Kültürden kültüre farklılık gösterebilen şarap, her türlü meyve kullanılarak üretilebilmektedir. Fakat dünya çapında, şarap yapımında yaygın olarak kullanılan meyve üzümdür. Bira yapımında kullanılan arpa gibi nişastalı bitkiler ise, şarap yapımında kullanılmamaktadır. Bir şarap imal edildikten 10 yıl kadar sonra en iyi lezzete ve kıvama ulaşmış hale gelmektedir. Öte yandan, Uzak Doğu ülkelerinde şarap, pirincin mayalandırma işleminden geçirilmesiyle de üretilmektedir.
İçeriğinde bulunan alkol nedeni ile, İslam dininde tüketilmesi günah ve haram sayılan şarap, Hristiyanlık dininde ise, bazı dinsel ayinler sırasında tüketilmektedir. Dünya genelinde en fazla şarap üretimine katkı sağlayan ülke, Fransa’dır. Dünya şarap üretiminde Fransa’yı sırasıyla, İspanya, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Çin, Avustralya, Güney Afrika, Almanya, ve Portekiz izlemektedir.
Ana maddesi üzüm suyu olan şarabın 100 gramı yaklaşık olarak 100 mililitreye denk gelmektedir. Buna göre, 100 gram şarap, 0,6 gramı şeker olmak üzere, toplamda 2,6 gram karbonhidrat içermektedir. Aynı miktar yani 100 gram şarap için içerdiği alkol miktarı, 10,6 gram, protein miktarı ise, 0,1 gram şeklindedir. Enerji bakımından ise şarap, her 100 gram için 85 kcal kalori sağlamaktadır.
Ayrıca, içerdiği üzüm nedeni ile şarap, flavonoid ve polifenol (özellikle de resveratrol) gibi antioksidanlar bakımından da oldukça zengindir.
Herhangi bir yağ içermeyen şarap, alkol içerdiği ve alkol de zamanla vücutta yağa dönüştüğü için, kilo alınmaması açısından kontrollü tüketilmelidir.
Şarabın diğer faydaları ise aşağıda sıralandığı şekildedir;
Özellikle de kırmızı şarap, resveratrol adı verilen zengin bir polifenol kaynağıdır. Polifenol ise antioksidan görevi gören bir kimyasaldır ve hücrelerin korunmasını sağlamaktadır. Şarap ise, zengin resveratrol içeriği sayesinde, kanser gelişimini önlemeye yardımcıdır. Çünkü antioksidanlar, kanserin özellikle de kolorektal ve akciğer kanserinin önlenmesinde önemli rol oynamaktadırlar.
Yapılan araştırmalara göre kırmızı şarap, kan damarlarının çeperleri boyunca yapılanan yağ oluşumunu, dolayısı ile de damar tıkanıklığını önlemektedir. Çünkü şarap, endotelin-1 adı verilen ve kan damarlarının iç çeperinde yağ birikmesine neden olan proteinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca, yüksek oranda prosiyanidin yani bir tür fenol içeren şarap bu sayede, kötü kolesterol seviyesinin düşürülmesine destek sağlamaktadır.
İçeriğinde bol miktarda bulunan ve resveratrol adı verilen antioksidan sayesinde şarap, sinir hücrelerinin korunmasına yardımcı olmaktadır. Yine şarabın içeriğinde bulunan resveratrol, beyinde oluşan ve Alzheimer hastalığına neden olan plakların parçalanmasına destek sağlamaktadır. Ayrıca şarap, yaşa bağlı olarak gelişen bunamanın ve nöronların yani sinir hücrelerinin zarar görmesinin önlenmesine yardımcı olmaktadır.
Yüksek silikon içeriği sayesinde şarap, kemik yoğunluğunun artırılmasına yardımcı olarak, özellikle de, menopoz dönemindeki kadınlarda kemiklerin güçlenmesini sağlamaktadır. Şarabın içeriğinde bulunan bir diğer bileşen de fitoöstrojenlerdir ve bu kimyasal, menopoz dönemi kadınlarda kemik sağlığını ve yoğunluğunu desteklemektedir.
Harvard Tıp Fakültesi’nin yapmış olduğu çalışmaya göre, düzenli olarak günde bir defa orta ölçekte içilen şarap, safra kesesinde taş oluşumunu önlemeye ve azaltmaya yardımcı olmaktadır. Aynı şekilde, yine orta ölçekte içilen şarap, böbrek taşı oluşumunun önlenmesi ve azaltılmasına destek sağlamaktadır.
Amerikan Kimya Derneği’ne göre, şarabın içeriğinde bulunan fenoller, kan damarları boyunca trombosit birikmesini yani kan pıhtısı oluşumunu önlemektedir. Hatta şarabın kan inceltme ve yoğunluğunu azaltma konusundaki etkileri, aspirini geçmiş durumdadır. Aslında kan pıhtılaşması, bir kanama halinde hayat kurtarıcıdır ve kanamanın durdurulması açısından son derece önemlidir. Fakat, damarlar içinde kan pıhtılaşması gerçekleşmesi halinde, damar tıkanacağı ve kan dolaşımını engelleyeceği için tehlikelidir. Bu durum kalp krizlerine neden olabilmektedir. Bundan dolayı şarap, anti-pıhtılaşma özelliği ile, kalp sağlığı açısından faydalı olabilmektedir.
Harvard Tıp Fakültesi’nin yapmış olduğu araştırmalara göre, düzenli olarak günlük bir doz alınan resveratrol antioksidanı, yaşlanmayı yavaşlatmaya yardımcı olmaktadır. Şarap ise, resveratrol bakımından zengin bir içecektir.
Yapılan son çalışmalara göre, kırmızı şarap ve üzüm çekirdeği özleri, potansiyel diş çürüklerinin oluşmasını önlemektedir. Buna göre şarap, hem diş sağlığını korumakta hem de diş çürümesini önlemektedir.
Şarabın özellikle de organik ve katkı maddesiz kırmızı şarabın, sağlık açısından diğer faydaları ise şu şekildedir;