Sanal ortamdaki büyük tehlike: "Mavi Balina" (2)

Van YYÜ Bilgisayar Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Eray Çelik: - "Oyun, yöneticisinin gizlice gönderdiği linklerle sosyal medya ve benzeri ortamlarda çocuklara ulaşıyor. Bizler bu oyunların, yasa dışı bir ağ oluşturduğunu kabul ederek bu ağın kendini gizlemek için her türlü siber güvenliği en üst düzeyde alacağını unutmadan en etkin biçimde mücadele etmeliyiz" - "Dijital platformlar, doğru bir içeriğe sahip olmadığında; olumlu sosyal davranışlarda azalma, dikkat sorunları, yalnızlık, okul performansında düşüş, anksiyete gibi psikososyal sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor. Bundan dolayı ailelerin, her türlü şiddet ve ahlaki kurgusunda sorun olan içeriklerden çocuklarını korumaları gerekiyor" - "Akıllı cihazları ve internet kullanım yaşı 4'e kadar düştü. Burada önemli olan çocuğun yaşı değil, ebeveynler olarak bu süreci ve kullanımı ne kadar kontrol altında tutabildiğimiz. Çocuğumuzun temas ettiği içerikleri kontrol edip etmediğimizdir" - "Bu oyun platformlarını gereğinden fazla dile getirerek bunu çocuklar açısından bir merak unsuru haline getiriyoruz. Sadece bu çok konuşulan çevirim içi oyunlar değil, bazı sosyal medya platformları, cinsel içerikli web sayfaları, video yayımcıları gibi farklı düzey ve biçimlerde olmak üzere benzer tehlikeleri barındırıyorlar"

İSTANBUL (AA) - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Eray Çelik, son yıllarda çocukları dijital platformda etkisi altına alan "Mavi Balina" adlı oyununun yöneticisinin, gizlice gönderdiği linklerle sosyal medya ve benzeri ortamlarda çocuklara ulaştığını belirterek, "Bizler bu oyunların yasa dışı bir ağ oluşturduğunu kabul ederek, bu ağın kendini gizlemek için her türlü siber güvenliği en üst düzeyde alacağını unutmadan en etkin biçimde mücadele etmeliyiz." dedi.

Reklam
Reklam

Dünyanın dört bir yanında milyonlarca çocuğu tehdit eden "Mavi Balina" oyunu, ailelerin korkulu rüyası haline geldi. 50 gün boyunca şiddeti artan 50 komuttan oluşan dehşet verici oyun, link aracılığı ile kişilerin bir yönetici tarafından yönlendirilmesi ile oynanıyor.

Uzmanlar, son yıllarda giderek artan intihar vakalarıyla özdeşleştirilen Mavi Balina" ve benzer oyunlar konusunda aileleri uyarıyor.

Bu oyuna ilişkin araştırmalar yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Eray Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günümüzde çocukların da yetişkinler gibi internet aracılığıyla öğrenmek istedikleri her türlü bilgiye kolayca ulaşabildiğini ve elde ettikleri bilgiyi farklı şekillerde kullanabildiğini söyledi.

Her çevirim içi oyuna ulaşmanın bir yöntemi olduğunu aktaran Prof. Dr. Çelik, çevirim içi oyunların tamamını kötü ilan etmenin çok sağlıklı bir yaklaşım olmadığını anlattı. Çelik, çevirim içi oyunların çocukların aktif, deneysel ve probleme dayalı öğrenme süreçlerini destekleyerek hızlı ve etkili iletişim kurmalarını sağladığını dile getirdi.

Reklam
Reklam

- "İlk düşünülmesi gereken, çocuğun yaşına uygun olup olmadığı"

Çevrimiçi oyunların çocuğun yaşına uygun olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Çelik, ailelerin oyun derecelendirme kuruşlarına ait resmi web sitelerinden çocuklarının oynadıkları oyuna ilişkin bilgi sahibi olmalarının oldukça önem taşıdığını aktardı.

