Şeker Hastalığı (Diyabet) Rehberi: Nedir? Neden Olur? Belirtileri Nelerdir?

Tıp literatüründe diyabet, halk arasında ise şeker hastalığı; pek çok sebebe bağlı olarak meydana gelebilir. Diyabet yüzünden kandaki glikoz seviyesi çok yüksek noktalara ulaşabilir. Metabolizma bu durumdan etkilenirse vücut, standart glikoz seviyesini koruyamaz. Bunun sebebi ise bedenin artık yeterli derecede insülin üretememesidir. Çoğunlukla yetişkinlerde görülen şeker hastalığı, başta obezite hastası olan pek çok çocukta da görülebilir.

ŞEKER HASTALIĞI ÇEŞİTLERİ

1. Tip 1 şeker hastalığı
Genelde 30 yaşına gelmeden ortaya çıkan bu hastalık, kilosu normal seviyede olan insanlarda ani bir şekilde kendisini gösterir. Pankreas tarafından üretilen beta hücrelerine bağışıklık sisteminin saldırmasıyla bu hücreler yok olur ve pankreas insülin üretimini gerçekleştiremez. Genelde çocuklarda ve gençlerde rastlanan tip 1 diyabet, yetişkinlerde de ortaya çıkabilir. Bu rahatsızlıkta kan şekerinin ölümcül seviyeye ulaşması engellenmeli ve uzun süreli komplikasyonların önüne geçmek için insülin iğnesi alınmalıdır.

Reklam
Reklam

2. Tip 2 şeker hastalığı
Şeker hastalarının yüzde doksanında tip 2 diyabet bulunur. Yaşlı ve kilolu insanlarda sıklıkla rastlanan bu diyabet türünde beta hücreleri insülin üretimine devam eder fakat vücut insüline direnç gösterir veya insülin miktarı az seviyede kalır. Obezite hastası insanlarda görülen ve yavaş bir şekilde ilerleyip yetişkinlik çağlarında kendisini hafif hafif göstermeye başlayan bu hastalık türünde insülin tedavisine ihtiyaç duyulmadan düzenli beslenme, ağız yoluyla alınan ilaçlar ve egzersizlerden oluşan basit yöntemlerden faydalanılabilir.

3. Gizli şeker hastalığı
Gizli şeker hastalığı belirtileri çok net bir şekilde gözlenmez. Bu hastalarda kan şekeri normal seviyenin üstünde olur ama tip 2 teşhisi konacak kadar da üst seviyelerde olmaz. Eğer gizli şeker hastalığı için doğru önlemler alınmazsa 5-10 senelik süreç içerisinde kişi diyabete yakalanabilir.

ŞEKER HASTALIĞI NEDEN OLUR?

Tüketilen besinler vücut tarafından küçük parçalara ayrılır ve daha sonra kan dolaşımına, en sonunda ise hücrelere aktarılır. Bu küçük parçalardan birisi de şeker olarak bilinen glikozdur. Beden enerjisi glikoz sayesinde üretilir. İnsülin hormonu sayesinde glikoz vücuttaki hücrelere yayılır ve insülinin yeterli seviyede olmaması halinde şeker hastalığı meydana gelir. Vücut ihtiyacı olan enerjiye ulaşamaz ve kan şekeri kontrolden çıkar. Şeker hastalığının söz konusu olduğu durumda kandaki şekerin kaslara, karaciğer hücrelerine ve yağlara yeterli seviyede taşınması mümkün olmaz.

Reklam
Reklam

1. Genetik faktörler
Pankreasta bulunan beta hücrelerinin ürettiği insülin, tip 1 diyabet söz konusu olduğunda bağışıklık sisteminin bu hücrelere saldırması nedeniyle üretilemez. Bağışıklık sistemindeki işlev bozukluğu yüzünden meydana gelen bu tepkinin asıl sebebi hala tespit edilebilmiş değil ama yapılan bazı araştırmalar sayesinde tip 1 ile ilgisi bulunan 18 farklı gen türü tespit edildi. Dolayısıyla bu genler yüzünden bağışıklık sistemi hatalı tepkiler verebiliyor.

Ayrıca akrabalarında tip 1 diyabete sahip olan kişilerin bu hastalıkla karşılaşma ihtimali %10'ken tek yumurta ikizlerinden birinde tip 1 olması halinde diğerinde de aynı hastalığın olma ihtimali %33. Dolayısıyla genetik faktörlerin bu hastalık üzerinde azımsanmayacak bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür.

