SAÜ, Elazığ depremine ilişkin hasar değerlendirme raporu hazırladı:

"Betonarme yapılarda uygun olmayan iri agregalı dere çakılları kullanılmıştır. Betonun yerleştirilmesinde de problemler görülmüştür. Buna bağlı olarak aderansın sağlanamadığı ve korozyonun ileri seviyelere ulaştığı belirlenmiştir" - "Dolu harman tuğlası ile yığma tarzda inşa edilen 3-4 katlı yapıların betonarme yapılara göre daha az hasar gördüğü tespit edilmiştir. 50-60 yıllık yığma yapılardaki yapım tekniği ve işçilik kalitesi dikkati çekicidir"

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerince, merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan 6,8 büyüklüğündeki depremin yol açtığı hasara ilişkin hazırlanan ön değerlendirme raporu açıklandı.

SAÜ'den yapılan açıklamaya göre, Prof. Dr. Erkan Çelebi, Dr. Öğretim Üyesi Zeki Özcan, Dr. Öğretim Üyesi Necati Mert, Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Yaman, Prof. Dr. Kemalettin Yılmaz ve Doç. Dr. Ertan Bol, Elazığ'ın Mustafapaşa, Sürsürü ve Abdullahpaşa mahalleleri ile depremin merkez üssü Sivrice ilçesindeki betonarme ve yığma yapılarda incelemelerde bulundu.

Reklam
Reklam

Çalışma sonucu hazırlanan ön hasar değerlendirme raporunda incelenen kooperatif bloklarının mimari ve yapı malzemeleri açısından bölgedeki yapı stokunu tam olarak yansıttığı belirtildi.

Bodrum katlarda özellikle sıvasız taşıyıcı elemanlardaki boşluklar ile beton yerleştirme ve bakımlarının özensiz yapıldığına dikkati çekilen raporda, "Yatay delikli tuğla ile inşa edilen bölme duvarların ise 45 derece açı ile betonarme yapılarda uygulanan kapalı çıkmalar ve kirişlerin, kolonlara dış merkez bağlanması sonucu yapısal hasarların arttığı, yapısal olmayan duvar hasarlarının da ileri seviyelere ulaştığı ve kısmi yıkılmaların olduğu yaygın olarak görülmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Raporda, betonarme binaların çoğunun, taş duvarlı ve betonarme çevre perdeli, bodrumlu inşa edilmesinin yapının deprem davranışına olumlu katkı sağladığı bildirildi.

Betonarme yapılarda uygun olmayan iri agregalı dere çakıllarının kullanıldığı, betonun yerleştirilmesinde de problemler görüldüğü anlatılan raporda, "Buna bağlı olarak aderansın sağlanamadığı ve korozyonun ileri seviyelere ulaştığı belirlenmiştir. Donatı işçiliğinde de zayıflıklar göze çarpmaktadır. Etriye aralıklarının 25-30 santim olarak düzenlendiği, etriye kancalarının 90 derece yapıldığı ve boyuna donatıları tam sarmayan etriyelerin kullanıldığı görülmüştür. Betonarme kolon ve kirişlerin elektrik, su ve kalorifer tesisatçıları tarafından tesisat yerleştirmek amacıyla tahrip edildiği yaygın olarak gözlenmiştir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Reklam
Reklam

- "Dolu harman tuğlasıyla yığma tarzda inşa edilen yapılar daha az hasar gördü"

Dolu harman tuğlasıyla yığma tarzda inşa edilen 3-4 katlı yapıların betonarme binalara göre daha az hasar gördüğüne işaret edilen raporda, şunlar kaydedildi:

"50-60 yıllık yığma yapılardaki yapım tekniği ve işçilik kalitesi dikkati çekicidir. Bu bölgenin en büyük talihi Deprem Yönetmeliği'nin ön gördüğü tasarım depremiyle karşılaşmamış olmasıdır ancak tasarım depreminin öngördüğü yer ivmesinin yarısı kadar bir sarsıntıyla bu derece bir hasarın ve yıkımın bu bölgede oluşmaması beklenirdi."

Raporda bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel, malzeme kalitesinin artması, Deprem Yönetmeliği'nin iyileştirilmesi ve denetimin artmasının binaların daha güvenli olması sonucunu doğurduğu belirtilerek, "Buna mukabil yeni binalarda bu büyüklükteki bir deprem için meydana gelebilecek hasar düzeyleri asla kabul edilemez olarak bilinmelidir." tespitinde bulunuldu.

Anahtar Kelimeler: