"Seçim sınav niteliğinde"

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük ekonomideki iyileşmenin bundan sonraki hızında, gelecek dönemde izlenecek rota ve seçimlerin belirleyici olacağını söyledi.

İSO'nun Ağustos ayı meclis toplantısında konuşan konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Küçük, bir ay içinde yaşanan en önemli gelişmenin Meclis'in seçim kararı alması olduğunu belirtti.

"Erken seçime giderken, sanayimizin içinde bulunduğu durum ve seçim sonrasına ilişkin, beklentiler" konusunun gündeme geldiği Ağustos ayı meclis toplantısında bir konuşma yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, bir ay içinde önemli gelişmelerin yaşandığını belirterek, "Bu gelişmeler içinde en önemlisi, TBMM'nin, 31 Temmuz'da aldığı, erken seçim kararı olmuştur. Bu kararla birlikte Türkiye, tarihinin, en önemli seçim dönemlerinden birine girmiş bulunmaktadır" dedi.

Reklam
Reklam

"SEÇİM KAÇINILMAZ"

Gelinen nokta itibariyle seçimlerin kaçınılmaz olduğunu belirten Tanıl Küçük, "Seçim düğümünün bir an önce çözülerek, belirsizliklere son verilmesi, ekonomik işleyiş açısından hayati önem taşımaktadır. Hal böyle iken, seçimin ertelenmesi yönündeki girişimleri anlamak, mümkün değildir. Hiç bir gerekçe böyle bir talebi, haklı kılamaz. Merak ettiğimiz ve cevaplanması gereken husus, seçim kararının, hangi gerekçe ile erteleneceği ve bunun topluma, nasıl anlatılacağıdır" diye konuştu.

Konuşmasına, "Erken seçim kararını alan, bu parlamento değil midir? Şimdi, ne değişmiştir ki böyle bir geri adım atılmak istenmektedir?" sorularıyla devam eden Küçük, "Bu durumda, baraj korkusu ve siyasi çıkar hesaplarının, ülke yararının, önüne geçtiğini düşünmekten başka bir seçenek, kalmamaktadır. Erken seçimin ertelenmesinden doğacak faturayı, toplum ödeyecektir, ancak buna yol açan siyasi partiler, bu faturadan nasibini, almayacaklar mıdır?" diye sordu.

"GÜÇLÜ VE İSTİKRARLI HÜKÜMET GEREK"

Uygulanan ekonomik programın devamı ve yapısal reformların sürdürülebilmesinin güçlü ve istikrarlı hükümete ihtiyaç bulunduğunu hatırlatan Küçük, "Bütün temennimiz, seçimin, belirsizlikleri ortadan kaldıracak ve ülkenin önünü açacak şekilde sonuçlanmasıdır" dedi. İSO'nun 2002 yılının ilk yarısına ait, durum tespit anketi ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu raporuna da değinen Tanıl Küçük, "Her iki çalışmamız da, sanayimiz hakkında, ülkeyi yönetmeye talip tüm tarafların, ciddiyetle üzerinde durarak, çözüm üretmesini gerektiren, önemli gerçekleri yansıtmaktadır. Her altı ayda bir yaptığımız, durum tespit anket çalışmamız, 2002 yılı ilk yarısında, ekonomideki daralmanın durduğunu, ve 2001'in ikinci yarısı ile kıyaslandığında, bu dönemin daha olumlu geçtiğini göstermektedir. 2001 yılının ikinci yarısından daha iyi olsa da, bu dönemde, bir önceki durum tespit anketinde beklenilen oranda, bir iyileşme olmamış, ekonomideki canlanma, ümit edilen düzeyin altında kalmıştır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

DAHA İYİMSER

Bulguların, gelecek dönem için, daha iyimser bir tablo ortaya koyduğunu söyleyen Küçük, "Çalışmaya katılan işletmeler, 2002 yılının ikinci yarısından, daha ümitlidir. 2002 yılının ikinci yarısı için, işyerlerinin yüzde 20'si, iç satışlarında, yüzde 13.3'ü, üretimlerinde, yüzde12.8'i, dış satışlarında, yüzde 13.7'si, istihdamlarında, yüzde 13.1'i, yeni siparişlerinde, azalış beklediklerini, belirtmişlerdir" dedi.

