Mimarlar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın yerden ısıtma siteminin maliyetini kamuoyuna açıkladı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları kaydetti:
"Kaçak Saray ve konutunun belirli bölümlerinin ısıtma isteminin yerden yapıldığı bilgimiz dahilinde. 450 bin metrekarelik inşaat alanının 200 bin metrekaresinin yerden ısıtıldığı varsayımı ile hesaplamaları gerçekleştirdik. Yerden ısıtma sisteminin metrekaresi kolektörleri ile birlikte 50 avro civarında, 10 bin avroluk bir maliyet çıkıyor. Buna doğalgaz giderleri ve yıllık bakım ücretleri dahil değil. Yerden ısıtma sisteminin yapımı 30 milyon lirayı buluyor. 949 liraya çalışan 31 bin 613 işçinin asgari ücretine denk, Renault işçilerinin ortalama saat ücretleri için istediği ortalama 1 liralık artışı düşündüğünüzde inanılmaz bir maliyet bu."
-MESLEKTAŞLAR MALİYETLERİ "DEVEDE KULAK" BULUYOR-
Candan, "Ankara'da çok fazla firma Sarayda iş yapıyor, bu iş süreçlerinin içerisinde mimarlar ve teknik elemanlar da çalışıyor. Meslektaşlarımız, açıkladığımız rakamlar için 'devede kulak' diyorlar. Özellikle ana binadaki ve konuttaki masrafın açıkladığımız maliyetlerin de ötesinde olduğunu söylüyorlar" diye konuştu.
-ÇALIŞMA OFİSİ DUVARINDA SEKİZ KALEM MALZEME-
Konutun çalışma odası için, sadece ofisin bir duvarında kullanılan malzemeye ilişkin bilgi veren Candan, "Konutun çalışma ofisinde iki tane şömine var. Bir duvarda kullanılan malzeme; ahşap lambri, kumaş pano, boyanabilir duvar kağıdı, duvar kağıdının altına çekilen astar, saten alçı, dekoratif varaklı boya, akrilik esaslı boya ve pirinç kaplama. Çıplak bir duvarın üzerine sekiz kalem malzeme döşeniyor. Ofise bağlı bir kasa olduğu söyleniyor. Duvara döşenen 8 kalem malzeme var. Bu israf değil de ne? Yüz binlerce metrekare duvar olduğunu düşünürsek, maliyetin ne kadar yüksek olduğu anlaşılabilir. Önümüzdeki günlerde bunları da açıklayacağız" İfadelerini kullandı.
-"MİLLETİN SARAYI OLMAZ"-
Mimarlar Odası Ankara Şube 2. Başkanı Ali Atakan ise, Saray ve konut maliyetlerinin oldukça yüksek olduğunu belirterek, "Renault ve Tofaş'ta işçiler haklarını talep ediyor, görmeyen gözler görmüyor, adeta kulaklar tıkanıyor. Bu maliyetleri düşündüğümüzde, nerede yaşadığımıza dair tereddüde düşüyoruz. Atatürk Orman Çiftliği üzerine konumlandırılmış bu yapıyı anlamlandırmamız mümkün görünmüyor. Demokratik anlayışta ki hangi ülkede bu şekilde saray yapılır? Milletin sarayı diyorlar. Milletin sarayı olmaz. Halklar saraylarda yaşamaz. Millet bunun cevabını verecektir diye düşünmekteyim" açıklamasında bulundu.
-"SARAY KAÇAK, KRAL ÇIPLAK"-
Candan bir gazetecinin "Neden Kaçak Saray diyorsunuz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Neden Kaçak diyoruz? Atatürk Orman Çiftliği işgal altında, yöneticiler kaçağın ne anlama geldiğini bilmiyorlarsa öğrenecekler. Bu ülkenin kurucusunun vasiyeti ihlal edilerek yapıldığı için kaçak. 5. İdare Mahkemesi tarafından alana ilişkin imar planlarını yürütmesi durdurulmuşken yapılan her yapı kaçaktır. Milletin onayı olmadan, Vergilerimizin lüks ve şatafata harcanması nedeniyle kaçak. Bugün domates 5 lira, muz 6 lira iken insanlar yoksulken, toplumun değerlerini alt üst edecek bir masraf var orada. Değerlerimizin vergilerimizin emrivaki, ben yaptım oldu şeklinde tarumar edilmesine izin veremeyiz. Sözün özü Saray Kaçak, Kral Çıplak, halk da bunu gördü" dedi.
(ANKA)