Şapkanın altından türban çıktı

Gezi-zekası böyle bir şey işte. Adama kaş yapayım derken gözünü çıkarttırır.

Gezi-zekalı bir yazar diyor ki “ Mustafa Kemal, memleketin bütün erkekleri şapka giysin diye yapmadı şapka devrimini... Kafalarının içindekini göremediği için, kafalarının üstündekini görmek istemişti. Baktı mı etrafa, görüyordu... Kim ondan yana? Kim değil?”

5816 sayılı kanuna göre bu adam suç işliyor. Nedir 5816 sayılı kanun? Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanundur. Bu kanunun birinci maddesinde derki; Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hatta ikinci maddesinde de; Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.” der.

Reklam
Reklam

Atatürk’ün şapka devrimiyle, niyet okuyuculuğu kıvamında, basın vasıtasiyle gazetesindeki köşesinden alenen dalga geçen bu arkadaşı Türk yargısına havale ediyorum.

Benim derdim o değil, onun derdi de şapka devrimi değil. Şapkadan yola çıkarak türbanı vurmaya çalışıyor. Neymiş, asıl mağdur eşinin başı açık olanlarmış. Eşinin başı açık olursa hiçbir yere müdür, genel müdür, bakan v.s. olamazmışsın, falan filan…

Ak Parti türbanı serbest bıraktı, insanları hanımının başörtüsü(zlüğü)nden fişleyecek demeye getiriyor. Gezi-zekası böyle bir şey işte. Adama kaş yapayım derken gözünü çıkarttırır. Başörtüsüne vuracağım derken, Atatürk’ün şapka devriminde art niyet arayıp 5816’ya toslayıverirsin işte…

Bu adamı en çok gezicilere gaz verirken tutmuştum, hele şu AB kararıyla hükumeti düşürmesi vardı ya, yedi bitirdi beni. Adam tatilde yattığı yerden milleti, hükumeti düşürmek için isyana davet ediyordu. Marmaraya binmem, yüzerim diyecek kadar mutaassıp olan bu adamın şimdilerde taze bir karın ağrısı var.

Reklam
Reklam

Şimdiki sıkıntısı, başörtüsü. Neymiş Çankaya türbanlıymış, TBMM Başkanı, Başbakan türbanlı ve bilumum bakanlıklar, genel müdürlükler türbanlıymış. Bu adam hem gezi-zekalı, hem de görme bozukluğu yaşıyor. Türbanlı olanlar, o makamlarda bulunanların eşleri. Türbanlı eş, onların tercihleri. Kimse bunun yazdığı gazetedekilerin eşlerinin başı açık mı, kapalı mı olduğuna bakmıyor? Gazeteye peruk takmıyor? Ayrımcılık yapmıyor. Ve kimse bu adamın şapka devrimindeki asıl maksadın ayrımcılık olduğunu ima ettiği gibi, niyet okuyuculuğuna soyunmuyor.

İş ehline verilir, ehillikte eşin başörtüsü durumu etken değildir. Bugünlerde işinin ehli olanların eşleri başörtülüyse, bunda Atatürk’ün şapka devriminde aradığınız gibi art niyet aramaya hakkınız yok. Milletimiz işi ehline vermiştir, vermeye de devam edecektir. Milletin iradesine saygılı olmaya davet ediyorum herkesi.

Yıllarca bunun gibi gezi-zekalıların yüzünden başörtülü hanım kardeşlerimiz baskıya, hakarete uğradı. Okullarından, işlerinden atıldılar, hakir görüldüler, dalga geçildiler. Zencilere yapılan muamelenin aynını, bu ülkede, o masumlar yaşadı. Ama o günler geride kaldı. Artık yeni bir sayfa açıldı, kimse kimseyi kıyafetinden dolayı mağdur edemez, etmemeli.

Reklam
Reklam

Kimse şapkanın altında ne var, türbanın üstünde ne var diye merak etmemeli, insanları rencide etmemeli, insan hakları açısından edemez de! Merak etseniz bile, kalbini yarıp bakmadan anlayamazsınız kişinin niyetini.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz