Saü’de Prof. Dr. Turan Yazgan Anıldı

Geçtiğimiz günlerde vefat eden Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı Kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan, SAÜ’de düzenlenen...

Geçtiğimiz günlerde vefat eden Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı Kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan, SAÜ’de düzenlenen törenle anıldı.

24 Kasım’da vefat eden Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı Kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan, Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle anıldı. SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas’ın yanı sıra akademisyen, öğrenci ve Yazgan’ın sevenlerinin katıldığı anma etkinliğinde Prof. Dr. Turan Yazgan’nın Türk Dünyasına yönelik yaptığı çalışmalar, eğitim faaliyetleri ve kişiliği anlatıldı.

Reklam
Reklam

“Hocamızı sağlığında iyi ilişkiler içinde bulunduğu üniversitemizi kendisi için böyle bir program düzenlemesi kaçınılmazdı” diyen Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Türk Dünyası denilince Bosna Hersek’ten başlayıp Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Yakutistan’a kadar giden büyük bir kuşağın anlaşılması gerektiğini belirtti.

Yazgan’nın uzun yıllar hastalıkla muztarip olmasına rağmen yılmadan çalıştığını ifade eden Elmas, “Öyle bir yüz hattı ve söyleme biçimi var ki, sanki işe bugün başlamış bir kişi görüntüsüydü. O yüzden büyük hizmetleri olan hocamızı rahmetle anıyorum. Tekrar yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum” dedi.

Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı adına konuşan ve vakfın eğitim-öğretim faaliyetlerinin koordinatörlüğünü yürüten Niğde Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşdurmaz, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın bir misyon vakfı olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Turan Yazgan ve onun kurduğu Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı siyasi partiler üstü faaliyet gösteren bir araştırma vakfı olduğunu ifade eden Taşdurmaz, “Siyasi, Kültürel tarihi meselelerin araştırmasını yapmak, eğitim çerçevesinde, eğitim faaliyetleri içeresinde olur. Bu manada Turan Yazgan da Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı’yla Türk dünyası içeresinde özellikle Orta Asya’da, Kazakistan’da, Azerbaycan’da, Kırgızistan’da fakülteler yüksekokullar bölümler, orta öğretimdeki okullarıyla parasız eğitim vermek suretiyle eğitime odaklanmıştır” dedi.

Reklam
Reklam

Anma programında daha sonra Yazgan’ın kurduğu okullarda yetişen ve öğrenimlerini SAÜ’de devam ettiren öğrenciler, kürsüye çıkıp Prof. Dr. Turan Yazgan’la ilgili duygu ve düşüncelerini paylaştılar. Ardından Yazgan’ın hayatını ve eğitim çalışmalarını anlatan kısa film gösterimi yapıldı.

Film gösteriminin ardından panele geçildi. SAÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recai Coşkun’un başkanlığında yapılan panelde, konuşmacılar Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal ve SAÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Vecdi Can, Yazgan’nın yaşamı, kişiliği, idealleri ve eğitim çalışmalarını anlatı.

Prof. Dr. Turan Yazgan’ın Türk dünyasıyla daha önce ilgilenmiş fikir ve ilim adamlarından önemli bir farkı olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Erkal, bu farkı şöyle açıkladı: “Diğer bilim adamları konunun fikri boyutunu bütün cepheleriyle, bütün derinlikleriyle incelemiştir, ele almıştır. Ama Turan hocanın bir farkı; fikirle aksiyon, fikirle iş arasında bir ilişki kurmuştur ve bu yönden Turan hocanın bir farkı vardır.”

Reklam
Reklam

Yazgan’ın yeni yüzyılın İsmail Gaspıralı’sı olarak isimlendirildiğini söyleyen Erkal, “Türk dünyası arasındaki ilişkileri kurmak; siyasi, ekonomik, kültürel ilişkileri kurmak, Türk dünyasının gençlerini geleceğe hazırlama ateşiyle yanan bir Türk aydınıydı” dedi. Erkal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Prof. Dr. Turan Yazgan, sadece bir üniversite hocası değildi. O, Türk dünyasının hocasıydı. Yine Turan Yazgan, sadece eğitim ve öğretimle meşgul bir öğretim üyesi değil; müessese kuran, kurduğu müesseseyi yaşatan, geliştiren, çalışma gücü ve azmini hiç kaybetmeyen, yanındakileri araştırma yapmaya, yazmaya teşvik eden kurucu bir insandı.”

Türk Dünyası deyince akla ilk gelen ismin Turan Yazgan olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Vecdi Can ise, “Bu tesadüf değil tabiî ki. Onun sadece adı Turan değildi, onun sevdası Turan, rüyası Turan, hülyası Turan, dünyası Turan idi” diye konuştu.

“Eğer reenkarnasyon diye bir şey varsa, bende derim ki: ‘Gaspıralı İsmail’in ruhu 70 yıl Turan Yazgan’ın vücudunda yaşadı” diyen Can, İsmail Gaspıralı’nın dilde, fikirde birlik vasiyetinin yüzyıl sonra Yazgan’ın bedeninde hayat bulduğunu söyledi. Yazgan’nın sadece fikir üreten bir akademisyen olmadığını söyleyen Can, şöyle konuştu: “Hocalarımızın da bahsettiği üzere bir dava adamıydı, aksiyon adamıydı. O sadece köşesinde oturup fikir üretmedi; teşkilat kurdu, eyleme geçti. Bizzat gitti, bizzat açtı, bizzat yürüttü.”

Reklam
Reklam

“Burada o kadar Turan kelimesi kullanıldı ki, zannediyorsunuz ki; Turan kelimesi her zaman bu şekilde, bu keyifte, bu tonda ifade ediliyordu” diyen Prof. Dr. Recai Coşkun, Türkiye’de bir dönem Turan davasını savunanların idamla yargılandığını söyledi. Coşkun, şöyle konuştu: “1930’larda Mustafa Kemal Atatürk, Türk kardeşlerimizin bir gün bağımsız olacağını söyleyip, Türkiye cumhuriyetinin buna hazırlıklı olması gerektiğini ifade etmişken; 1940’larda Türkçülük diye, Turan davasından söz eden insanlar idamla yargılandılar. Bunların başında Nihal Atsız vardı. O da bir Turan sevdalısıydı. Alparslan Türkeş vardı. Dolayısıyla bunlar idamı göze alarak Turan deme cesaretini gösteren yiğit adamlar olarak, bu köşe taşını oluşturan halkalardan birisi oldular.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: