Samsun Müftüsü: Yılbaşı Gecesi Yapılan Hatalara Ve Harcamalara Anlam Veremiyorum

Samsun İl Müftüsü Yard. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, yılbaşı gecesi cinnet geçirmişcesine yapılan yanlışlara, hatalara ve lüks harcamalara anlam veremediğini söyledi. Öztürk, “ Yılbaşı eğlenceleri ilk bakışta 'yeni yıla girişin kutlanması' gibi gözükmekle birlikte, bunun Hristiyan Batı'nın Noel bayramıyla da yakın ilgisi bulunmaktadır." dedi.

Samsun İl Müftüsü Hayrettin Öztürk yaptığı açıklamada yılbaşı kutlamalarının İslam dinine uygunluğu hakkındaki görüşlerini paylaştı. Bir yılın insan ve millet hayatında önemli bir zaman dilimi olduğunu söyleyen Müftü Öztürk, “ Yeni bir yılı idrak etmenin sevinç ve heyecanı da makul ölçüler içinde kabul edilir. Fakat aşırılığında ötesine geçerek, iki yılı birbirine bağlayan bu zaman köprüsünde cinnet geçirmişcesine işlenen yanlışlara, hatalara ve yapılan lüks harcamalara anlam vermek mümkün değil. Yılbaşı eğlenceleri, ilk bakışta yeni yıla girişde yapılan kutlamalar gibi gözükmekle birlikte, bunun Hristiyan Batı'nın Noel bayramıyla da yakın ilgisi bulunmaktadır. “ diye konuştu.

NOEL BABA EFSANEDİR

Bir yılı geride bırakıp yeni yılın eşiğine gelmiş olmanın sevincini ve mutluluğunu kendi sınırları içinde kutlamanın bir sakıncası olmadığını vurgulayan Müftü Öztürk, “ Aslında zaman kavramı izafidir. Günümüzde Rumi, Hicri ve Miladi olmak üzere üç çeşit takvim var. Dolayısıyla yılbaşı, milletlerin örf, adet kültür ve kabul ettikleri takvime göre değişiyor. Nitekim kameri aylara ve hicri takvime göre yılbaşı Muharrem ayının ilk günüdür. Olayı bu şekilde ortaya koyduktan sonra normal hallerde örf, adet ve kanun gereğince zararlarından ötürü yasaklanan bazı davranışlar yılbaşı perde edilerek geçici bir süre için meşru sayılmamalıdır. Alışıla gelen yılbaşı gecelerinin etkisinde kalınarak hindi tüketimine, çam kesimine, Noel Baba efsanesine, içkiye, uyuşturucuya lüks ve çılgınca eğlenceye önceden reklamlar yapılarak davetiye çıkarmak, örf ve adetlerimiz bir yana milli beraberlik ve ülke menfaatine ters düşmektedir. Bunlar en az bir yılda, bir defa daha tekrar edildiğine göre 'varın yılbaşının olumlu olumsuz yönlerini siz düşünün.' Elbette soyut olarak ele alındığında yılbaşı olarak kabul edilen zaman diliminin hatası yoktur. Asıl hatalı ve yanlış olan, diğer zamanlarda hoş karşılanmayan, hatta yasaklı olan bazı davranışları getirip yılbaşı sürecine tahsis ederek meşru saymaktır." şeklinde konuştu.

YILBAŞI KUTLAMALARI KÜLTÜREL TAHRİBATA YOL AÇIYOR

Hicri ya da miladi yılbaşının dini yönden birbirlerine üstünlükleri bulunmayan ve zaman ölçmede esas alınan iki ayrı başlangıç noktası olduğuna işaret eden İl Müftüsü Yard. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk şunları söyledi: "Hatta Müslümanların Hz. Peygamber'in(sav) hicretini esas alan hicri takvim yerine Hz. İsa'nın doğduğu esas alan miladi takvimi kullanması ve yeni yılın başlaması sebebiyle tebrikleşip birbirlerine iyi dileklerini ifade etmeleri, tek başına ele alındığında sakıncasız görülebilir. İslamdaki bazı hükümler açısından ayların ve yılların kameri, yani ayın hareketlerini esas alan takvimle hesaplanmasının önem taşıyor olması ile bu konunun birbirine karıştırılmaması gerekir. Ancak Hz. Peygamberin(sav) Müslümanlara diğer dini topluluklara göre farklı bir kimlik bilinci ve kültür değerleri manzumesi kazandırmak için gayret ettiği, bu uğurda saç sakal, kılık kıyafet, yeme içme adabı dahil pek çok konuda tavsiyede bulunduğu düşünülürse, yılbaşı kutlamalarının, sıradan bir kutlama olarak algılanması tabii karşılanması mümkün olamaz. Toplumumuzda kültürel tahribata, kimlik bunalımına yol açtığı, yeni yetişen kuşakları kendi öz değerlerinden ve geleneklerinden koparıp batının önce hayat tarzına alıştırdığı, sonra değer ve inanç esaslarına sıcak bakmaya ve giderek onları benimseye götürdüğü dikkate alınırsa, yılbaşı kutlaması, Noel ağacı süslenmesi, Noel Baba'nın hediye bırakması gibi adetlerin terk edilerek kendi kültür ve değerlerimizden kaynaklanan alternatif program ve faaliyetlerin yerleşmesine çalışmanın önemi ortaya çıkar.