"Mavi Balina" ve "Momo" gibi oyunların öncelikle birer klasik anlamda dijital oyun olarak tanımlanmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Çelik, şu bilgileri aktardı:

"Dünya genelinde bunlarla aktif mücadele edildiğini unutmamak gerekiyor. Bunlarla en etkin biçimde mücadele eden ülkeler başında Türkiye Cumhuriyeti geliyor. BTK ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu konularda çok önemli çalışmaları bulunmakta. Bu oyunlarla etkin mücadele söz konusu olduğundan; forum, oyun siteleri ve kendilerine ait bir web sitesi yerine farklı platformlardan özellikle de sosyal medya üzerinden çevrim içi oyunculara ulaşmaktalar. Daha açık bir ifadeyle oyunun, yöneticisinin gizlice gönderdiği linklerle sosyal medya ve benzeri ortamlarda çocuklara ulaştığını düşünüyoruz. Bizler bu oyunların yasa dışı bir ağ oluşturduğunu kabul ederek, bu ağın kendini gizlemek için her türlü siber güvenliği en üst düzeyde alacağını unutmadan en etkin biçimde mücadele etmeliyiz.

Reklam
Reklam

Bu oyun platformlarını gereğinden fazla dile getirerek bunu çocuklar açısından bir merak unsuru haline getiriyoruz. Sadece bu çok konuşulan çevrim içi oyunlar değil, bazı sosyal medya platformları, cinsel içerikli web sayfaları, video yayımcıları gibi farklı düzey ve biçimlerde olmak üzere benzer tehlikeleri barındırıyorlar. Toplumun tamamını etkin bir dijital okur-yazarlık düzeyine getirerek internet kullanımı konusunda doğru davranış biçimlerini güçlendirmemiz gerekiyor."

- "Sanal dünyanın, kendine dair bir gizemi var"

Sanal dünyanın, kendine dair bir gizemi ve çekiciliği olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çelik, "Sanal dünyaya ilişkin muğlak olan 'özgürlükler dünyası' tanımı, aslında bizler için bir kurallar manzumesi belirleyeceğimiz yeni bir yaşam alanı olmaktan daha çok, doğru bir ahlak ve eğitim kurgusu ile hepimizin davranış biçimlerinde yapılandırılması gereken bir alan." diye konuştu.

Çocukların, akıllı cihazları ve internet kullanım yaşının 4'e kadar düştüğünü belirten Prof. Dr. Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Burada önemli olan çocuğun yaşı değil bizlerin ebeveynler olarak bu süreci ve kullanımı ne kadar kontrol altında tutabildiğimiz. Çocuğumuzun temas ettiği içerikleri kontrol edip etmediğimizdir. Cumhurbaşkanımızın da ısrarla vurguladığı gibi dijitalleşen dünyanın bir parçası olmak ve doğru bir biçimde kullanmak için çocuklardan önce tüm sorumluluk bizlerde başlamaktadır. Çocukların yaş gruplarına göre oynayacakları dijital oyunlar, sosyal medya araçları, ekran kullanma süresi, ekran kısıtlamaları tamamen aile tarafından belirlenmeli ve kontrol altında tutulmalıdır.

Ailelerin, çok açık biçimde dijital dünyanın faydaları ile görebilecekleri zararları da çocuklarına anlatmaları gerekiyor. Toplumda karşılaştığımız tüm profillerin, farklı karakteristik özelliklere sahip bireylerin, sanal dünyada da olduğunu daha fütursuz davranış ve uç kişilik sergileyebileceklerini unutmamalıyız."

- "Dijital platformlar psikososyal sorunlara yol açıyor"

Prof. Dr. Çelik, yapılan araştırmaların, dijital platformların doğru bir içeriğe sahip olmamasının, olumlu sosyal davranışlarda azalma, dikkat sorunları, yalnızlık, okul performansında düşüş, ankisyete gibi psikososyal sorunların ortaya çıkmasına neden olduğunu aktardı.

Reklam
Reklam

Bundan dolayı ailelerin her türlü şiddet ve ahlaki kurgusunda sorun olan içeriklerden çocuklarını korumaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu tür oyunlara ilişkin klasik anlamda bildiğimiz gibi bir erişim biçimi olmadığından yasal önlemlerin alınması oldukça zor oluyor. Bunu internet aracılığıyla dolandırıcılık, ifşa ya da bahis gibi değerlendirebiliriz. Karşımızda sadece sanal oyun kurucuları yok aynı zamanda siber güvenlik önlemleri konusuna da vakıf bir profesyonel networkün olduğunu düşünmekteyim. Burada tek mücadele aracı doğru bilgilendirme ve kontrol faaliyetlerinden geçiyor.

