Savaşta verilen ilk kayıp, gerçektir. - Aeschylus
Afganistan denilince akıllara haberlerde ya da gazetelerden genelde terör, savaş, açlık gibi kavramlar aklımıza yer edinir. Çok yakın tarihe bakacak olursak özellikle El-Kaide lideri Usame Bin Lden ile tanınan Afganistan bundan yaklaşık 40 sene önce bambaşka bir yerdeydi. Bulunduğu sınırlar nedeniyle Ortadoğu yani savaş coğrafyasında kabul edilen Afganistan'ın başı önce 1879'da Sovyetler Birliği ile ağırmış, üzerine savaş çıkmıştı. Daha sonra iç savaş, komünist rejimin yıkılması ve son olarak ABD'nin 2001'de ülkeye girmesiyle yok olan ve bir türlü gelişemeyen Afganistan'da aslında her şey biraz daha farklıydı.
Bugün her ne kadar savaş coğrafyasında bulunsa da Afganistan tarihte birçok uygarlığa ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Arkeolojik kazı çalışmalarında paleolitik, mezolitik, neolitik, bronz ve demir çağlarına ait bazı eserlere rastlanan Afganistan'da, kentsel yaşamın MÖ 3000 ile MÖ 2000 arasında başladığına dair tahminler bulunuyor. Bu kadar eski yerleşimlerin olduğu topraklarda haliyle tarihi eserler ve kültürel anlamında büyük bir değer yattığını söyleyebiliriz. Afganistan'da bilinen ilk krallık; Ahameniş hakimiyeti II. Kiros tarafından MÖ 6. yüzyılda kurulmuş ve I. Darius tarafından güçlendirilmişt. Bu siyasi varlık Büyük İskender’in Afganistan fetihlerine kadar devam etmiş. Daha sonra Afganistan topraklarında İskitler, Yüeçiler, Akhunlar, Kuşanlar ve Part İmparatorluğu gibi birçok medeniyet hüküm sürmüş.
20. yüzyılda en büyük şansızlığı Sovyetlere komşu olmak olan Afganistan, 1979'da hükümetindeki Marksist Afgan Partisinin desteğiyle Sovyetler tarafından işgal edilmişti. Ruslara karşı uzun yıllar savaş veren Afgan yerel güçlerinin yardımına batılı devletler (başta ABD) koşmuştu. Ayrıca SSCB'nin yıkılmasıyla 1989'da Afganistan Sovyetler'in işgalinden kurtulmuştu. Ancak 89-92 yılları arasında biriç savaş patlak vermiş ve komünistler savaşı kaybetmişti. Afganların bu sakinliği sadece 10 yıl sürdü. 11 Eylül olaylarına El-Kaide'ye yıkan ABD, Afganistan topraklarındaki El Kaide örgütlerini yok etmek bahanesiyle Afganistan'a girmiş ve günümüze kadar bu bölgeyi kontorlü altında tutmayı, savaş coğrafyasını her zaman Afganistan halkının üzerinde bırakmayı sürdürmüştür. Tabii bunda ünü terör örgütü, eski Afganistan hükümeti olan Taliban'ın payı da oldukça fazlaydı.
Peki Marksist Ruslar ve kapitalist Amerikalılar gelmeden önce 20. yüzyılda nasıl bir Afganistan vardı? Başkent Kabil'in sokaklarında halk neler yapıyordu? Renklendirilmiş görsellerle kısaca bakalım;