Selülit Tipi ve Derecenizi Öğrenin!

Selülitlerin saklandığı kış aylarının sonuna geliniyor. Buda selülitle mücadele zamanının yaklaştığının habercisi!

Sağlıklı zayıfalama ve Antiaging uzmanı Dr.İsmail Ağar her bahar başı yaşanan bu kaygıya artık bir son vermek isteyen hanımlara selülite artık geri dönüşsüz biçimde son verebilmenin mümkün olabileceğini söylüyor.

Selülit tipinizi ve derecesini test edin

Bu sorundan tam anlamıyla kurtulmak için öncelikli olarak nelerin sizde selülite neden olduğunu, selülitin dağılım haritasını ve ne düzeyde selülite sahip olduğunuzu belirlemelisiniz.

1. Derece selülit: portakal kabuğu olarak tanımlanan görüntü cildin sıkıştılması halinde ortaya çıkar.Bu tip daha çok genç kızlarda gözlenen durumdur.

Reklam
Reklam
  1. Derece selülit: Çoğunlukla ayakta ve bacak bacak üstüne atıldığında bacaklarda hareli bir görüntü doğurur,sıkıştırıldığında portakal yüzeyi tümsekleri daha da belirginleşir.Bacaklarda olduğu kadar kalça ve basen bölgesinde dalgalı görüntüsü ile kendini belli eder. Bacak,karın basen ve kollarda sık rastlanır.

3. Derece selülit: Sadece otururken ve sıkıştırıldığında değil yatay pozisyonda da belirgindir. Zaman zaman ağrı oluşturabilir. Menopoz dönemi hanımlarda sık görülen türdür.Bacaklar, karın, kol basen ve kalça bölgesinde izlenir.
Selülite neden olan faktörler arasında duruş ve oturuş bozukluklarından,düz tabanlığa ve kabızlığa ve beslenme hatalarına kadar uzanan bir takım etmenlerde yer almaktadır.

Reklam
Reklam

Selülit aslında bir dolaşım ve hormonal problemdir. Aslında selülit oluşumunda kapiller toplar damar, kapiller atardamar ve lenf sistemi olarak üç ayrı tip dolaşım bozukluğu söz konusudur. Ve sellit tedavisinde öncelikle bu dolaşım sorunlarının ortadan kaldırılması gerekir.
Selülit oluşumunda en büyük ikinci neden Östrojen ve Progesteron adlı dişilik hormonlarıdır. Bu hormonların etkileri ile çevre kapiller dolaşımı bozulmakta ayrıca cilt altında su ve tuz tutulmaktadır. Dolayısıyla selülitten kurtulmanın yolu bu iki sorunun çözülmesinden geçiyor.

Selülitten kurtulmak isteyenlerin kesinlikle unutmaması gereken nokta kan ve lenf dolaşımını harekete geçmesi ve dokuların oksijenlenmesinin şart olduğudur.

Bu konuda imdadımıza son yılların mucize molekülü ozon yetişiyor.Vücudun oksijenlenmesini ve ilgili bölgeye kan akışının arttırılmasını sağlayan ozon mezoterapi ile kombinasyonunda selülite karşı güçlü bir etki oluşturuyor. Bahsettiğimiz gibi selülit aslında bir dolaşım problemidir. Aslında selülit oluşumunda kapiller toplardamar, kapiller atardamar ve lenf sistemi olarak üç ayrı tip dolaşım bozukluğu söz konusudur. Ve sellit tedavisinde öncelikle bu dolaşım sorunlarının ortadan kaldırılması gerekir. Mezoterapi bu üç tip dolaşım bozukluğuna yönelik ilaç kombinasyonu ve ayrıca yağ metabolizmasını hızlandırıcı ilaçlarlarla kombine edilmektedir.

Reklam
Reklam

Mezoterapi güvenilir ve etkili bir tedavi olarak uzun yıllardır başarılı sonuçlar yaratmaktadır. Mezoteapinin yeni nesil uygulama şekli olan kompresörlü mezoterapi ağrısız acısız bir yöntem olarak ozola kombinasyonun da etkisini maksimum noktaya taşıyor.

Selülite karşı yükselen dalga
Bölgesel fazlalıkların ve selülitlerin tedavisinde son yılların iddialı tedavilerinden biri olan Akustik Dalga Tedavisi (AWT) basen, kalça, karın, bel, bacak bölgeleri, selülit, basen sarkmaları gibi estetik kaygıları çözmeye çalışanlara yardımcı olacak bir uygulama. Şok dalgaları esasına dayanan etkili bir uygulama olan AWT tedavisi ile sellülitin yanı sıra bölgesel yağ fazlalıkları ve cilt gevşekliği sorunu da beraberinde çözüme kavuşuyor.

Akustik dalgaların insanlara ait yağ hücrelerindeki hızı neredeyse sudaki yayılım hızıyla aynıdır. AWT tedavisinde vücudun dışında üretilen enerji dokunun içine büyük bir kayba uğramadan aktarılarak selülitle savaşa başlıyor. Akustik dalgalar güçlü basınç atılımı ile enerjiyi nano saniyelerle ölçülebilen hızla dokulara zarar vermeden deri altına gönderebiliyor. Akustik dalgalar aynı zamanda bölgedeki yağ hücrelerini kırmakta ve yağ hücrelerinin içinde bulunan serbest yağ radikallerini ve gliserolleri ortaya çıkararak parçalamaktadır.

Reklam
Reklam