Şehir hayatı çocukları hasta ediyor!

İstanbul - (AA) - Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Nerin Bahçeciler, alerjik hastalıkların en çok şehirli çocukları etkilediğini ifade ederek, "Bunun en önemli nedenleri şehir tipi ev içi yaşam, sık antibiyotik kullanımı, değişen beslenme alışkanlıkları, virütik solunum yolu enfeksiyonları ve kreş ortamıdır" dedi.

Prof. Dr. Bahçeciler, özellikle 20-30 yılda alerjik hastalıklarda büyük artış gözlendiğini belirterek, özellikle şehirlerde yaşayan çocukların alerjik hastalık mağduru olduklarını bildirdi.

Reklam
Reklam

Şehirli çocuklarda sık görülen, uzun süren, bir türlü geçmek bilmeyen öksürük nöbetlerinin, çoğu zaman alerjik hastalık habercisi olduğunu vurgulayan
Bahçeciler, alerjik hastalıkların çocukluk çağının en sık rastlanan kronik hastalıkları olduğunu söyledi.

"Ne yazık ki, alerjik hastalıklar genellikle erken fark edilmiyor ve çocuk işe yaramayan tedavilerle oyalanıyor" diyen Bahçeciler, çocuklarda en sık
görülen alerjik hastalıkların egzama, öksürük veya hırıltı, astım, rinit-sinüzit ve besin alerjisi olarak sıralanabileceğini kaydetti.

Nerin Bahçeciler, "Alerjik hastalıklar en çok şehirli çocukları etkiliyor. Bunun en önemli nedenleri şehir tipi ev içi yaşam, sık antibiyotik kullanımı, değişen beslenme alışkanlıkları, virütik solunum yolu enfeksiyonları ve kreş ortamıdır" dedi.

Bebeklerde alerjinin, 1-2 yaşına kadar egzama, inek sütü ve yumurta alerjisi olarak ortaya çıktığını, 3 yaşlarında bu durumun düzelebildiğini, bu
yaştan itibaren de başka bir alerjik durumun ortaya çıkabileceğini dile getiren Bahçeciler, alerjik öksürüğün, "hırıltı atakları ve burunla ilgili tıkanıklık, akıntı, hapşırık, horlama gibi yakınmalarla geliştiğini" kaydetti.

Reklam
Reklam

Bahçeciler, öksürük, hırıltı, nefes darlığı rahatsızlıkların bazı çocuklarda 5-6 yaşlarına, bazılarında ise ergenliğe hatta erişkinliğe kadar devam ettiğini belirtti.

Nerin Bahçeciler, alerjik öksürükle diğer nedenlerden kaynaklanan öksürüğü ayırt etmek için, hekimin detaylı öykü alması ve öksürüğün yönlendirici çeşitli sorularla aileye tarif ettirilmesinin teşhis konulmasında önem taşıdığını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Alerjik öksürüğü diğer öksürüklerden ayıran en önemli kriter öksürüğün türü (kuru, balgamlı, tek tük, nöbet halinde), zamanı, süresi, antibiyotik ve öksürük şuruplarına yanıtsızlıktır. Aralıklarla gelen, özellikle gece derin uykuda veya sabaha karşı ortaya çıkabilen kuru öksürük nöbetlerinde ilk akla gelmesi gereken tanı alerjik öksürüktür."

Bazı çocuklarda öksürüğün eforla artabileceğini belirten Bahçeciler, alerjik öksürükte ateş görülmediğine dikkat çekti.Bahçeciler, alerjik öksürüğün nezle, sigara dumanı, egzersiz, alerjen, tahriş edici maddeler gibi bir takım uyaranlarla ortaya çıkabildiğini vurgulayarak, "Hasta ev içi bir alerjene duyarlı ise örneğin ev tozu akarı,
hayvan tüyü gibi öksürük yıl boyunca özellikle kış aylarında daha sık görülürken, ot veya ağaç polenlerine duyarlı kişilerde bahar aylarında daha yoğun olur" diye
konuştu.

Reklam
Reklam

Alerjik öksürük tedavisinde yapılan en önemli hatanın, "tanının geç konması ve hastanın başka tedavilerle oyalanması olduğunu" vurgulayan Bahçeciler, şunları kaydetti.
Prof. Dr. Nerin Bahçeciler, alerjik öksürüğün tedavisinde antibiyotik kullanımının etkili olmadığını, ağız yolu ile verilen alerjik iltihabı giderici spreylerin kullanıldığını bildirdi.

Her öksürüğü alerjik öksürük gibi tedavi etmeye çalışmanın da sık yapılan diğer önemli bir hata olduğuna işaret eden Bahçeciler, "Sprey tedavilerine hızlı yanıt alerjik öksürükte önemli bir tanı aracıdır" dedi.Bahçeçiler, tedaviye rağmen şikayetlerin kısa sürede kontrol altına alınamaması halinde diğer hastalıkların dikkatle gözden geçirilmesi, mide reflüsü, bağışıklık zayıflığı, bronşa bası yapan tümör lenf bezi, kistik fibroz gibi hastalıkların araştırılması gerektiğini altını çizdi.