2001 yılı ikinci yarısına göre, 2002 yılı ilk yarısında, bir miktar iyileşme görülse de, istihdamdaki azalış, hala tehlikeli bir seyir takip ettiğini vurgulayan Küçük, "Büyük ölçekli işletmelerin, yüzde 12.1'i, orta ölçekli işletmelerin, yüzde 9.3'ü, küçük ölçekli işletmelerin, yüzde 17.9'u, istihdamdaki azalmanın, gelecek dönemde de devam edeceğini belirtmişlerdir" diye konuştu.

"ZARAR EDEN İŞLETMELERİN ORANI"

İşletmeler hala çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Tanıl Küçük, " 2001 yılı ikinci yarısında, zarar eden işletmelerin oranı, yüzde 40.4 iken, 2002 yılı ilk yarısında, bu oran, yüzde 31.4'e gerilemiştir. Söz konusu gerilemeye rağmen, bu bulgu, işletmelerin önemli bir bölümünün, hala yaşam savaşı verdiğini göstermektedir,ve bu yönüyle endişe vericidir" dedi.

Reklam
Reklam

Siyasilere de mesaj veren İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, "Tüm siyasetçiler, ve ekonomi yönetimi, özellikle 2002'nin ikinci çeyreğinde ortaya çıkan iyileşmeyi, sürdürmek için ellerinden geleni yapmalıdırlar. Seçim ortamına rağmen, popülist politikalara rağbet edilmeyerek, mali disiplinin korunması, içinde bulunduğumuz kritik dönemde siyasetçiler açısından, tarihi bir sorumluluk haline gelmiştir. Oy uğruna verilen siyasi rüşvetlerin bedelini, bir süre sonra, başta üretici kesimler olmak üzere, bütün toplum ödemek zorunda kalmaktadır" ifadelerini kullandı.

Konuşmasının ikinci bölümünde dün açıklanan ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu çalışmasına değinen Küçük, "İkinci 500'de de, krizin, Türkiye ekonomisi, ve sanayi sektörü üzerindeki etkileri, açıkça görüldü" dedi.

"İHTİYAÇ DUYULAN İSTİKRAR VE KARARLILIK"

Ekonominin bıçak sırtı bir dengede gittiğine dikkat çeken Küçük, "Bu kritik süreçte, Türkiye'nin en çok ihtiyaç duyduğu şey, kararlılık, ve istikrardır. Türkiye'nin, çağdaş dünyanın, ve uluslararası ekonominin bir parçası olmak yönünde yaptığı tercihler, bu dünyanın gerektirdiği şekilde yapılanmayı, bir zorunluluk haline getirmektedir. Yavaş, ve zorlu bir süreç olsa da, Türkiye; ekonomide, siyasette, kamu yönetiminde, finans sektöründe ve reel sektörde yeniden yapılanmaya, devam etmek zorundadır. Türkiye'nin, son yıllardaki en önemli problemi, büyümedeki dalgalanma olmuştur. Son on yılda Türkiye ekonomisi, mehter takımı gibi, iki adım ileri, bir adım geri bir büyüme performansı göstermiştir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"GELİRE GÖRE BÜTÇE YAPILMALI"

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, diğer tavsiyelerini şu şekilde sıraladı:

"Türkiye, artık giderine göre değil, gelirine göre bütçe yapma ilkesini, benimsemek zorundadır. Hükümetlerin, para basarak, veya borçlanarak, kaynak yaratma alışkanlıkları, bugün hepimize ağır bedeller ödetmektedir. Mali disiplin bilinci, tüm topluma yayılmalıdır. Bu güne kadar vaat etmekte, ve borçlanmakta sakınca görmeyen siyasetçi, bu tarz siyaset anlayışının, ülke ekonomisine olduğu kadar, siyasete, ve siyasetçiye duyulan güvene verdiği zararı, artık görmelidir. Türk siyaseti, bu yaklaşımla adeta kendi kendini imha etmektedir. Toplum nezdindeki güvenilirliklerini, tümüyle yitirmek üzere olan siyasetçiler, küllerinden yeniden doğmak konusunda, efsanevi föniks kadar şanslı olamayabilirler. Oysa, sağlıklı bir ekonomik ve toplumsal işleyişin, ön koşulu, sağlıklı bir siyasi yapıdır. Kamuya ait kaynakları, özel çıkarlar doğrultusunda istismar ederek, bunun maliyetini topluma ve üretici kesime yükleyen, ekonomik gelişmenin önünü tıkayan, hantal, verimsiz, pahalı devlet modelini, aksayan tüm yönleri ile yeniden yapılandırmak gerekmektedir."

Reklam
Reklam

Kaynak: İHA

Anahtar Kelimeler: