Balonlara karşı cinsel bir istek duyduğunu belirten Julius, evinde 50 bin balon olduğunu söyleyerek 4 yaşından beri sahip olduğu takıntısını itiraf etti. Balonların dokusunun kendisini mutlu ettiğinden söz eden Julius, “Güzeller, yumuşak, pürüzsüz ve narinler. Onlarla aramda özel bir bağım var” dedi.
Aldığı eğitim ve deneyimi sayesinde balonların canlı olmadığını kabul ettiğini ifade eden Julius, “Entelektüel olarak balonların canlı olmadığını biliyorum. Ama bazen onları hayata geçirenin onlara olan sevgim olup olmadığını merak ediyorum” diye konuştu. Balonlara platonik olarak ilgi duyduğunu anlatan Julius, bu romantik durumun çevresindekilerin tarafından garip karşılandığını itiraf etti.
Balonların şişkinliklerinin kendisi için önemli olduğunu söyleyen Julius, “11-12 inç aralığında şişmesi gerekiyor. Birini tutuyorum, sarılıyorum ve öpüyorum. Cennette olmak gibi hissettiriyor” ifadelerini kullandı.
Eşinin durumu kabul ettiğini ve her gece balonlarla dolu olan bir odada uyuduğunu dile getiren Julius, tehlikede gördüğü balonları kurtarmanın hayat misyonu olduğunu anlattı. Özellikle kutlamalar için şişirilen balonların tehlikede olduğunu hissettiğini söyleyen Julius, “Kutlamalardaki balonları patlamadan kurtarmak için geziyorum. Onlara hayatta ikinci bir şans verdiğimi hissediyorum” dedi.
Saplantılı kişinin ailesi endişelerini dile getirirken, Julius ilişkisini balonlarla bitirmeyeceğini iddia ediyor. Daha öncesinde birçok kez psikologa gittiğini belirten Julius, kendisini hastalıklı olarak nitelendirenlere tepki gösterdi.