Şandır: "coğrafyamızda Müslüman Kanı Akıyor"

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, hükümetle İmralı arasında yürütülen 'müzakere' sürecini sert bir dille eleştirerek,...

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, hükümetle İmralı arasında yürütülen 'müzakere' sürecini sert bir dille eleştirerek, "Yaşadığımız süreç, bir devlet kurma sürecidir. İlmi olarak bir devlet nasıl kuruluyorsa, laboratuvar örneğinde bugün bunu Türkiye'de yaşıyoruz. Risk ve fırsat analizinde Türkiye bıçak sırtında 21. yüzyıl sonunda ya küresel güç olacaktır ya da küresel güçlerin, küresel projelerinin ayakları altında kalacaktır" dedi.

Şandır, konuşmasında, "Başbakan, Türkiye'yi savaşın eşiğine getirmiştir. Bu coğrafyada akan Müslüman kanına bizim de elimiz bulaşmıştır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Şandır, MHP Mersin Milletvekili Ali Öz ile birlikte Suphi Öner Öğretmenevi'nde düzenlediği toplantıda, ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Parti Hükümeti'nin iş başına geldiği 2002 yılı öncesi var olan sorunların bugün hâla devam ettiğini savunan Şandır, ülkede üretim yerine tüketimin, ihracat yerine ithalatın, rekabet yerine tekelleşmenin, tasarruf yerine borçlanma anlayışının hakim kılınıldığını ileri sürdü. Şandır, bu süreçte Türkiye'nin üretimden çıkarıldığını, yoksulluğun arttığını, ülke sermayesinin yabancılaştırıldığını ve demokratik kültürün ortadan kaldırıldığını belirtti.

Bu hükümet döneminde Türkiye'nin kötü yönetildiğini öne süren Şandır, şöyle konuştu: "Türkiye bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'başkan olma' hayali ile İmrali canisi, bebek katili Abdullah Öcalan'ın 'özgür kalmak, serbest kalmak' hayali ekseninde bir pazarlığa sahne olmaktadır. Bu pazarlık Türk milletinin egemenlik haklarının peşkeş çekilmesi üzerine yapılmaktadır. Türkiye, yeni bir yüzyılın ilk çeyreğinde, geçen yüzyıldan yarım kalan küresel projelerin, yani 'Sevr Anlaşması'nın dayatmasında parçalanmaya çalışılmaktadır. Yaşadığımız süreç, bir devlet kurma sürecidir. İlmi olarak bir devlet nasıl kuruluyorsa, laboratuvar örneğinde bugün bunu Türkiye'de yaşıyoruz."

Reklam
Reklam

Sürecin detayının, 'yeni bir devlet kurulması aşamalarının adım adım uygulanması' olduğunu anlatan Şandır, şunları söyledi: "Tüm bu tehlikelerin daha ötesinde bir tehlike ile de karşı karşıyayız. Türkiye, Türk halkı, Türk aydını, Türk medyası bugün hızla demokratik kültürünü ve demokratik şahsiyetini kaybetmektedir. Son 'Milliyet gazetesi' olayında olduğu gibi, Sayın Başbakanın tavrı Türkiye'nin demokratik kültürünü ve demokratik şahsiyetini ortadan kaldırmaktadır. Ben bunu tüm tehlikelerin ötesinde bir tehlike olarak görüyorum. Çünkü bu ülkenin sorunlarının çözümünde, bu milletin katılımını temin etmek zorunluluktur. Bu da ancak demokrasi ile mümkündür."

Bir diğer hususun zaman ve mekan bütünlüğünde ülkenin şans ve risklerinin bıçak sırtında olduğunu ifade eden Şandır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Risk ve fırsat analizinde Türkiye bıçak sırtında. Türkiye, 21. yüzyıl sonunda küresel güç olacaktır 21. yüzyıl ya Türk asrı olacaktır ya da Türkiye küresel güçlerin, küresel projelerinin ayakları altında kalacaktır. Parçalanacaktır, kurucu hukukumuz değiştirilecektir. Böyle bir bıçak sırtında süreci yaşamaktayız."

