokaklarda havanın nasıl olduğunu görmek için dışarı çıkıyoruz. Sokaklarda tek tük insanlar var. Krizden önceki dönemlerde bayram günleri genellikle sokaklar pek kalabalık olmadığı için bu tenhalık pek gözümüze batmıyor.

Caddelerde arada bir geçen araçlar ve trafik polisleri var. Dükkanların birçoğu kapalı, dönerciler ve bayrama özel menü yazılarını camlara asan restoranlar akşam için hazırlıklarını sürdürüyor. İkindi namazı sonrası camiden çıkanlarla çoğunluğunu başka kentlerdeki çatışmalardan kaçan ve dilencilik yapmak zorunda kalanlar birbirine karışıyor.

Güçlükle bir taksi bulup Şam'ın banliyölerinden birine doğru yola çıkıyoruz. Yollar çoğunlukla boş, Suriye ordusu tarafından oluşturulmuş kontrol noktalarında pasaportlarımızı gösteriyoruz, izin belgelerimiz soruluyor, aracın bagajı aranıyor.

Reklam
Reklam

Banliyöye ulaşana kadar otobanın iki yanında yer alan yerleşim birimlerindeki durumu anlamaya çalışıyoruz. Sessizlik hakim ancak son birkaç aydır devam eden askeri operasyonlarda ve çatışmalarda tamamen yıkılmış binaların kalıntıları çatışmaların şiddetine dair ipuçları veriyor. Bazı yıkıntılar yol boyunca dizilmiş küçük kamyonetlerde satılan kurbanlık hayvanlar için barınağa dönüştürülmüş geçici olarak.

Günün ilk top sesi

Şam'ın banliyösüne ulaştığımızda günün ilk top sesleri de duyulmaya başlanıyor. Bu atışların "Şam kırsalındaki Harasta ve Duma'da toplandıkları iddia edilen silahlı muhaliflere yönelik olduğunu" söylüyor şoför. Ateşkesin Şam kırsalına hiç uğramamış olduğunu anlıyoruz. Esnaf bir önceki gece de roket atışları olduğunu anlatıyor.

Aynı saatlerde Halep ve Humus'tan çatışma haberleri gelmeye başlıyor. Çatışma haberleri ile birlikte Suriye yönetimi ile muhaliflerin "ateşkesi karşı taraf bozdu" suçlamaları da yayılmaya başlıyor.

Şam merkeze geri dönüyoruz, yollar ve parklar sabaha göre kalabalıklaşmış. Yollarda küçük topluluklar halinde gençler şakalaşıyor, çocuklar bayramın vazgeçilmezi çat-patlarla oynuyor. Çocukların oynadığını bildiğimiz halde, her çat-pat sesinde dönüp bakmaktan alıkoyamıyoruz kendimizi.

Reklam
Reklam

Suriyeli tanıdıklarımızdan son 3 bayramdır kalıplaşmış hale gelen "Bayramın size ve bize hayırlar, ülkemize huzur getirmesini diliyoruz" mesajları gelmeye devam ediyor.

Arefe günü şiddetli çatışmaların yaşandığı Halepli bir kaynağımı arıyorum, cevabı Halep'teki gerginliği özetliyor:

"Evde oturmuş kaderimizi bekliyoruz."