Oruç nedeniyle uzun süre aç kalmanın, kan şekeri seviyesinin tehlikeli sınırlara düşmesine neden olan "Hipoglisemi" ataklarına yol açabildiğini söyleyen Yazıcıoğlu, "Ayrıca oruç süresince susuz kalınmasından kaynaklanan dehidrasyon yani sıvı kaybı da diyabet hastalarında sorunlara neden olabilmektedir. 'Hipoglisemi', bulanık görme, baş ağrısı, baş dönmesi, terleme ve baygınlık hissi gibi belirtilerle kendini gösteren önemli bir sağlık sorunudur. Hipoglisemi, uygun müdahale yapılmadığı durumlarda bilinç kaybına neden olabilir. Şeker hastalarında sıklıkla karşılaşılan hipoglisemiyi; uzun süreli açlık, insülin ve bazı şeker ilaçlarının dozunun gereğinden fazla olması ve aşırı egzersiz yapılması tetiklemektedir" dedi.
"İftara çorba ile başlanmalı"
Çeşitli sağlık sorunlarının yaşanmaması için önerilerde de bulunan Uzm. Dr. Yazıcıoğlu "İftarda çok hızlı yemek yemek kan şekerini birden yükselteceği için besinler yavaş yavaş tüketilmelidir. İftara çorba ile başlanmalı, çorbadan sonra yemeğe 10-15 dakikalık ara verilip daha sonra devam edilmelidir. Sulu sebze yemekleri tercih edilmeli ve aşırı ekmek tüketilmemelidir. Sahurda ağır, vücudu zorlayacak yiyecekler tüketilmemeli, kahvaltılıklar tercih edilmelidir. Oruç nedeniyle oluşan sıvı kaybı, şeker hastalarında sıklıkla görülen yüksek tansiyon için kullanılan ilaçlar ile birlikte vücutta sıvı ve bazı önemli minerallerin eksikliğine yol açabilmektedir. İftardan sahura kadar geçen süre içinde sıvı tüketimi iyi ayarlanmalıdır. Gün içindeki tuz kaybı mutlaka telafi edilmelidir. Sıvı kaybının diyabet hastalarında böbrek sorunlarını ortaya çıkarabildiği unutulmamalıdır. Diyabetli kişiler gün içinde birkaç defa, iftara kadar ölçüm cihazlarıyla kan şekeri düzeylerini kontrol etmelidir" ifadelerini kaydetti.