ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Şemdinli'de yaşanan olayların incelenmesi için 2 Mülkiye Müfettişi'nin görevlendirildiğini belirterek, olayların hem idari hem de adli yönden soruşturulduğunu bildirdi.
Gerçeklerin ancak hukuki yollardan ortaya çıkarılabileceğini vurgulayan Çiçek, "Hiç kimse bizden hukukun dışına çıkarak bir gerçeğin aydınlatılmasını istemesin" dedi. Çiçek, olaya "2. Susurluk Skandalı" benzetmesi yapanlara tepki gösterdi.
Bakan Çiçek, Adalet Bakanlığı'nda gerçekleştirilen Denetimli Serbestlik Hizmetlerinin Geliştirilmesi Projesi açılış töreni sonunda, gazetecilerin Şemdinli'de meydana gelen olaylara ilişkin sorularını cevapladı. Olayın ortaya çıkarılması konusunda savcı ve yargı mensuplarına güvenlerinin tam olduğunu belirten Çiçek, "Kamuoyunun gerçeğin ortaya çıkarılması noktasında bir beklentisi vardır. Yargı mensuplarımız da büyük bir sorumluluk içerisinde gereğini yapacaklardır. Ayrıca olayın idari yönden değerlendirilmesi için iki mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir. Olay hem idari hem de adli yönden soruşturulmaktadır. Olayın gerçek boyutlarıyla ortaya çıkarılması hepimizin beklentisi ve arzusudur" diye konuştu. Olaylar aydınlatılana kadar spekülasyon yapılmasının doğru olmadığını kaydeden Çiçek, "Çünkü iş bütün yönleriyle ortaya çıktıktan sonra ancak sağlıklı bir değerlendirme yapılabilir. Aksi halde yanlış ve eksik bilgilere dayalı değerlendirmeler yapılırsa soruşturmalardan beklenen maksadın hasıl olması güçleştirir. Hem sayın Başbakanımız hem de ilgili kurumlarımız bu konuyu olayın meydana geldiği andan itibaren değerlendirme konusu yapmış ve gerekli kararları vermiştir" açıklamasında bulundu.
Çiçek, olaylardan sonra bir polis memuru ve bir genel başkanın telefon ederek duruma müdahale ettiği yönündeki iddiaların sorulması üzerine ise, "Gerçekten telefon açılmış mıdır, açılmamış mıdır, açılmışsa kim neden yapmıştır bunları bilmiyorum. Biz olay vuku bulduğu andan itibaren olayı yakın takibe aldık. Devletin sorumlu kurumları görevini yapmıştır. 'Devletin yapamadığını bir kişi veya bir şahıs yapıyor' diye bir görüntüye getirmek, bunu siyasi demeç konusu yapmak devletin gücü açısından tereddütler meydana getirir. Bunları doğru bulmam" cevabını verdi.
Bir gazetecinin, olaya "2. Susurluk" benzetmesi yapıldığını hatırlatması ise Çiçek'i kızdırdı. "Olaylar gerçek boyutlarıyla ortaya çıkmadan bu tür spekülasyonlar ve benzetmeler yapmanız gerçeğin ortaya çıkmasını zorlaştırır, kamuoyunu şu veya bu istikamete sevk eder" diyen Çiçek, şunları kaydetti:
"Siz de biraz sabırlı olun. Benim yargı mensuplarına sonuna kadar güvenim var. Ayrıca idari yönden iki mülkiye müfettişi de görevlendirmişiz. Birkaç gün sabrederiz, gerçek ortaya çıkar, daha sonra ne tür benzetmeler yapılacaksa yapılmalıdır. Aksi halde şudur, budur türü benzetmeler gerçeğin ortaya çıkmasını zorlaştırır. Soğukkanlı olarak bu işin üstüne gidiyoruz. Yargının yaptığı bir hazırlık soruşturmasıyla ilgili sorular sorarsanız beni hukuken açığa düşürmüş olursunuz. Ben söylemem gerektiğini söyledim. Hazırlık soruşturması devam ederken, 'Olay yerinde şu mu bu mu oldu?' derseniz, o zaman soruşturmayı benim yürütmüş olmam gerekir, bu da doğru değildir. Hiç kimse bizden hukukun dışını çıkarak bir gerçeğin aydınlatılmasını istememelidir. Hepimiz bu ülkede gerçeğin ortaya çıkarılmasını hukuk yolundan gederek sağlamış olmamız gerekir. Son zamanlarda bazı kurumlarımız dahil olmak üzere yargının işine karışan, kendini yargının yerine koyarak birilerini koruyan, birilerini aklayan konuma giriyorlar. Bu olay üzücüdür, bu olayın ortaya çıkmasını en fazla hükümet istiyor. Bu konuda üzerimize düşeni yaptık."