2. Virüsler
Araştırmalar kimi virüs türlerinin tip 1 diyabetin tetiklenmesine etki ettiğini ortaya koydu. Enterik virüs ismiyle bilinen ve bağırsakta iltihaplanmaya yol açan bu organizmalar tip 1 oluşumuna sebep olabilir. Diğer taraftan tip 1 ile ilişkisi olan diğer virüsler ise şu şekildedir:

Reklam
Reklam

Kızamıkçık
Rota virüsü
Koksaki virüsleri
Kabakulak
Konjenital rubella

3. İnek sütü
Şeker hastalığı ile beslenme tarzının arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre; D vitamini açısından yeterli beslenen ve anne sütü emen bebeklerin diyabet konusunda daha az risk altında olduğu görülüyor. Diğer taraftan küçük yaşlarda anne sütü dışında inek sütü ile beslenen çocuklarda ileride tip 1 diyabet çıkma ihtimalinin daha fazla olduğu belirtiliyor.

4. Obezite
Şeker hastalarında en çok rastlanan tip 2 diyabetin asıl sebebi olarak obezite gösteriliyor. Pek çok tip 2 hastası, bu rahatsızlığa sahip olduğunun bilincinde değil. İnsülin direnci yüzünden hücrelerde kan şekeri depolanamaz ve kanda birikmiş durumda olan şeker hiperglisemiye sebep olur. Bu yüzden tip 2 rahatsızlığı olanlar fazla kilolardan şikayet ederler.

Diğer taraftan zayıf kişilerin de bu rahatsızlığa yakalanma ihtimalleri söz konusudur. Genelde az hareket eden, bel çevresinde yağlanma görülen ve sağlıksız beslenen insanlarda daha çok tip 2 diyabete rastlanır. Şeker hastalığı beslenme ve hareket ile de alakalı olduğu için korunmak adına sağlıklı beslenmek ve hareket etmek gerekir.

Reklam
Reklam

5. Gebelik şekeri
Tıpta gestasyonel diyabet adıyla tanınan gebelik şekeri, şeker hastalığına yakalanmamış kadınların gebelikleri esnasında ortaya çıkar. Gebelik yüzünden üretilen hormonlar, insülin hormonunun sağlıklı bir şekilde görevini yerine getirmesini engeller. Bu yüzden doktor gözetiminde kan şekerinin kontrol altına alınması ve değerlerin normal seviyelerde kalması için çalışmalar yapılır. Hamilelik süresince kan şekerini düzenlemek için hap alınması tavsiye edilmez, kimi durumlarda insülin kullanmak gerekebilir. Genelde gebelik sona erdiğinde değerler normale döner ama kontrollere devam etmek gerekir.

ŞEKER HASTALIĞI NASIL ANLAŞILIR?

Şeker hastalığını doğrudan anlamak mümkün değildir ama bazı şeker hastalığı belirtileri vücutta bir şeylerin ters gitmeye başladığına yönelik işaretler verebilir. Eğer bu işaretler doğru bir şekilde anlaşılır ve erken vakitte doktor müdahalesi gerçekleşirse bedende çok fazla zarar söz konusu olmadan hastalıkla mücadele edilebilir. Bu yüzden belirtilerin hafife alınmaması adına bir uzmana görünmek her zaman daha faydalı olacaktır.

Reklam
Reklam

1. Sık tuvalete gitmek
Eskiye kıyasla normalden daha çok tuvalete gitmeye başlanması, diyabet belirtileri arasında gösterilir. Vücudun yeterli seviyede insüline sahip olmaması veya insülinin etkisini kaybetmesi durumunda karaciğer, glikozu kana toplamak için su toplamaya başlar ve bu da tuvalete gitme ihtiyacını beraberinde getirir. Glikozu inceltebilmek için su toplanınca idrar kesesi daha çabuk dolmaya başlar ve daha kısa aralıklarla tuvalete gitmek gerekir.

2. Susuzluk hissi
Gün içinde yeterli seviyede su içilse bile vücut suya ihtiyaç duymaya devam ediyorsa ve ağız kuruluğu hissi varsa diyabet hastalığı söz konusu olabilir. Bununla beraber sık sık tuvalete giden insanlarda bol su içme gereksinimi ortaya çıkabilir. Karaciğerdeki glikozun inceltilmesi ve kana karışmasının mümkün hale gelmesi için suya ihtiyaç duyulmasına bağlı olarak da kişi bol bol su tüketme arzusu içerisinde olabilir.

3. Kronik yorgunluk
Kanda yeterli seviyede insülin olmamasından ötürü bedenin enerji kaynağı olan glikoz, hücreler arası geçiş yapamaz ve yorgunluk belirtileri meydana çıkar. İnsülin olmadığı için veya hücreler bu hormona tepki gösteremediğinden bedenin ihtiyaç duyduğu enerji üretilemez ve bu sebeple kişi halsiz ve yorgun hisseder.

