VAN (İHA) - Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'ndeki Umut Kitapevi'nde meydana gelen patlama olayından sonra tutuklanan jandarma astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş'in yargılandığı, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına 1 saat ara verildi.
Raporlu olan astsubaylardan Ali Kaya'nın katılmadığı duruşmada, mahkeme heyeti, sanık avukatlarının kavuşturmanın genişletilmesi ve görevsizlik taleplerini reddetti.
Sabah saat 10.45 sıralarında başlayan mahkemenin başkanlığını İlhan Kaya yaptı. Üyeler Muammer Ballı, Savcı Metin Dikeç ve raporlu olan Ferhat Erbaş'ın yerine Sinan Sivri görev aldı. Yapılan kimlik tespitinin ardından Van Askeri Mahkemesi Dahiliye Servisi'nden rapor alan sanık astsubaylardan Ali Kaya'nın katılmadığı duruşmada, sanık avukatları savunmalarını yaptı.
Sanık avukatlarından Vedat Gülşen, önceki duruşmada iddia makamının verdiği esasa ilişkin mütalaayla suç vasfının değiştirildiğini bildirerek, davanın özel ağır ceza mahkemesi yerine Hakkari'de bulunan normal ağır ceza mahkemelerine veya sanıklar askeri personel olduğu için görevsizlik verilmesi talebinde bulundu. PKK itirafçısı Veysel Ateş'in avukatı Mehmet Güler, davanın askeri mahkemeye devredilmemesi durumunda Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'ne verilmesi talebini yeniledi. İddia makamının esasa ilişkin kararı ne zaman alındığını anlamadığını da ifade eden Güler, savcının tarafların görüşleri almadan 12 sayfalık mütalaa hazırladığını kaydetti.
Bunun üzerine mahkeme heyeti, sanık avukatlarının talebini sorduğu iddia makamı Metin Dikeç, görevsizlik kararının reddi yönünde görüş bildirdi. Güler, kavuşturmanın genişletilmesinin yetersiz olduğunu ve Şemdinli İlçesi'nde yapılan keşiflerde belli kişilerin dinlendiğini, kendilerinin davanın tarafı olmalarına rağmen bilgi verilmediğini vurgulayarak, yapılan keşif hükmünün olmadığını kaydetti. Mehmet Güler, savunma tanıklarının dinlenmediğini, 7 tanığın jandarma ve askeri personel olduğu gerekçesiyle taraflı ifade vereceğinden kabul edilmediğini söyleyerek, bunların da dinlenmesini istedi. Olayın, Reşit ve Ağiri isimli PKK elemanları tarafından yapıldığının Sabri Adalar ve Hasan Salar isimli kişilerin ifadelerinde bildirildiğini aktaran Güler, bunların da mahkeme tarafından dinlenmesini istedi.
Daha sonra savunma yapan sanık avukatlarından Vedat Gülşen ise iddia makamını eleştirerek, "İddia makamı sanıkların aleyhinde olan bilgileri topladığı gibi lehinde olanları da toplama görevi bulunuyor. İfadelerinde PKK'nın tabanı bizim tabanımızdır. Bölgede yüzde 50 oy alan bir partinin mensubu olduğunu belirten ve askeri hasım gören bu kişilerin ifadeleri dikkate alınırken, bizim tanıklar askeri personel olduğu için taraflıdır diyerek kabul edilmiyor. Dava böyle sonuçlanması adaleti katletmek anlamına gelir. Aslında İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) bizim müvekkillerimize sahip çıkması gerekir" dedi.
Gülşen'in bu sözleri üzerine araya giren müdahil avukatları, sanık avukatlarının da İHD'ye başvurmalarını istedi. Gülşen ise, gerekirse İHD'ye başvurabileceğini kaydetti. Bu diyalogun ardından tekrar savunma yapmaya başlayan Gülşen, bu davanın yangından mal kaçırırcasına bir an önce bitirilmek istendiği vurgulayarak, 35 yıllık meslek hayatında ilk kez bu kadar ilklerle karşılaştığını söyledi. Eğer iddia makamını reddetme gibi bir imkanı olsaydı bunu da yapacaklarını ifade eden Gülşen, "Dosya bu haliyle karara bağlanırsa, hukuk töhmet altında kalacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye aleyhine karar verebilir" dedi.
Müdahil avukatlarından Sezgin Tanrıkulu da, Gülşen'in söylediği ilkleri kabul ettiğini kaydederek, "Doğrudur, bu dava ilktir. Ancak sizin dediğiniz gibi hızlı değil. Sanıklar Şemdinli halkı tarafından yakalanarak yargıya teslim edilmiştir" şeklinde cevap verdi. Mahkeme heyetinin verdiği 10 dakikalık aranın ardından sanık avukatlarının görevsizlik ve kavuşturmanın genişletilmesi taleplerinin oy birliğiyle reddine karar verildi. Duruşmaya, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkan Vekili Mesut Değer, CHP Hakkari Millet Vekili Esat Canan izleyici olarak katıldı.
Bu arada duruşmanın devam ettiği sırada Adalet Sarayı'nın yakınlarına gelen Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) üye 20 kişilik bir grubu gören polis ekipleri, çevrede güvenlik önlemleri alarak, onların yaklaşmalarını engelledi. Uyarı üzerine burada toplanan grup adına bir konuşma yapan DTP Van İl Başkanı İbrahim Sunkur, görülmekte olan ve karar aşamasına gelen Şemdinli Davası için beklediklerini bildirdi. Davanın zarar görmemesi, hukukun siyasallaşmaması ve mahkemenin selameti için herhangi bir eylemde bulunmayacaklarını kaydeden Sunkur, "Herhangi bir basın açıklaması da yapmıyoruz ve Şemdinli halkının yanında olduğumuzu ama devletin içinde çöreklenmiş ve devleti zayıf düşüren, halka ve vatana zarar veren çetelerin sağlıklı bir şekilde yargılanmasını istiyoruz. Biz mahkemeye de saygı gösteriyor ve hiçbir eylemde hiçbir basın açıklamasında bulunmaksızın dağılıyoruz" dedi. Grup daha sonra sesiz bir şekilde dağıldı.