Sami Selçuk anayasayı eleştirdi

ANKARA (İHA) - Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, anayasanın bir an önce değiştirilmesi gerektiğini savunarak, "Bu anayasa çağın hatta tarihin gerisinde ve dışındadır" dedi. Selçuk, Neşter 2 Operasyonu ile ilgili olarak da, "Mahkeme kesin hükmü verene kadar kişi masum sayılır ancak Türkiye'de buna uyulmuyor" diye konuştu.

Memur-Sen Konfederasyonu'nun Perşembe Sohbetleri'nin konuğu olan Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Kamu Yönetimi Reformu, yargı reformu ve yargıdaki aksaklıklar konusundaki görüşlerini belirtirken, Neşter 2 Operasyonu ile ilgili yüzeysel ifadeler kullanmayı tercih etti. Türkiye'de reform yapmanın ihtilal yapmaktan daha zor olduğunu savunan Selçuk, A'dan Z'ye devlet yapısını değiştirecek Kamu Yönetimi Reformu Tasarısı'nın, anayasa değişmeden başarılı olamayacağını öne sürdü. Tasarının anayasayla birlikte ele alınması gerektiğini belirten Selçuk, "Anayasanın ilgili maddeleri yeniden düzenlenmezse çocuk sakat doğar, ileride yeni sorunlar yaşanır. Bu yapılmazsa Türkiye'yi belirli bir noktaya taşıyamazsınız" ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

"HİÇ BİR İKTİDAR ANAYASAYI DEĞİŞTİRMEDİĞİ SÜRECE TÜRKİYE'NİN SORUNLARINI ÇÖZEMEZ"

Türkiye'deki anayasanın 19. Yüzyıl'da dolaşan ruhun temsilcisi olduğunu iddia eden Sami Selçuk, şunları söyledi:

"Bu anayasa çağın hata tarihin dışında, gerisindedir. Ne kadar güçlü olursa olsun hiç bir iktidar anayasayı değiştirmediği sürece Türkiye'nin sorunlarını çözemez. Türkiye'ye yeni bir anayasa getirilmeli. Dünyanın her tarafında anayasa, 'örgütlenme', 'kuruluş' yasasıdır. Bizdeki anayasa ne devleti doğru dürüst kurabildi, ne de insanlara birey haklarını verebildi. Bu insanları çaresiz bırakan bir anayasadır. Türkiye'de en çok yasa çıkaran ülkelerden biri. Yasalar uygulanmak için değil, sanki Resmi Gazete'de yayınlanması için çıkarılıyor."

Son dönemlerde tartışılan Neşter 2 Operasyonu ile yargının etrafında gürültüler koparıldığını ifade eden Selçuk, şöyle konuştu:

"Önemli olan hukukçu kimyasının yakalanmasıdır. Hukukun temel ilkeleri vardır. Bir hukukçu 'masumiyet kaidesi' dediğimiz kurallara uymak zorundadır. Kesin hüküm olana kadar kişi masum sayılır. Bu evrensel bir ilkedir. Türkiye'de kimse bu ilkeye uymuyor. Hükmü mahkeme verir. Bu tüm dünyada süregelen bir kuraldır, İslam hukukunda da böyledir."

Reklam
Reklam