Reklam
Reklam

4. Karıncalanma
Diyabete bağlı olarak ayak, bacak ve ellerde karıncalanma ya da uyuşma gibi problemler ortaya çıkabilir. Bu tip belirtilerin çok sık yaşanıyor olması hastalığın ilerlemeye başladığına yönelik işaretler verebilir. Kandaki glikoz seviyesinin uzun süre boyunca yüksek kalması sebebiyle ortaya çıkan uyuşma ve karıncalanma gibi durumların hafife alınmaması gerekir.

5. İstem dışı kilo kaybı
Eğer bir kişi arzusu dışında normalden fazla kilo vermeye başladıysa bu durum, şeker hastalığına işaret edebilir. Dolayısıyla "şeker hastalığı zayıflatır mı?" diye merak ediyorsanız buna "evet" cevabını vermek mümkündür. Fakat bu durum her şeker hastasının zayıflayacağına ya da fazla kilolu insanların şeker hastası olmadığına işaret etmez. Standart kilosundan uzaklaşan ve ciddi kilo kaybı yaşayan insanların bir uzmana görünmesi ve gerekli testlerden geçerek şeker hastalığının söz konusu olup olmadığına yönelik tetkikleri yaptırması gerekir.

6. Bulanık görme
Diyabetin en önemli belirtilerinden birisi de bulanık görmedir. Eğer kişide yukarıda sayılan belirtilerden biri ya da birkaçıyla birlikte bulanık görme şikayeti de bulunuyorsa diyabet olma ihtimali son derece yüksektir.

Reklam
Reklam

7. Cinsel fonksiyon bozuklukları
Şeker hastalığı ve cinsellik arasında da önemli bir ilişki söz konusudur. Erkeklerde şeker hastalığı belirtilerinden birisi de cinsel fonksiyonlarda yaşanan bozukluklardır. Cinsel performansın eskiye kıyasla kötüye gitmesi ya da cinsel isteksizlik, diyabet işaretçisi olabilir. Tek başına diyabet belirtisi olarak kabul edilmese de cinsel fonksiyonlardaki problemlerle beraber diğer belirtilerin de söz konusu olması önemli bir işaret olarak kabul edilir.

8. Ayak yanması
Şeker hastalığı ayak yanmasına da sebep olabilir. Ayak bölgesinde meydana gelen yanma hissi, kişiyi rahatsız edebilir. Bu yanmaların diğer belirtilerle birlikte görülmesi halinde vakit kaybedilmeden bir uzmana gidilmesi gerekir.

ÇOCUKLARDA ŞEKER HASTALIĞI NASIL ANLAŞILIR?

Çocuklarda şeker hastalığı belirtileri, doğru bir gözlem sayesinde rahatlıkla anlaşılabilir. Yetişkinlerde olduğu gibi çocukların da çok fazla su içmesi, sık tuvalete gitmesi şeker hastalığı belirtileri olabileceği gibi kilo kayıpları da işaretçi olabilir. Ayrıca tuvalet alışkanlığı kazanmış bir çocuğun geceleri altını ıslatmaya başlaması da diyabet işaretçisi olarak kabul edilir.

Reklam
Reklam

Bu tip belirtilerin hafife alınmaması ve çocuğun en kısa sürede bir doktora gösterilmesi gerekir. Aksi halde, eğer bir hastalık söz konusuysa çocuğun yaşı büyüdükçe semptomlar daha da ilerleyecek ve tedavi şartları zorlaşacaktır.

ŞEKER HASTALIĞINA HANGİ BÖLÜM BAKAR?

Şeker hastalığına ilişkin şikayetlerle İç Hastalıkları ya da Dahiliye adıyla bilinen bölüm ilgilenir. Bu bölümün alt dalı olan Endokrinoloji ise doğrudan şeker hastalarının şikayetlerini dinler ve tetkiklerini gerçekleştirir.

ŞEKER HASTALIĞI SINIRI KAÇTIR?

Sağlıklı bir insanda olması gereken şeker aralığı 70-110 seviyesindedir. Dolayısıyla şeker seviyesinin 70'in altında ya da 110 sınırının üstünde olması şeker hastalığına yönelik risk durumunun ortaya çıktığına işaret eder.

Bununla beraber açlık halinde sağlıklı bir insanın kan şekeri seviyesinin 120'yi kesinlikle aşmaması, tokluk halinde ise 140'ın üstüne çıkmaması gerekir. Bu sınırların aşılması halinde şeker hastalığının varlığına yönelik teşhis konabilir.

ŞEKER TESTİ NASIL YAPILIR?

