İstanbul’da şikâyetçi olduğu kocası tarafından savcılıkça salıverilmesinin ardından öldürülen Ayşe İnce cinayetinin ardından başlayan “Şikâyet etse de kadın kurtulamıyor” tartışmaları sürerken, Ankara’dan da kadının ölse bile kurtulamadığını gösteren bir karar çıktı. Ankara’da geçtiğimiz yıl kocası tarafından öldürülen Birsen Kandemir’in eşi Ali Kandemir hakkındaki dava, öldürülen kadının yargılamasına dönüştü.
Ntvmsnbc'nin haberine göre katil eşin indirim almaya dönük iddiaları üzerine, mahkemede, Birsen Kandemir’in eşiyle gittiği doktorda kürtajla aldırdığı çocuğun kimden olduğundan kuaföre gidip gitmediğine, çay makinesini nasıl aldığından aynı işyerindeki adamın arabasında ne aradığına kadar uzanan sorulara yanıt arandı. Ali Kandemir’in hiçbir iddiası kanıtlanmadı ancak bu kez de mahkeme, savcılığın itirazına rağmen, cinayetten 8 ay önce gönderilmiş bazı hakaret içeren mesajları gerekçe gösterip Birsen Kandemir’in olay anında hakaret ettiğine hükmetti.
Millliyet gazetesinden Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre, 34 yaşındaki Birsen Kandemir ile eşi Ali Kandemir’in biri 8, diğeri 1,5 yaşlarında iki çocukları vardı. Birsen Kandemir, kocasının sabit işi olmaması nedeniyle çocukları için işe girdi, bir büroda temizlik ve mutfak işlerine bakmaya başladı. Zamanla Ali Kandemir’in kıskançlıkları şiddetli tartışmalara dönüştü. Ali ve Birsen Kandemir, karşılıklı boşanma davaları açarak, ayrılmaya karar verdi. Ancak Ali Kandemir, Birsen Kandemir’in peşini bırakmadı. Mesajlar göndererek genç kadını tehdit etmeye başladı. Ali Kandemir, bu mesajlarına karşılık veren eski eşini ve ailesini tehdit gerekçesiyle savcılığa şikâyet etti.
Birsen Kandemir ise mahkemeden Ali Kandemir hakkında 6 ay süreyle ortak konuttan uzaklaştırma, şiddet ve korkuya yönelik davranışlarda bulunmama kararı çıkarttı. Geçen süreçte araya girenlerin etkisiyle Birsen ve Ali Kandemir barıştı.
Ali Kandemir, işe gidip gelirken eşine eşlik etmeye başladı. Bu süreçte, çift, boşanma davalarını da geri çekti. Ancak tartışmalar bir süre sonra yeniden başladı.
BANYODAYKEN VURDU
5 Temmuz 2011’de, Ali Kandemir, yine eşinin işyerine gitti. Birsen Kandemir, patronuna ait iki köpeği, işyerinin şoförü ile veterinere götürmüş, arabayla geri dönüyordu. Yolda bu nedenle tartıştılar. Eve geldikten sonra Ali Kandemir, bira içmeye başladı. Çocuklara bakmak için evden bulunan kardeşinin anlatımına göre, bu sırada Birsen Kandemir, dışarı çıkıp yeniden bira alan eşinin bağırmaya başlaması üzerine kapıyı kilitledi ve polisi aradı. Evdeki silahını alan Ali Kandemir ise 34 yaşındaki kadını saklandığı banyoda vurarak öldürdü.
Eşinin kardeşini de öldürmek isteyen Ali Kandemir, genç kızın kucağında çocuğunun bulunması nedeniyle vazgeçti ve teslim oldu. Kandemir, ifadesinde kadın cinayeti işleyen bütün erkekler gibi eşini suçladı. Ali Kandemir, eşini çalıştığı için kıskandığını, çalışmaya başlamadan önce eşinin telefonuna mesajlar geldiğini, boşanmaktan vazgeçip eve döndüğünde mesajların devam ettiğini, eşinin kazancıyla orantısız biçimde kuaföre gittiğini, olay günü ise önce işyerindeki bir adamın arabasında elinde köpekle gördüğünü, bu kişiyle eşi arasında ilişki olduğunu düşündüğünü, eve geldiğinde ise yeni bir çay makinesi aldığını fark ettiğini söyledi.
Eşinin bacağında kızarıklıklar gördüğünü ifade eden Kandemir, çay makinesinin alındığı beyaz eşya dükkânın sahibi ile de eşi arasında ilişki olduğundan kuşkulandığını kaydetti. Kandemir, eşinin yakın zamanda kürtaj yaptırdığını, doktora birlikte gittiklerini, parasını kendisinin ödediğini ancak sonradan eşiyle cinsel ilişkiye girmediği için çocuğun kendisinden olamayacağını düşündüğünü ifade etti.
PATRONU SAVUNDU
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın iddianamesinde, savcılık, Ali Kandemir’in tahrik indiriminden yararlanmaması gerektiğini kaydetti. Ancak Birsen Kandemir’in ailesinin, aileye hukuki destek veren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun da izlediği duruşmalarda, dava, Birsen Kandemir’in yargılanmasına dönüştü. Mahkeme, Birsen Kandemir’in cinayete tanıklık eden kardeşine olay anı dışında ablasının kürtajını sordu. Genç kız, “Çocuğun başkasından olma ihtimali yok” dedi.
Mahkemenin, “Beyaz eşya dükkânının sahibini sorduğu Birsen Kandemir’in babası Hüseyin Başdemir ise “Benim uzun süredir tanıdığım, ailemizin alışveriş yaptığı, işinde gücünde bir insandır” dedi.
Birsen Kandemir’in patronu olay günü iki küçük köpeğini aşıya götürmelerini Birsen Kandemir ve şoföründen istediğini, aralarında hiçbir şey olmadığını, olsaydı kendisinin tepki göstereceğini söyledi. Sorular üzerine de “Birsen’in gerek giyiminde gerek yaşantısında maaşından fazla gösterecek bir şey görmedim” diye yanıt verdi.
YİNE DE İNDİRİM YAPALIM
Savcılık, esas hakkındaki görüşünde, Kandemir’in tahrik indirimi yapılmayarak ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesini istedi. Mahkeme ise ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum ettiği Kandemir’in cezasında tahrik indirimi yaparak, cezayı 24 yıl olarak belirledi. Gerekçeli kararda, Birsen Kandemir’in olaydan 8 ay önce eşine telefonla gönderdiği hakaret içeren ancak savcılığın takipsizlik verdiği mesajlar dayanak yapılarak, genç kadının olay anında da hakaret ettiği sonucuna ulaşıldı. Kandemir’in, polis çağırmak için kapıyı kilitlemek yerine dışarı çıkıp polis çağırabileceğini kaydeden mahkeme, “Maktul kapıyı kilitleyerek sanığın evden çıkmasını yani istediği gibi karar verme, hareket etme serbestisini engellemiştir. Maktulün hakaret etmesi, önceki hakaretleri, kapıyı kilitlemesi, sanıkta hiddet veya şiddetli elem uyandırmıştır. Bu fiiller karşısında hak, nesafet ve adalet kurallarına uygun biçimde sanığın haksız tahrik indirimi alması kanaatine ulaşılmıştır” denildi. Tahrik indirimine baştan beri karşı çıkan savcılık ise kararı temyiz etti.