Sektör tepkili: İthal edilen makinelerin yüzde 70’i Türkiye’de de üretiliyor

Makine üreticileri, bir yandan cari açık ile ilgili tedbirler alınırken, diğer yandan makine ithalatıyla ilgili düzenleme yapılmamasına tepkili. İthal edilen makinelerin yüzde 70’inin Türkiye’de de üretildiğine dikkat çeken Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (OAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran, "Gelişmiş ülkelere ihracat yapan Türk makine sanayinin ürünleri Türkiye’de rağbet görmüyor." dedi.
Basın mensuplarıyla iftar davetinde buluşan OAİB Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, ekonomik kriz ile makine sektörünün önümüzdeki dönemde vizyon ve stratejileri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Dünya ekonomisindeki değişimle birlikte Türkiye’deki sanayinin de dönüştüğünü aktardı. Türkiye’nin ana pazarı olan Avrupa’da üretimin azaldığına işaret eden Dalgakıran, “Yaşlı kıtanın geleceğinden endişeliyiz çünkü biz ihracatımızın çoğunu bu Avrupa ülkeleri ile yapıyoruz. Avrupalı da geleceğinden endişeli. Bu nedenle çevre ülkelerle ticaret bizim için çok önemli. Türkiye’nin komşu ülkeler ile yaptığı serbest ticaret anlaşması yok. Biz hem kalite hem de fiyat olarak Uzakdoğu’dan çok daha iyiyiz. Vergi sistemini Uzakdoğu ülkeleri ile eşit şartlara getirelim, Türk makine sektörü patlama yapar. Ama dünya üretiminin yüzde 51’nin yapıldığı Uzakdoğu’ya makine ihracatında yüzde 25’lik gümrük duvarı ile karşı karşıya kalıyoruz.” diye konuştu.
Türk makine ihracatının 12 milyar dolara erişeceğini belirten Adnan Dalgakıran, “Dünyadaki kriz dalgalarını savuşturabilir ve doğru stratejiler uygulayabilirsek; makine sektörü büyük bir şahlanma içerisine girecektir. Altımızda bir araç var. Bu araç geçmişteki siyasal çalkantılar nedeniyle 30 km hızla gidiyor. Biz bu aracı 150 kilometre süratle sürebiliriz. Sanayi dönüşümündeki öncülüğü makine, elektronik ve bilişim sektörünün birlikte yapması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Makine sektörünü, 'ülkenin kalbi' olarak niteleyen ve iş dünyası ile bürokrasinin bunun farkına varmasını isteyen Dalgakıran, “Türkiye’nin ithal ettiği makinelerin yüzde 70’i Türkiye’de üretildiği halde ithal ediliyor. Aynı üründen 200 milyon dolar ithalat, 30 milyon dolar ihracat yapıyoruz. Gelişmiş ülkelere markalaşmış ürünlerimizi satarken, yabancı markalı ürünlerin ithalatını yapıyoruz.” siteminde bulundu.

"KRİZLERİ, ELLE GELEN DÜĞÜN BAYRAM DİYE KARŞILIYORUZ"
OAİB Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, yeni bir kriz dalgasının geldiğini belirterek, “Krizleri; elle gelen düğün bayramdır diye gayet soğukkanlı karşılıyoruz. Depremle yaşamayı öğrenmek gibi krizle yaşamayı öğrendik. Eskiden olsa korkardık. Yunanistan’dan daha tecrübeliyiz.” dedi.
İş hayatına atıldığı günlerden bu yana sürekli ekonomik krizler yaşandığını anlatan Dalgakıran, “1991, 1994, 1997 ve 2001’de krizler gördüm. Tekrar 2008 yılında yaşanan kriz yaşadık. Ve 2011’de de acaba dibin neresindeyiz demeye başladık. Derin bir nefes alarak 10 yıl boyunca dış etkenleri düşünmeden işimiz ile ilgili bir çalışma yapamadık. Artık Türkiye’deki krizler bitti, dünyadakiler başladı. Eskiden olsa çok korkardık. Bu krizlere şerbetlendik. Nasıl olsa gelir geçer diye bakıyoruz.” şeklinde konuştu.

"İŞ DÜNYASINI TEK ÖRGÜTÜN İÇİNE ALMAK DEMOKRASİYE AYKIRI"
Teşvik sisteminin yeniden tartışılması ve mevcut sistemin değiştirilmesi gerektiğini belirten Dalgakıran, yeni kaynakların teknoloji üreten makine sektörüne dağıtılması gerektiğini söyledi. Bütün menfaat gruplarının tek bir yapı içinde temsil edildiğini ve iş dünyasını tek örgütün içine almanın demokrasiye aykırı olduğunu savunurken, kalifiye işgücüne de değindi. Dalgakıran, “Türkiye’de dünya çapında liderliğe oynayacak kadar kalifiye insan gücümüz yok. Eğitimde ciddi bir reform yapmamız lazım. Eğer biz tek parti dönemini yaşadığımız bu hükümet döneminde bunu başaramazsak bu fırsatı da kaçırırız.” dedi.