Açlık kan şekeri veya oral glukoz tolerans testi olarak iki farklı kan şekeri testi yapılabilir. Açlık kan şekeri ölçümü için hastanın sekiz saat bir şey yememesi gerekir. Bunun ardından hastadan alınan kanın değerleri ölçülür ve testin sonucu ortaya çıkar. Oral glukoz tolerans testinde ise hasta şekerli su solüsyonu içer ve iki saat sonra kan örneği verir.

ŞEKER HASTALIĞI TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

1. İnsülin tedavisi
Tip 1 diyabet hastalarının şırıngayla insülin almaları gerekir. Oral yöntemle alınan insülin, besinler gibi sindirildiği için kana karışmaz, bu yüzden şırıngayla almak gerekir. Günlük insülin dozu ihtiyaca göre değişir ve her hasta aynı dozda almaz. Genelde günlük 2-4 iğne vurulması gerekir.

2. Beslenme ve egzersiz
Şekeri kontrol altında tutmak için doktor tarafından önerilen şeker hastalığı diyetine uymak, sağlıklı beslenmek ve doğru egzersizleri yapmak gerekir. Bu sayede vücut daha dirençli hale gelir, şeker hastalığı kaynaklı komplikasyonların etkisi azalır ve kişi kendisini daha rahat hisseder.

Şeker için hazırlanan diyetler kişiye özel olarak organize edilir ve bir uzman eşliğinde yapılması, bilinçsiz şekilde diyet listesi hazırlamaktan kaçınılması gerekir. Aynı şekilde egzersizlerden de en doğru verimi almak için uzman önerisine dikkat edilmelidir.

3. Diyabet cerrahisi
Şeker hastalığı ameliyatı olarak da bilinen bu yöntem en son uygulanan tedavi çeşididir. Eğer ilaçlarla veya beslenme alışkanlıkları ile hastalık kontrol altına alınamazsa diyabet ameliyatı gündeme gelir. Ameliyat önce hasta 4-5 gece hastanede yatar, ameliyattan sonraki akşam ayağa kalkıp gezebilecek seviyede olur.

ŞEKER HASTALIĞINA NE İYİ GELİR?

Şeker hastalığına iyi gelen beslenme önerileri ve diğer tavsiyeleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Süt, ayran, yoğurt, peynir gibi kalsiyum açısından zengin olan besinleri tüketmeye çalışın.
Alkol, sigara gibi kötü alışkanlıklardan olabildiğince uzak durmaya çalışın, pasif içici olmamaya özen gösterin.
Gün içerisinde salata ve pişmiş sebze tüketin.
Kuru baklagil tüketmeye çalışın.
Beyaz ekmek yerine yulaf, tam tahıl ya da çavdar ekmeği alın.
Öğünleri düzenli bir şekilde alarak vücudunuzun buna ayak uydurmasını sağlayın.
Şeker hastalığı yaralarından kurtulmak veya bu yaralardan korunmak için ayağınızı her gün ılık suda yıkayıp yumuşak bir havluyla kurulayın.
Endüstriyel yöntemlerle üretilmiş, içeriğinde katkı maddesi ve kimyasalların yer aldığı işlenmiş gıdalardan uzak durun.
Dengeli bir kan şekeri için sağlıklı yağ tüketmeye çalışın. Sebzeleri mevsiminde ve taze olarak tüketin.
Hareket etmeye özen gösterin ve bir egzersiz programına sadık kalmaya çalışın.

ŞEKER HASTALIĞI BİTKİSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Şeker, bitkisel yöntemler aracılığıyla da etkisi azaltılabilecek bir hastalıktır. Fakat bu bitkisel yöntemler tek başına yeterli olmayabilir ve mutlaka doktor önerisiyle tüketilmeleri gerekir.

Zerdeçal, kandaki şeker seviyesini düzenleme yardım eder. Her gün az miktarda zerdeçal tüketmek kan şekerini daha kolay regüle etmenize yardımcı olur.
Yarım çay kaşığı toz zencefili sekiz hafta boyunca her gün aç karnına yerseniz şeker hastalığının getirisi olan göz problemlerine ve iltihaplanmalara karşı iyi bir sonuç elde edebilirsiniz.
Tarçının "kasia" adlı türü glukoz seviyesini düşürmeye yardımcı olur. Ancak çok fazla tüketilmesi karaciğere zarar verebilir, dolayısıyla doktor önerisi dahilinde doğru miktarlarda tüketilmesi gerekir.
Siyah köri kandaki yağı azaltıp bakteri ve iltihaplarla savaşarak kalp ve akciğer sağlığını korur. Kandaki şeker oranını da yarı yarıya düşürebilir.
Günlük olarak az miktarda taze aloe vera suyu içmek tip 2 diyabetle mücadelede etkili bir çözüm yöntemidir.

Anahtar Kelimeler: