Gönüllü olarak görev yaptığı Suriye'nin Afrin bölgesinde, hasta bakımına giderken el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) görevlisi Burak Tatar için görev yaptığı 112 Acil Komuta Merkezinde tören düzenlendi.
Gaziantep'te dün yapılan törenin ardından memleketi Erzurum'a getirilerek Mareşal Çakmak Devlet Hastanesi morguna kaldırılan Tatar'ın naaşı, Türk bayrakları sarılı ambulanslar eşliğinde, çalıştığı 112 Acil Komuta Merkezi'ne getirildi.
Burada düzenlenen tören, Kur'an- Kerim tilavetiyle başladı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam eden törende, şehit Tatar'ın özgeçmişi okundu.
Vali Azizoğlu, törende yaptığı konuşmada, "Bugün Suriye'de 'vazife var' dedikleri zaman en ön saflarda vazifeye giden Tatar kardeşimiz, emri aldığı gün devletinden, arkasında bakmadan, düşünmeden koşarak vazifesine gitti." dedi.
Tatar'ın vazifesinde, Allah'ın en büyük lütfuna ve makamına dahil olarak şehadet rütbesine erdiğini anlatan Azizoğlu, "Biz Suriye'ye niçin gitmiştik? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Suriye'de askeriyle, polisiyle, sağlık ekipleri ve diğer kurumlarıyla niçin vardı? Çünkü Suriye'de kan ve gözyaşı vardı. Oradaki masum ve mazlum insanlar ezilmişti, evlerinden atılmışlardı, şehirleri ve köyleri yakılıp yıkılıyorlardı." dedi.
Azizoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kan ve gözyaşının döküldüğü topraklara, bu milletin tarihinden gelen ulvi değerleriyle tekrar barışı, huzuru ve kardeşliği tesis etmek için gittiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Çok şükür ki toprakların bir kısmında da Tatar kardeşlerimizin sayesinde barışı, huzuru ve kardeşliği tesis etti. Bu topraklarda var olmak, yaşamak, huzuru ve barışı temin etmek için de bedel ödemekle mükellefiz. Bu bedeli ancak ve ancak kahraman Türk milleti öder. Ödediğimiz içindir ki zeytin dalını da oralara barış güvercini olarak getirdik, oralara barışı da tesis ettik. Bir Burak şehit olur ama bin Burak peşinden gider. Bizimle oyun oynamak isteyenler, bu coğrafyada ameliyat yapmak isteyenler artık bu milletin ayağa kalktığını, Burak'lar sayesinde gördü. Bu millet ayağa kalktıysa dünyaya barış gelecektir."
- Uçar: "Bu acıyla konuşmak zor"
İl Sağlık Müdürü Dr. Mahmut Uçar, gözyaşları içinde yaptığı konuşmada, 20 gün önce bulundukları alandan dualarla gönderdikleri mesai arkadaşları Tatar'ı uğurlamak için aynı alanda toplandıklarını söyledi.
Bu acıyla konuşmanın zor olduğunu bildiren Uçar, şunları ifade etti:
"Zeytin Dalı Harekatında gönüllü arkadaşlarımız görev almakta. Bu gönüllü arkadaşlarımızdan biri de Burak kardeşimizdi. Babasının 'Oğlum, böyle görevlerde hep gönüllü oluyorsun. Bırak da bu sefer başkaları gitsin, sen gitme, korkuyorum başına birşey gelmesinden' demesine, 'Babacığım, herkesin anne babası var. Herkes böyle düşünürse kim gider cephede askerimizin yarasını sarmaya. Orada bir askerimizin derdine merhem olabilirsem ne mutlu bana. Sen merak etme, dua et' diyerek nasıl bir vatan sevdalısı olduğunu, gözü kara bir yiğit olduğunu göstermiş, bayrağı ve mukaddesatı için koşar adım hedefe yürümüştür."
Konuşmaların ardından İl Müftüsü Hasan Hüsnü Sula, Tatar için dua etti.
Törende Tatar'ın annesi Hülya, babası Yahya, kardeşleri Derya ve Kadim ile akrabaları, gözyaşlarına hakim olamadı.
Törenin sonunda Tatar'ın naaşı, Vali Azizoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, mesai arkadaşları ve polislerin omuzunda ambulansa konularak cenaze namazının kılınacağı Narmanlı Camisi'ne götürüldü.
Törene, AK Parti Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz, 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Uğur Tarçın, İl Sağlık Müdürü Dr. Mahmut Uçar, yakınları, mesai arkadaşları, polis ve askerler, AFAD ve UMKE görevlileri ile vatandaşlar katıldı.
- "Keşke elle bir mertebeye kavuşsam"
Şehit Tatar'ın daha önce Nusaybin ve Fırat Kalkanı gibi operasyonlarda da gönüllü olarak görev aldığı, Afrin'de göreve gitmeden önce arkadaşlarıyla yaptığı mesajlaşmada, "Ben Afrin'e gidiyorum benene", "Ola gelecem, belki de şehit oluruk siz cenazemize gelirsiniz, Allah bilir", "Hele sene Eto keşke elle bir mertebeye kavuşsam sana da şefaatçi oluram kanka ama çok tövbe et" diye yazdığı öğrenildi.
Şehidin yakınları ve arkadaşları, karanfil bıraktıkları tabuta sarılarak uzun süre göz yaşı döktü.