Sana yardım edeceğim Angela

Euro'nun kaderini Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin gizli görüşmesi çizdi.

Wall Street Journal'da yayımlanan bir makalede İrlanda'nın borç kriziyle tırmanan Avrupa endişesinin üstesinden gelmek için Fransa'nın Deauville kasabasında bir araya gelen iki liderin kritik görüşmesi şu şekilde anlatıldı:

"Merkel ve Sarkozy 18 Ekim'de kumarhaneleriyle ünlü bu kasabada güneş batarken bir yürüyüşe çıktı. Avrupa, bundan beş ay önce Yunanistan'ı kurtarmak için 100 milyar eurodan fazla yardım taahhüdünde bulunmuştu. Kıta'daki sorun şimdi de İrlanda'ya sıçramıştı. Alman lideri endişelendiren şey ise Berlin'in bu ve sonraki kurtarma yardımları için de hesabı ödeyecek olmasıydı.

Reklam
Reklam

'SANA YARDIM EDECEĞİM ANGELA'
Sarkozy, tahtadan yapılmış yürüme yoluna çıkmadan önce Merkel'e, "Angela, sana yardım edeceğim" dedi. Hava soğumuştu, Sarkozy bir yardımcısına Merkel'e paltosunu getirmesi talimatını verdi. Bu arada saray görünümlü kumarhanenin ışıkları uzaktan parıldıyordu.

İki liderin riskli bir planı vardı: O akşam imzalan Deauville Paktı gereğince 2013 yılından itibaren, borçlu euro bölgesi ülkelerin tahvillerini elinde tutan yatırımcıların taşın altına elini sokmaları isteniyordu. Böylece, paraları har vurup harman savuran ülkelerin kendilerine çeki düzen vermesi sağlanabilirdi ancak bu diğer taraftan bir Batı Avrupa ülkesinin borçlarını ödeyemeyecek duruma gelebileceğini de ima ediyordu.

Son 50 yıldır böyle bir durumla karşılaşılmamıştı ve Sarkozy'nin danışmanları dahi önerinin piyasaları allak bullak edebileceği konusunda uyarılarda bulunuyordu.

BİRLEŞİK AVRUPA DEVLETLERİ TASARISI
Ekonomistler en başından beri, vergi ve harcamaları kontrol eden bir idari yapı kurulmadan ve mali disiplin sağlanmadan bir parasal birliğin kaçınılmaz kaderinin çöküş olacağını söylüyordu. Şimdi ise krizle geçen yıl, yavaş yavaş sona yaklaşırken Kıta'nın liderleri bugüne kadar birçok kişinin karşı çıktığı Birleşik Avrupa Devletleri projesini tasarlıyor.

Reklam
Reklam

Merkel, ilk olarak bir konuya açıklık getirdi. Bazı euro bölgesi üyelerinin istediği gibi trilyon dolarları bulan kurtarma mekanizmasının 2013'ün sonrasına uzamasını kabul edemeyeceklerini söyledi.

HEDEFTE YATIRIMCILAR VAR
Merkel iki tarafın kabul edeceği bir orta yol önerisi getirdi. Almanya, kurallara uymayacak olan ülkelere getirilecek otomatik yaptırım talebinden vazgeçecekti ancak karşılığında Fransa'dan, Merkel'in danışmanlarının aylardır üzerinde çalıştığı öneriye destek vermesini istedi. Buna göre, borçlu bir euro bölgesi üyesi kurtarmaya ihtiyaç duyduğunda, bu ülkeye borç veren yatırımcılar da borçlarının bir kısmından vazgeçecekti.

Sarkozy, Merkel'in bu konuda ısrarlı olduğunu tahmin ettiği için reddetmesi durumunda, Almanya'nın zor durumdaki ülkelere geçici yardımda dahi bulunmayabileceğini biliyordu.

Bir Fransız yetkili, "Buradaki soru, Almanların Avrupa'ya sırtını dönmesi durumunda ortaya nasıl bir durumun çıkacağıyla ilgiliydi... Kimse de böyle bir durumla karşılaşmak istemiyordu" değerlendirmesini yaptı.

Reklam
Reklam

LÜKSEMBURG'DA BOMBA ETKİSİ YAPTI
Merkel ve Sarkozy'inin imzaladığı Deauville paktı, Lüksemburg'da adeta bomba etkisi yaptı. Almanya'nın Maliye Bakanı Yardımcısı Jörg Asmussen, saat 17.00'da bir e-posta hazırladı ve paktın genel olarak içeriğini diğer maliye bakanlarına gönderdi. İki taraf bu anlaşmayla yatırımcıların paralarını kaybetme konusunda endişelendirmekle kalmayıp aynı zamanda diğer üyelerden habersiz adım atmış da oldu.

‘EUROYU MAHVEDECEKSİNİZ’
Orada bulunan görgü tanıklarına göre, Avrupa Merkez Bankası (ECB )Başkanı Jean-Claude Trichet Fransızca, 'Euroyu mahvedeceksiniz' diye bağırarak tepkisini gösterdi.

Euro bölgesi tahvilleri, üye ülkelerden birinin az da olsa batma riski bulunmasına rağmen, uzun zamandır dünyanın en güvenli yatırım araçlarından bir olarak görülüyordu. Ancak, Avrupalı liderler aldıkları kararla bunun olabileceğiyle ilgili beklentiyi artırıyordu. Bu da risk altındaki ülkeler için işleri daha da zor hale getiriyordu.

Trichet, üzerinden 10 gün geçmesine rağmen bir zirve öncesinde Avrupalı liderlerin buluştuğu yemekte hala sinirliydi.

Reklam
Reklam

Trichet, Sarkoyz'e dönerek, 'Durumun ne kadar ciddi boyutta olduğunu bilmiyorsunuz' dedi.

Sarkozy ise Trichet'ye, 'Belki siz bankacılar adına konuşuyorsunuz ancak bizim de vatandaşlara karşı sorumluluklarımız var' cevabını verdi.

SONUÇTA KABUL EDİLDİ
Karar sonrası ortaya çıkan kargaşaya rağmen diğer ülkeler en sonunda euro bölgesinin iki güçlü ekonomisinin aldığı karara katılmak durumunda kaldı. Sonuçta, Avrupalı liderler kalıcı bir kurtarma fonu üzerinde ve borç verenlerin de bazı durumlarda ellerini taşın altına koyma konusunda anlaştı. Böylece ilerde ortaya çıkabilecek mali birlik için önemli bir adım atılmış oldu. Piyasalar bu karara karşı isyan etti ve satış dalgası geldi."

Karar sonrası İrlanda'nın borçlanma maliyetleri rekor kırdı. İrlanda buna rağmen iç politikadaki kaygılarından dolayı yardım anlaşması imzalamaya yanaşmıyordu. Ancak daha sonra ECB'den, İrlanda Merkez Bankası'na gelen kredi musluğunu kapatabileceği tehdidi geldi. Bundan bir hafta sonra AB maliye bakanları İrlanda için 67.5 milyar euroluk kurtarma yardımını imzaladı.

Reklam
Reklam