'Şemdinli komisyonu BBG Evi'ne dönmesin'

ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Şemdinli Araştırma Komisyonu'na ifade veren bir işadamıyla Hakkari Belediye Başkanı'nın ifadelerini içeren tutanakların, Van ve Ankara Savcılıkları tarafından istenmesinin ardından, "Meclis, kamuoyunu sarsacak iddialar sergilemenin bir platformu haline dönüşüyor" kaygısının kamuoyunda hakim olduğunu kaydederken, "Meclis'in BBG evine dönüşmemesine özen göstermek gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Baykal, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan görevinde kaldığı sürece 4., hatta 5. gensoruyu da verebileceklerini ifade ederken, "Artık konu Maliye Bakanı'nın konusu olmaktan çıkmıştır, konu Başbakan konusudur. Bu kabine artık Tayyip Erdoğan değil, Kemal Unakıtan kabinesidir" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Baykal bugün TBMM'deki makamında düzenlediği basın toplantısında, dün sel felaketine uğrayan Edirne'de yaptığı incelemelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Edirne'de hemen hemen her yıl bahar mevsiminde aynı tablonun yaşandığına işaret eden Baykal, "Bu bir doğal afet değildir. Bu orada gerekli önlemleri almayışımızın doğurduğu acı bir sonuçtur" açıklamasında bulundu.

Yunanistan ve Bulgaristan'ın kendi önlemlerini aldıklarını, buradan boşalan suların, "Türkiye'nin doldurduğu nehir yataklarına" aktığını ve bu felaketin yaşandığını anlatan Baykal, "Bu, Türkiye'nin hak etmediği bir manzara" dedi.

Baykal, atalarımızın bir başkent olarak seçtiği, bir kültür ve anıtlar kenti haline getirdiği, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olan Edirne'nin her yıl böyle perişan bir tablo yaşadığını kaydederken, "Bu, ceddimize, insan haklarına saygısızlıktır, bu ekonomik akılsızlıktır" değerlendirmesini yaptı.

Her yıl yaşanan bu perişan tablonun bir daha yaşanmaması için Meriç, Tunca ve Arda nehirlerinin yataklarının bir an önce temizlenmesi gerektiğine ve Tunca üzerindeki Suakacağı Barajının derhal tamamlanması gerektiğine dikkat çeken Baykal, "Fırat'a, Dicle'yle gem vurmuş Türkiye, Tunca, Meriç ve Arda'dan ovasını, kentini koruyamıyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Baykal, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Önceki günkü gensoru görüşmelerinde Maliye Bakanı Unakıtan'ın "4. gensoruyu da bekliyorum" şeklindeki sözlerinin anımsatılması üzerine Baykal, şunları söyledi:

ŞEMDİNLİ KOMİSYONU'NA BBG EVİ BENZETMESİ

"Gensoru görüşmeleri Maliye Bakanı'nın nasıl bir acz, perişanlık ve çaresizlik içinde olduğunu göstermiştir. Ortada çok somut iddialar var. Maliye Bakanı bunlara yanıt vermek yerine bir siyasi partinin genel başkanına saldırıyor. Maliye Bakanı kimseyi suçlama merciinde değildir, hesap verme mevkiindedir. Gensoru görüşmeleri, konunun bir Maliye Bakanı konusu olmayı aştığını ortaya koydu. Konu başbakan konusudur.

Maliye Bakanı'nın kabinenin çok sağlam bir unsuru olduğu, Başbakan'ın Maliye Bakanı ile ilgili bir tasarruf yapmayacağı ortaya çıkmıştır. Artık bu kabineye Tayyip Erdoğan kabinesi deme durumu kalmamıştır, kabine Kemal Unakıtan kabinesidir. Kabinede görünmeyen güç merkezi Kemal Unakıtan'dır, bütün işlerin mihrakında o vardır. Maliye Bakanı'nın ahlakı, icraatları ve değerleriyle, başbakanın ahlakı, icraatları ve değerlerinin bir çatışma içinde olduğunu düşünmek mümkün değildir. 4. gensoru olur mu? Vallahi her şey olur. Bu Maliye Bakanı orada olduğu sürece 4. de, 5. de olur."

Reklam
Reklam

Baykal, Van Savcısı'nın ardından Ankara Savcısı'nın da Hakkari Belediye Başkanı'nın ifadelerini içeren tutanağı Şemdinli Araştırma Komisyonu'ndan istediğinin anımsatılması üzerine, henüz raporunu tamamlamamış ve TBMM Başkanlığı'na sunulmamış olan bu komisyonun, hukuki bir anlam taşıyan, parlamento ve komisyonu resmen izan etme konumunda bir çalışması bulunmadığını söyledi. Baykal, ancak bazı kişilerin, belli kişilerin kendilerine özgü düşüncelerine resmi geçerlilik kazandırmaya çalıştıklarının görüldüğünü kaydetti.

Baykal, bu yaşananların ardından komisyona gelen kişilerin bundan sonra komisyona bilgi verirken çekinebileceklerini dile getirirken, Meclis'in kamuoyunu sarsacak iddialar sergilemenin bir platformu haline dönüşüyor kaygısının kamuoyunda hakim olduğunu kaydetti. Meclis'in kendisini bu kişilere kullandırtmaması gerektiğine dikkat çeken Baykal, "Bir çeşit televizyonlarda çok tartışılan konularda hararetli konuşmalar yapan kişilerin sergilediği yaklaşımı Meclis'te sergilediği, yani Meclis'in BBG evine dönüşmemesine özen göstermek gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Reklam
Reklam

Baykal, askerlik yapmayanların bundan sonra Türk vatandaşlığından çıkartılmayacaklarına ilişkin soruyu yanıtlarken de, kendisinin her konuda vatandaşlıktan çıkarma olmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Vatandaşlığın temel bir hak olduğuna işaret eden Baykal, "Ben vatana ihanetin dahi vatandaşlıktan çıkarma sebebi olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani vatana ihanet elbette büyük bir suçtur ve gereği yapılmalıdır, ama bizim vatandaşımız vatanına ihanet etmiş olabilir. Biz onu vatandaşlıktan çıkardığımız zaman vatana ihanet etmemiş mi olacak?" diye sordu. Baykal, askerlik yapmamanın da bir kamu görevini yerine getirmeme olduğunu, ama bunun yaptırımının düzenlenebileceğini söyledi.