Şehit astsubay'ın eşini ağlatan mutluluk

BURSA (İHA) - Sivas'ta 11 yıl önce eşinin gözleri önünde astsubay Murat Namdar'ı şehit eden teröristin ölü ele geçirilmesi Bursa'da oturan eşi ve çocuğuna büyük sevinç yaşattı. "Bugünden güzel bir gün ve bundan müjdeli bir haber olamaz" diyen şehit astsubayın eşi, sevinç gözyaşlarına boğuldu.

Astsubay Murat Namdar'ın şehit edilmesi olayına karışan Cafer kod adlı teröristin Tunceli kırsalında ölü ele geçirilmesi ve bu sevindirici haberin Tunceli'deki Tümgeneral Osman Eker tarafından şehit astsubayın eşi Yıldız Namdar'a telefonla bildirilmesi, ailede büyük sevinç yaşattı. "Bugünden güzel bir gün ve bundan müjdeli bir haber olamaz" diyen Yıldız hemşire, "11 yıl sonra ilahi adalet yerini buldu. Teröristler bazı kesimlerden farklı mesajlar alıp meydanı boş bulduklarını sanıyorlardı. Bu ülkede askerin ve polisin görevinin başında olduğunu, ülkeyi kimseye bırakmayacaklarını ve ilahi adaleti unutmuşlardı. Bunlar piyondu. Bunların öldürülmesiyle iş bitmiyor. Bu olayı gerçekleştiren ele başları ve yabancı ülkedeki ele başlarının cezalandırılması gerekiyor. 30 bin şehit ailesinin de aynı sevinci ve 'intikamınız alındı' mesajını alıp sevinç yaşamalarını istiyorum. Onların da bu sevinci yaşaması için hep birlikte, el birliğiyle asker ve polisin yanında olmamız gerekiyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Teröristin öldürüldüğü haberini aldığında sevinçten ağladığını kaydeden Yıldız Namdar, "Çünkü onlar yolumuzu kestiklerinde, eşimi yanımdan aldıklarında, o caniye ben çok yalvarmıştım. Eşime acımamıştı onlar. Acımasızca öldürmüşlerdi. O gün yemin etmiştim 'Bir gün intikamımı alacağım, hesap soracağım' diye. 11 yıldır mücadele veriyordum. Bugünden güzel bir gün ve bundan müjdeli bir haber olamaz. Komutanlarımıza, askerlere çok çok teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun, Allah onları korusun" ifadelerini kullandı.

Olay anını yeniden yaşayan Yıldız Namdar şunları söyledi:

"Asker kıyafetli teröristler yolumuzu kesti. Otobüsü durdurdular. Kimliklerimizi toplamışlardı. Eşimi çağırdılar. Onlara 'eşimi götürmeyin' dedim. 'Biz size ne yaptık, ne olur eşimi götürmeyin' diye yalvardım. Eşim çok soğukkanlıydı. Eminim ki, o an bize dokunmasınlar diye direnmedi. Bir yandan eşime gitme diyorum, diğer yandan yalvarıyordum. Onlar eşimi acımasızca öldürdüler. 11 yıldır içimdeki intikam hırsını bir Allah, bir ben biliyorum. Komutanlarımızdan Allah razı olsun, onlara nasıl dua edeceğimi anlatamıyorum."

Reklam
Reklam

Eşine olan hasretinin hiç dinmediğini ve onun için mücadele ettiğini anlatan Yıldız Namdar, "Ölene kadar onun taktığı yüzükleri takacağım. Halen daha takıyorum. Ona olan hasretim, sevgim hiç dinmez. Dinse ortalıkta mücadele etmem. Sevindirici haberi komutanımız bildirdiğinde hemen kayınvalidemi aradım, hep birlikte sevinçten ağladık. Türk askeri ve polisine güveniyorum. Onlar görevinin başında ve her şeyi biliyor. Eşim bana her gün açmamış bir gül getiriyordu, kayınvalidemden bir gül alıp mezarına gitmesini ve 'intikamın alındı oğlum' deyip selamımı götürmesini istedim. Çok mutluyum. Eminim ki, kayınvalidem böyle yapmıştır" şeklinde konuştu.
Şehit astsubayın olay günü 11 aylık olan ve bugün 12 yaşına giren oğlu Buğra da, büyük sevinç yaşadığını, babasının kanı yerde kalmadığı için mutlu olduğunu söyledi.

Yıldız Namdar'ın annesi de, damadının 11 yıldır üniforması, kanlı saati, yüzükleri ve cüzdanını sakladıklarını ifade ederken, onlara bir kez daha sarılıp eşinin kokusuyla hasret giden Yıldız Namdar gözyaşlarına boğuldu.

Reklam
Reklam