Şehir planlamasında 'afet faktörü'

İSTANBUL (İHA) - Doğru yerde, doğru malzemeyle, teknik şartlara uygun binaların inşa edildiği şehirlerin, deprem ve diğer afetlerden asla etkilenmeyeceği belirtildi. Mimar-Ekonomist Remzi Kozal, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, şehirlerin ve binaların konuşlandırılacağı yerlerin, deprem açısından hassas bölgelerden uzak olmasına özen gösterilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bolu-Marmara Denizi güzergahındaki fay hattında plansız-programsız yoğun yapılaşmaya gidilmesi, 17 Ağustos ve sonrası depremlerde can ve mal kaybını, dünyadaki benzer depremlerle kıyaslanamayacak şekilde arttırmıştır" dedi.

Reklam
Reklam

İnşa edilecek binaları projelendirirken ve inşa ederken, zemin özelliklerinin dikkate alınarak hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Kozal, özellikle deprem riski yüksek bölgelerde, yapı teknolojisi ve malzemelerin, ona göre seçilmesi gerektiğini bildirdi.

Mimar-Ekonomist Kozal, Türkiye'de bölgeler arasında farklılıklar gösteren doğal afetlerle karşı karşıya bulunulduğunu hatırlatarak, "Yurdumuzun doğusundan başlayıp batıya doğru uzanan fay hattı boyunca ve Marmara, Ege bölgeleri deprem açısından daha hassas bölgelerdir. Seller ve heyelanlar açısından en hassas bölgelerimizin başında Karadeniz bölgemiz gelmektedir. Sinop'tan Artvin'e kadar Karadeniz kıyı şeridine baktığımızda, heyelan ve su baskınları açısından yüksek bir risk taşımaktadır. Arazi yapısının eğimli ve yağmur yoğunluğunun yüksek olması, sel ve heyelan riskini arttıran nedenlerdir" diye konuştu.

Afetlere karşı tedbir olarak şehir ve binaların dere yataklarına konuşlandırılmaması gerektiğini kaydeden Kozal, özellikle eğimli, gevşek malzemelerden oluşan ve her an bir heyelan riski taşıyan bölgelerden kaçınılması gerektiğine dikkat çekti.

Reklam
Reklam

Mimar-Ekonomist Remzi Kozal, yerleşim yerlerini birbirine bağlayan yolların kesinlikle, dere yataklarına, heyelan riski yüksek güzergahlara yapılmaması gerektiğini belirterek, "Yine dolgu toprak, kumsal, su seviyesi yüksek olan yerlerden kaçınılmalıdır. Kumsal ve deniz suyu seviyesine yakın taban arazilerinden, hem normal deprem etkileri ve hem de özellikle tsunami etkisi nedeniyle olabildiğince uzak durulmalıdır. Yerleşim için daha ziyade tarıma da elverişli olmayan kıraç araziler, kayalıklar seçilmelidir" dedi.