Selçuk Ural katıldığı " Orada neler oluyor" programında ilginç itiraflarda bulundu:
Oğlum Hakan ve kızım Aslı ile ilişkilerimiz ne yazık ki sonradan gelişti. İkisi de çok büyük acılardan hatalardan dönerek bugünkü mutlu hayatlarına kavuşabildiler. En kötü şeyleri oğlum Hakan Ural yaşadı. Verilmiş sadakam varmış ki Allah ölüme doğru sürüklenen yavrumu bana bağışladı.
-Hakan'ı uçuruma sürükleyen olay, Sibel Can' la evlenmesiyle başladı. Bu nikâha şiddetle karşı çıktım. Evliliklerinin ilk yılında boşanmaları için Hakan'a yalvardım. 'Oğlum, boşan normal bir kadınla yuva kur.'' dedim. . Oğlum beni dinlemedi. Sonra başına gelmedik kalmadı.
-Yavrum ‘Pasif Depresif' denilen korkunç bir hastalığa yakalandı. Günde bir avuç ilaç içiyor, geceleri uyumuyor, yemek yemiyor, sürekli ağlıyor ve ‘baba beni kurtar' diye yalvarıyordu. Elleri, ayakları ve sırtı yara içindeydi. Yatağa yatamıyordu. 3 gün boyunca bir sandalyenin üzerinde ellerini tutarak ‘ Oğlum, bu kötü günler geçecek elimi sıkı tut, hayata tutun' diye yalvardım. Allaha da oğlumu bu kötü evlilikten kurtar diye yalvardım.
-Oğlum Hakan; ‘Baba, sırat köprüsünden geçiyorum. Yardım et' diye ağlıyordu. O günleri hiç unutamıyorum. Oğlum bu evlilikte, ihaneti de, sevilmemeyi de, kullanıldığını da gördü. Ölümden döndü ama Allaha şükür ki şimdi çok mutlu. Onu deliler gibi seven iyi aile terbiyesi almış olağan üstü bir eşi var.
- Ezgi iki yıl boyunca, Hakanla bir eve kapandı onu tüm yaralarından kurtardı. Ona hemşirelik yaptı. Hakan, Ezgi ile yeniden doğdu. Keşke Sibel Can ile değil de Ezgi ile ilk evliliğini yapmış olsaydı. Evet, torunlarımın annesi ama Sibel Can'ı görmüyorum ve hayatımın sonuna kadarda görmek istemiyorum.
-Kızım Aslı'da babasını dinlemedi ve hiç konuşmak dahi istemeyeceğim bir hata yaptı. Ama, şimdi oda çok mutlu. Kendisini işine verdi. Çok başarılı bir modacı olacak. Abisi Hakan Ural, yengesi Ezgi ile birlikte birbirlerine kenetlendiler.
-Bir baba olarak evlatlarımın yaptıkları yanlışlardan sonra dizlerimde ve omuzlarımda ağladıklarını gördüm. Hakan'ın ve Aslı'nın ‘ baba yardım et' diye haykırışları hayatımın sonuna kadar gözümün önünden gitmeyecek. Bu görüntüleri hatırladıkça hep kendimi suçluyorum. Ve onlara daha farklı sarılıyorum. Uçurumlardan döndük sırat köprülerinden geçtik çok gözyaşı döktük ama şimdi çok mutluyuz.