Saü’de “dünya Tarihinde Selçuklular” İsimli Konferans Düzenlendi

Türklerin Batı politikasının Büyük Selçuklu döneminde başladığını belirten İstanbul Medeniyet Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Piyadeoğlu, “Büyük Selçuklu Devleti Doğu ile Batı arasında geçişi sağlamıştır. Eğer bu politika uygulanmamış olsaydı Türkiye Cumhuriyeti asla kurulamazdı” dedi.Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nce düzenlenen “Dünya Tarihinde Selçuklular” adlı konferansta konuşan Doç. Dr. Cihan Piyadeoğlu, Türkiye’de Selçuklu tarihi konusunda yapılan çalışmaların ve bu alanda çalışan akademisyen sayısının oldukça yetersiz olduğunu, bu nedenle Selçuklu tarihinin yeterli seviyede tanıtılmadığını söyledi. Ortaçağ dönemini çalışmanın akademisyenler açısından zor olduğuna ve birden fazla yabancı dil bilgisi gerektirdiğine değinen Doç. Dr. Piyadeoğlu, şöyle devam etti: “Bu nedenle en fazla çalışılan alan Yakınçağ tarihi ile Cumhuriyet dönemi olmuştur. Çünkü bu dönemleri çalışırken dil bilmek zorunluluğu yoktur. Selçuklu tarihinde de kaynak yok deyip geri çekilemeyiz. ‘Satır aralarında kalmış bilgileri insanlara aktarmayalım. Selçuklu tarihini yazmayalım, bırakalım kendi haline. Her yeri Osmanlı tarihi kaplasın’ anlayışı yanlış.”Türklerin batı politikasının Büyük Selçuklu döneminde başladığını belirten Piyadeoğlu, Gaznelilerin en batı noktası olan Rey şehrinin o dönemde bir sürgün şehri olduğunu, daha sonra Selçukluların Rey’i başkent yaptığını anlattı. Piyadeoğlu, bunun nedenini ise şöyle açıkladı: “Rey’i bir üs olarak kullanan Selçuklular, Batı politikasını burada başlatıyor. Bu anlayışın takip edilmesi ise bizi bu zamana taşımıştır. Selçukluların batı politikası eğer uygulanmamış olsaydı biz burada bu toplantıyı yapıyor olmazdık. Selçuklular bir doğu devleti olarak kalırdı. Daha Batıya gitmesi mümkün olmazdı.”Büyük Selçuklu Devleti’nin bir batı devleti olduğunu, günümüzdeki Türkiye, Suriye, Irak, İran, Türkmenistan topraklarında ve Kazakistan ile Özbekistan’ın bir kısmında hâkimiyet kurduğunu aktaran Piyadeoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Batı politikasını takip eden zihniyetin kurucusu aslında Büyük Selçuklu Devleti’dir. Büyük Selçuklular, kendilerini farklı kılan bu özellikleri ile doğu ve batının birleşmesini sağlamıştır. Aradaki geçişi sağlayan devlettir. Türk tarihine baktığımızda doğu ile batıyı birleştiren başka bir devlete rastlayamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi bana göre 1040’dır. Selçuklu Devleti, 1040 yılında Merv şehrinde alınan karar çerçevesinde kurulmamış ve batıya yönelik bir politika takip edilmemiş olsaydı; Selçuklular, Gazneliler gibi düşünce olarak dar bir sınırda kalmış olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti asla kurulmazdı. Dolayısıyla 1040 yılında atılmış olan o temel, aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını da sağlayan sürecin başlaması anlamına geliyor.”