Rusya'da özellikle görülen intihar vakalarından sonra sosyal medya platformlarında bu oyuna ilişkin anahtar kelimeler arandığında kullanıcıya bir uyarı mesajı görüntülenmektedir. Buradaki amaç kullanıcıya aradığı içeriğe ilişkin farkındalık yaratmaktır. Ülkemizde de aynı biçimde ilgili anahtar kelimeleri arayan kullanıcılar sosyal medya platformları aracılığıyla benzer biçimde farkındalık düzeyini artıracak ya da BTK'nin "https://www.ihbarweb.org.tr/" ihbar hattına yönlendirecek önlemler alınabilir."

Reklam
Reklam

- "BTK, bu alanlarda etkin şekilde mücadele ediyor"

Tüm ülkelerin, bu oyunlara ilişkin en etkin mücadele biçiminin ailelerin internet hakkına bilgi sahip olması, çocuklarına rol model olmaları, çocuklarının internet erişimini yakından takip etmeleri gibi yollardan geçtiğini kabul ederek, bu perspektifle mücadelesini sürdürdüğünü aktaran Prof. Dr. Çelik, Türkiye'de de BTK'nin yayın yapan güvenli web ve güvenli çocuk internet sayfalarının, bu alanlarda etkin şekilde mücadele ettiğini anlattı.

Konunun uzmanı pedagogların ısrarlı vurgusunun, bu ve şiddet içerikli benzeri oyunların çok konuşuluyor olmasının çocuk açısından bir merak unsuru haline geldiği yönünde olduğunu belirten Prof. Dr. Çelik, bu uyarıyı çok yerinde ve haklı bulduğunu söyledi.

Prof. Dr. Çelik, doğru bir temel bilgi teknolojileri okur-yazarlığı, sosyal medya okur-yazarlığı, internet okur-yazarlığının herkes tarafından edinilmesi gerektiğini vurguladı.

- "Aileler internet güvenliğini sağlamakla yükümlü"

Reklam
Reklam

Ailelerin öncelikle kendi yaşam alanlarında çocuklarının internette güvenliklerini sağlamakla yükümlü olduklarına dikkati çeken Prof. Dr. Çelik, şunları kaydetti:

"Buna ilişkin tüm önlemleri almak ailenin sorumluluk alanı içinde. Ancak bunu yaparken internet kullanımına ilişkin kendi tutum ve davranışlarını da gözden geçirmeleri muhakkak gerekiyor. Çocuğun internette kullandığı tüm araçların ve platformların yakından takip edilmesi ve buna ilişkin bilgiye sahip olunması en önemli adım.

Acaba çocuğumun oynadığı bu oyunun içeriği nedir? Acaba çocuğumun üye olduğu sosyal medya platformunu kimler kullanıyor ve ne tür paylaşımlar yapılıyor? Acaba çocuğun sanal dünyada arkadaşları kimlerdir? sorularına cevap aranması oldukça önemli. Çocukların çevirim içi güvenlik ayarlarını kontrol etmelerini sağlayarak, çevirim içi bilgi paylaşma düzeylerini ayarlamalarının kontrol edilmesi pek çok tehlikeyi önleyecektir."

- Web kamera yerine avatar resmi

Çocukların web kamera yerine, bir avatar resminin kullanılması ve ses değiştirme programları ya da araçlarından yararlanılmasının oldukça önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çelik, şu önerilerde bulundu:

Reklam
Reklam

"Çocuklarla daha fazla zaman geçirilmeli ve daha sık konuşulmalı. Çocuğa internet ahlakı öğretilmeli. İnterneti iyi bilip ve gelişmeler hakkında haberdar olunmalı. Ekran süresi kısıtlama, içerik takibi gibi ebeveyn kontörlü sağlayan yardımcı programlar mutlaka kullanılmalı. Uyku zamanlarında evde internet erişiminin kesilmesi ve tüm aile bireylerinin bunu uygun davranış sergilemesi sağlanmalı. Bu konuda diğer tüm bağımlılık yapıcı konularda olduğu gibi önce eğitim ve doğru yapılandırılmış bir farkındalık düzeyi kaçınılmaz bir zorunluluk."

Anahtar Kelimeler: