"Seçimde oyumuzu arttıracağız"

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2007 yılının Türkiye'yi hakettiği güç ve itibara taşımak için başlattıkları değişim ve kalkınma atılımının millet iradesiyle bir kez daha tasdik edileceği bir yıl olacağı belirterek, "Nasıl 3 Kasım'dan sonra 28 Mart yerel seçimlerinden oylarımızı arttırdıysak, önümüzdeki genel seçimlerden de oyumuzu arttırarak çıkacağız" dedi.

Erdoğan, Türkiye'yi IMF'nin idare ettiği iddialarına da tepki göstererek, "Biz kendimizi idare ediyoruz. İnandığımız doğrulara sahip çıkmak marifetiyle borç alan değil, bundan önceki borçları ödeyen bir iktidar olmanın şerefiyle, onuruyla geleceğe yürüyoruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı, Sheraton Otel'de başladı. Toplantıya, Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanları Beşir Atalay ve Nimet Çubukçu, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, AK Parti MKYK üyeleri, milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları, gençlik ve kadın kolları başkanı katıldı.

Toplantının basına açık olan bölümünde bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin geleceğinin şekilleneceği, Türk milleti için çok hayırlı yeni bir dönemin başlangıcında olduklarını söyledi. 2007 yılının Türkiye'yi hakettiği güç ve itibara taşımak için başlattıkları değişim ve kalkınma atılımının, millet iradesiyle bir kere daha tasdik ediliceği bir yıl olacağını dile getiren Erdoğan, "Gelinen nokta milletimizin, elde ettiği kazanımları kalıcı hele getirme noktasındaki kararını vereceği dönüm noktasıdır. Hükümet olarak yaptığımız çalışmalarla bize oy verenleri hayal kırıklığına uğratmadığımıza, gönül rızalarını aldığımıza inanıyoruz" şeklinde konuştu. Kamuoyu araştırmalarının hükümetin doğru istkamette olduğunu, Türk halktının desteğinin AK Parti'nin kalkınma hamlesinin arkasında olduğunu gösterdiğine işaret eden Erdoğan, bugüne kadarki iktidarların, birkaç yıl içinde halkın desteğini kaybettiklerini ve oylarının erimeye yüz tuttuğunu hatırlattı. Erdoğan, bunun sebebinin iktidar partilerinin kendilerine oy verenlerin taleplerine duyarsız kalmaları ya da toplumun genelini kucaklayamamaları olduğunu söyledi. Belediye başkanlığı döneminde bu sıkıntıları çok yaşadığın anlatan Erdoğan, iktidarların kendi partilerinden olmayan belediyeleri, nasıl yokolmaya mahkum ettiklerini çok iyi bildiğini ifade etti. Hiçbir belediyenin 'AK Partili belediyeye farklı, biz farklı ödeme uygulandı' diyemeyeceğini kaydeden Erdoğan, bu adaleti AK Parti iktidarının bugüne kadar oluşturduğunu belirtti.

Reklam
Reklam

Erdoğan şunları kaydetti: "Yolsuzları tevessül etmeyen, ahlaklı siyaset tarzıyla AK Parti, bir gerçeği ispatlamış, Türk siyasi hayatına da bu şekilde geçmeye aday bir parti olmuştur. Nasıl 3 Kasım'dan sonra 28 Mart yerel seçimlerinde oyumuzu arttırdıysak, önümüzdeki genel seçimlerden de oyumuzu arttırarak çıkacağız. Bunun sebebi nedir? Hiçbir zaman partizanlık yapmadık. Hiçbir zaman milletimizin gerçek ideallerinden kopmadık. AK Parti kadroları imtiyaz taleplerinin değil, adalet taleplerinin sözcüsü olmuştur".

Yola çıkarken, millet ile aralarına kimsenin giremeyeceğini söylediklerini hatırlatan Erdoğan, "Çünkü biz miletimizden başkası değiliz, milletin ta kendisiyiz" dedi. Türk insanın bugün, hiç olmadığı kadar umutla dolu olduğunu ifade eden Erdoğan, insanların kalplerinde filizlenen bu umut ve heyecanı herşeyden daha değerli bir kazanım olarak gördüklerini vurguladı. Erdoğan AK Parti siyasetinin Türkiye'ye hissettirdiği en önemli duygunun, sorunların çözümsüz olmadığı ve özgüven sahibi olmanın herşeyden önemli olduğu duygusu olduğunu belirtti. Bu zemin üstünde yükselen Türkiye'nin artık dünyanın zirvelerine doğru hızla ilirleyen bir ülke olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

"Bu istikrar ortamını, bu değişim iradesini, millet olarak yakaladığımız ortak umut ve heyecanı yitirmediğimiz sürece hiç kimse bu ülkenin medeniyet yürüyüşünü engelleyemez, engelleyemecektir. Türkiye artık zayıf, pamuk ipliği ile birbirilerine bağlı, kan uyuşmazlığı yaşayan koalisyonların idare ettiği Türkiye değildir. O günler tarihe karışmıştır. Türkiye gücünü birleştirmenin, kavgasız siyasetin, ülkesine adanmış kadroların hizmet aşkıyla büyümenin hazzını tatmıştır. Buradan geriyi dönüş olmayacaktır. Eski günleri özleyenler olabilir. Ama onlar boşuna bir beklenti içindeler. Türkiye'de siyaset, millet iradesi eliyle temel bir tercihte bulunmuş, demokrasi, hukuk devleti, ekonomik kalkınma hepimizin tercihi olmuştur. Bu siyasetin dili, felsefesi ayrıştırıcı değil, birleştiricidir. Yunus'un diliyle, Mevlana'nın gözüyle, Malazgirt'ten istiklal mücadalesine kadar büyük bedellerle bu aziz toprakları bize miras bırakan ecdadımızın sahip çıktığı ebedi değerlerle ülkemize, insanımıza hizmet etmenin bize bıraktığı bir mirastır ve biz bu mirasla yürüyoruz".

Reklam
Reklam

Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidara geldikten sonra Türkiye'nin IMF tarafından idare edildiğinin öne sürüldüğünü hatırlatarak, iktidara geldikten sonra Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu 8.5 milyar dolara düşürdüklerini hatırlattı. Erdoğan, "Biz kendi kendimizi idare ediyoruz. İnandığımız doğrulara sahip çıkmak marifetiyle borç alan değil, bundan önceki borçları ödeyen bir iktidar olmanın şerefiyle, onuruyla geleceğe yürüyoruz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 2006 yılında Türkiye'ye doğrudan küresel sermaye girişinin 19.6 milyar dolar olduğuna işaret ederek, hedefledikleri 20 milyar dolar rakamına ulaştıkları kaydetti. Türkiye'den dışarıya giden sermayenin ise 934 milyon dolar olduğunu açıklayan Erdoğan, bunun artık Türkiye'nin artık küreselleştiğini ve dışarıya açıldığını gösterdiğini dile getirdi. 2006'da turizm gelirlerinin yüzde 7 düşüş ile 16.8 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ifade eden Erdoğan, 2007'nin Ocak ayında geçen yılın Ocak ayına göre turizm gelirlerinde yüzde 6 artış meydana geldiğine işaret etti. Bütün bu adımları atarken, hedeflerinin Türkiye'yi, Cumhuriyetin 100. yılına çok daha farklı bir şekilde hazırlamak olduğunu vurgulayan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"Biz, sadece daha güzel bir geleceğe değil, aynı zamanda tarihin bize gösterdiği hedefe doğru ilerliyoruz. Türkiye, bölgesinde ve dünyada barışın, özgürlüğün, demokrasinin, insani değerlerin önder ülkesi olmayı haketmiş bir ülkedir. Biz, 'Türkiye 2000'li yılların dünya yıldızlarından biridir' sözünü boşuna söylemiyoruz. Ülkemize bir de dünyanın aynasından bakıyor ve bu gurur vereci tabloyla karşılaşıyoruz. Önümüzdeki dönemde bizim en önemli görevimiz, büyük fedekarlıklarla tepeye taşıdığımız kayanın yeniden aşağıya yuvarlanmasını önlemek, bütün kazanımları kaybederek en başa dönme ihtimallerini ortadan kaldırmak olacaktır. Bunun hedefi içinde olanlar olabilir. Onlara asla fırsat vermemeliyiz. Türkiye, yeniden geriye dönemez. Bu felaketleri yaşamış olan benim sevgili milletim, asla bunlara prim vermeyecektir. Sorumsuz ellerde bu milletin sahip olduğu herşeyin bir kaç gün içinde toza dumana karışıp kaybolduğunu milletçe çok gördük. Allah korusun, tarih boyunca olmamış birşey olmak üzereydi. Bu millet gelecekten umudunu kırmak üzereydi. Bugün o noktadan çok uzaktayız".

Reklam
Reklam