Reklam
Reklam

PKK BİR DEVLET KURMAYI AMAÇLAMAKTADIR

PKK'nın amacının, kurulduğu ilk günden bu yana bu milletin içerisinden bir kısmı üzerinden bir devlet kurmak olduğunu dile getiren Şandır, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Gerekçesi Kürtlerin ayrı bir millet olduğu ve yaşadığı coğrafyanın Kürdistan olduğudur. 1. Dünya Savaşı sonrasında aldatıldığı ve devletlerinin ellerinden alındığını ifade ederek, şimdi bu devleti kurmayı amaçlamaktadırlar. PKK bunu yıllardır kan akıtarak kurmaya çalışıyordu, başaramadığı için de şimdi siyaset üreterek yapmaya çalışıyorlar. Bir devlet kurmanın 3 olmazsa olmaz şartı vardır. Birincisi insan topluluğu olacak, bunun adı millettir. Toprak parçası olacak, ülkedir. Sonuncusu da milli egemenliktir. Şimdi Başbakan'ın 12 Ağustos'ta söylediği sözle bu topraklarda bin yıldır birlikte yaşayan insanların bir kısmı ayrılıp bir millet haline getirildi, Kürt milleti. Kürdistan denilmesine itiraz etmiyorlar artık. Şu anda yapılan iş egemenlik tanınmasıdır. İmralı'da yapılan müzakerelerin temel amacı, millet olarak tanıdığınız ve Kürdistan'da yaşadığını kabul ettiğiniz bu milletin egemenlik hakkını vermektir. Bunun adı devlet kurmaktır. Devlet böyle kurulur. Egemenlik hakkı iki şekilde kazanılır. Biri savaş ile diğeri rızaen egemenlik kazanmaktır. Şimdi Türkiye'de bu yapılmaktadır. Çıkardığımız kanunlar bunlardır. Ana dilde savunma bir egemenlik tanınmasıdır, ana dilde eğitim bir egemenlik talebidir. Büyükşehir Yasası'nın bu yetkilerle bütün vilayetlere teşkil edilmesi 'federalizmin' alt yapısıdır. Yakında ana dilde kamu hizmetlerine erişim gelecek. Ülkemizin önündeki 50 yıl baş ağrısı bu olacaktır."

Reklam
Reklam

MHP olarak Türk milletini bu toprakların üzerinde yaşayan halkın adı olarak tanımladıklarını, bütün farklılıklarıyla bu topraklarda yaşayan halkın adının 'Türk milleti' olduğunu vurgulayan Şandır, şu ifadeleri kullandı; "Bu mesele Kürtlerin meselesi değildir. Bu mesele küresel güçlerin meselesidir. Küresel güçler bundan 100 yıl önce bir Ermeni devleti kurmak istediler kuramadılar. Bir Kürt devleti kurmak istediler kuramadılar. Sevr Anlaşması, 1. Dünya Savaşı sonrası Türk milletine dayatılan bir yok olma anlaşmasıdır. O gün kuramadıkları bu Kürt devletini bugün yeniden hayata geçirmek istemektedirler. Amaçları bu coğrafyayı kontrol altında tutabilmek için ikinci bir İsrail mahiyetinde, kendi emekleriyle bu Müslüman coğrafyasında kendilerine bağlı bir devlet kurmaktır. Bunu PKK eliyle silahla kuramadılar. Şimdi ne yazık ki siyaset üreterek kurmaya çalışıyorlar."

Millet olmadan devletin olamayacağını, 'Kürtler' diye bir millettin olmadığını belirten Şandır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkler nerede varsa Kürtler de orada var. Dil farklılığı ayrı bir millet olmaya yetmez. Biz bin yıldır bu coğrafyada bu insanlarla birlikte yaşıyoruz. Benim şahsi kanaatim Kürtler, Türk ırkından geliyor, Turan ırkından geliyor. Bin yıldır beraber yaşamışız, kaderimiz bir, töremiz bir, artık et-tırnak misali aynı millet olmuşuz. Dünü beraber yaşamışız, geleceği beraber yaşamak hepimizin çıkarına olacaktır. Şimdi bu milleti ayrıştırmaya çalışıyorlar. Sorunları bir farklılığı özde yaparak tartışırsanız, bulacağınız çözümler ayrıştırıcı olur. İmralı canisi ile yapılan müzakerelerin tamamı bir devlet kurma müzakeresidir. Sayın Başbakan'ın 'başkan olma' hayali ve Abdullah Öcalan'ın serbest kalma hayali ekseninde, Türk milletinin egemenliği peşkeş çekilmektedir. Korkarım ki, bu süreç bir barışa değil Türkiye'yi hızla bir iç savaşa sürükleyecektir, bizim endişemiz bu."

Reklam
Reklam

DIŞ POLİTİKADA YANLIŞLAR

Konuşmasında, hükümetin dış politikadaki tutumunu eleştiren Şandır, sözlerini şöyle tamamladı: "Ülkemiz bugün cumhuriyetimizin kurulduğu günden bu yana savaşa en yakın noktada bulunmaktadır. Komşularımızda cereyan eden hadiseler, yaşanan iç savaşta Türkiye maalesef taraflardan birini tutarak, taraf olma durumuna gelmiştir. 1,5 milyon Müslüman Irak'ta katledildi. 50 bin insan Libya'da katledildi. Şimdi Suriye'de öldürülenlerin sayısı 100 bine ulaştı. Kendi coğrafyamızda küresel projelerin uygulanmasında akan kan müslüman kanıdır. Biz, Türkiye olarak, Türk milleti olarak bu bize ait olan bu coğrafyada küresel güçlerin, küresel projelerin taşeronu olamayız. Maalesef Sayın Başbakan Türkiye'ye savaşın eşiğine getirmiştir. Bu coğrafyada akan Müslüman kanına bizim de elimiz bulaşmıştır."

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz